‘Alman Sonbaharı’nın üzerinden 30 yıl geçti

Almanya’daki radikal sol Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun (RAF) 28 yıl süren silahlı mücadelesi sırasında 34 kişi öldürüldü. Özellikle Alman İşverenler Birliği Başkanı Hanns Martin Schleyer’in 5 Eylül 1977 tarihinde kaçırılması infial yarattı. Schleyer’in kaçırılmasıyla zirve noktasına ulaşan RAF’ın ardı ardına eylemler gerçekleştirdiği dönem tarih kitaplarına “Alman Sonbaharı” olarak geçti.

5 Eylül 1977 tarihinde Kızıl Ordu Fraksiyonu, Köln’de İşverenler Birliği Başkanı Hanss Martin Schleyer’in konvoyuna saldırdı. Kendisine eşlik eden dört kişi kurşunlanarak öldürülürken Schleyer kaçırıldı. Bu olay, Alman Sonbaharı olarak adlandırılan sürecin başlangıcı oldu.

Kızıl Ordu Fraksiyonu, aralarında Andreas Baader, Gudrun Ensslin ve Jan Carl Raspe gibi bombalı eylemlerden dolayı 1972 yılından itibaren hapis yatan 11 örgüt kurucusunun serbest bırakılmasını talep etti.

İkinci nesil yetişti

Radikal sol örgütün kalbi ve beyinleri olan bu isimler hapisaneden örgütü yönlendirmeye devam etti. Ve bu arada ikinci Kızıl Ordu Fraksiyonu nesli yetişti. Yeni jenerasyon kapitalizme, adaletsizliğe ve Nazi geçmişine karşı mücadele gibi, sürecin başlangıcında benimsenen hedeflerden bir hayli uzaklaşmıştı. Tek hedefleri örgüt liderlerinin hapisten kurtarmaktı.

Ancak Almanya’daki dönemin federal hükümeti şantaja boyun eğmedi. Başbakan Helmut Schmidt, Schleyer’in kaçırılmasından dört saat sonra televizyonlar aracılığıyla RAF üyelerine şu sözlerle seslendi: “Beni mutlaka bu olayın failleri de dinliyordur... Belki şu anda kendileri galip ve güçlü hissediyor olabilirler. Ancak yanılmamalılar. Terörün uzun vadede hiçbir şansı yok!”

“Hapiste intihar” iddiası

44 gün süren, olağanüstü bir dönem yaşandı. Kızıl Ordu Fraksiyonu üyelerinin cezaevinde birbirleri ve avukatlarıyla görüşmelerini yasaklayan yasa Alman parlamentosunda görülmemiş bir hızla geçirildi. Zira kaçırma eyleminin radikal sol örgütün liderleri tarafından cezaevinde planlandığından şüphelenildi. Emniyet güçleri binlerce eve baskın düzenledi. Bakanlık binaları tel örgülerle çevrildi.

Ardından RAF, kaçırdıkları Schleyer’in konuşmasını içeren bir bant kaydını hükümete gönderdi. Schleyer, “Bulunduğum konuma bakarak kendi kendime soruyorum. Hükümetin nihayet bir karar vermesi için daha ne gerekiyor. Sonuç itibariyle beş buçuk haftadır teröristlerin elindeyim...”

13 Ekim 1977 tarihinde dört Filistinlinin, RAF’a destek amacıyla, 87 yolcunun bulunduğu Alman Lufthansa hava yolu şirketine ait bir uçağı kaçırması endişelerin artmasına neden oldu. Pilotları uçuş sırasında öldüren Filistinliler Alman hükümetinden Kızıl Ordu Fraksiyon militanlarının serbest bırakılmasını istedi. Aksi takdirde Somali’nin başkenti Mogadişu’ya indirdikleri uçaktaki tüm yolcuları öldüreceklerini bildirdiler. Ancak beş gün sonra, özel bir Alman birliği uçağa operasyon düzenleyerek 86 yolcuyu kurtarabildi.

Aynı gece, ülkenin en güvenli hapishanesinde yatan Kızıl Ordu Fraksiyon üyelerinin “intihar ettikleri” açıklandı. Silahları cezaevine nasıl soktuklarıysa halen yanıtı merak edilen sorulardan biri. Bu olaydan bir gün sonra İşverenler Birliği Başkanı Schleyer’in cesedi bir otomobilin bagajında bulundu. Kim tarafından vurulduğu da halen bilinmiyor.

Hala gündeme geliyor

"Alman Sonbaharı" olarak adlandırılan dönemin sonu, Schleyer’in öldürüldüğü gün. 1977 yılı Alman halkının hafızasına kazındı.

Zaman zaman hala Alman Sonbaharı ile ilgili gelişmeler yaşanıyor. Son olarak 1982 yılından bu yana hapis yatan, Schleyer’in kaçırılması ve öldürülmesinden sorumlu olanlar arasında bulunan eski RAF mensubu Christian Klar’ın af başvurusu, Almanya Cumhurbaşkanı Hans Köhler tarafından reddedildi.