1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

180809 Dialog Ramadan Deutschland

21 Ağustos 2009

Müslümanlar için "on bir ayın sultanı" olan oruç ayı Ramazan başladı. Nüfusunun yaklaşık yüzde 5’i Müslüman olan Almanya’da nasıl bir Ramazan yaşanıyor? Yoğun göçmen nüfusa sahip Köln şehrinden izlenimler…

https://p.dw.com/p/JFON
Köln'deki camilerde de ilk teravih namazı kılındı
Köln'deki camilerde de ilk teravih namazı kılındıFotoğraf: picture-alliance / dpa

Mangal, farklı kültürlerden insanların bir arada yaşadığı Köln kentinin ünlü "Weidengasse" sokağında bulunan bir Türk restoranı. Mangal’ın sahibi Metin Dağ, Ramazan’da her gün oruç tutmadığını söylüyor. Ancak Dağ, restoranda Ramazan’a uygun bir hava oluşturulmasının önemli olduğunun da altını çiziyor ve “yemekler gelmeden önce restoranda ezan okunacak. Havanın aynı Türkiye’deki gibi olmasını istiyoruz" diyor.

Ramadan Fastenbrechen in Essen
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Oruç süresi 15 saat

Restoranın garsonlarından Murat Gök ise restoran sahibinin aksine Ramazan’da her gün oruç tuttuğunu dile getiriyor. Gök, 7 yaşında oruç tutamaya başladığında Ramazan kış aylarına denk geliyormuş. Ancak miladî takvim ile hicrî takvim arasındaki farktan dolayı Ramazan her yıl 10 gün daha erken başlıyor. Bu yıl Ramazan’da günlerin uzun olması nedeniyle, Almanya'da oruç süresi 15 saati bulacak. Garson Murat Gök de bunun getireceği zorluğun farkında. Gök, “bu sene sabah saat beşten, akşam saat dokuza çeyrek kalaya kadar hiç bir şey yiyemeyeceğiz. Bu zor bir şey. Başarıp başaramayacağımdan emin değilim, bakalım…” şeklinde konuşuyor.

Garson Murat Gök yine de orucunu kazaya bırakmak istemiyor. Gök'ün işi iftar vakti geldiğinde daha da zorlaşıyor. Restorana gelenler Ramazan'a özgü zengin sofralarda oruçlarını açarken, garsonlar çalışmaya devam ediyor. Murat Gök, bütün gün yemekle iç içe olmanın kendisine ağır gelmediğini söylüyor ve restoranda hiç iş olmamasının çok daha zor olacağını belirtiyor.

Market rafları rengarenk

Mekân değiştiriyoruz. Yine Köln-Weidengasse'deyiz... Bu kez “Tanger” isimli Faslılar tarafından işletilen bir markete giriyoruz. Tanger çalışanları da Ramazan öncesinde hummalı bir hazırlık yapmış. Market çalışanlarından Yunus Mahi, Arap ülkelerinden gelen gıdaları depoya yerleştiriyor. Mahi, Ramazan'ın market raflarını renklendirdiğini söylüyor. Mahi, “Ramazan'da insanlar daha nitelikli besleniyor. Bu nedenle bu ayda satışa çıkardığımız ürünler, diğer aylara göre daha farklı. Ramazan’da, normal aylarda satmadığımız 10 çeşit unlu gıda geliyor" diyor.

BdT Deutschland Muslime feiern Ende des Fastenmonats Ramadan
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Garson Murat Gök ve market çalışanı Yunus Mahi, İslam’ın şartlarına bağlı kaldıklarını ve Ramazan ayında her gün oruç tuttuklarını söylüyor. Ancak bu bütün Müslümanlar için geçerli değil. Almanya İslam Konferansı kapsamında yapılan bir araştırma, Almanya’da yaşayan Müslümanların yüzde ellisinden fazlasının Ramazan'da her gün oruç tutmadığını ortaya koydu. Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Basın Sözcüsü Nurhan Soykan, bu rakamların gerçekleri yansıttığını belirtiyor. Soykan, insanların okul ya da iş dolayısıyla hafta sonralı oruç tutmayı tercih ettiğini söylüyor ve “ben dört hafta boyunca oruç tutulmadığını, okul ya da iş dolayısıyla yalnızca hafta sonu oruç tutulduğunu düşünüyorum. Hiç oruç tutmayan Müslümanların oranınınsa yüzde otuz civarında olduğunu tahmin ediyorum" diyor.

DİTİB'den Ramazan mesajı

Diğer taraftan Almanya'daki en büyük İslamî çatı kuruluşu olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği DİTİB de Ramazan ayının başlaması dolayısıyla yayınladığı mesajda, sevgi ve hoşgörü temasına da vurgu yaptı. DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan imzasıyla yayınlanan mesajda, Ramazan'ın oruç ve Kur'an ayı olmasının dışında aynı zamanda manevî bir eğitim dönemi olduğu da hatırlatıldı. Mesajda özetle şu ifadelere yer verildi: "Sevgi, dostluk, fedakârlık, arkadaşlık, hoşgörü, bağışlama gibi duygularımızı geliştirmeli, nefret, kin, öfke, kibir, bencillik, hırs ve şiddet gibi duygulardan da arınmalıyız. Sevgi, saygı ve hoşgörü asla vazgeçemeyeceğimiz temel erdemler olarak hayatımıza hâkim olmalı ve bu ayda kazanılan güzellikler, hayatımızın bundan sonraki dönemlerinde de gelişerek devam etmelidir."

Martina Sabra / Çeviri: Başak Özay

Editör: Murat Çelikkafa