Alman sanayicilerin 2012 beklentileri
28 Aralık 2011Makine endüstrisi, otomotiv, elektroteknik, kimya ve imalat sanayi. Bunlar, Alman sanayinin üzerinde yükseldiği sütunlar. Alman sanayinin bütün dünyadaki imajının ne kadar iyi olduğunu da geride bırakmak üzere olduğumuz 2011 yılında bir kez daha gördük. Borç krizi yüzünden bütün dünyanın güvensizliğe sürüklendiği bir dönemde bakalım bu başarı devam edecek mi? Hangi branşları hangi büyük sınavlar bekliyor? Köln’deki Alman Ekonomisi Enstitüsü bu sorulara yanıt aradığı anketin sonuçlarını açıkladı.
Beklentiler oldukça mütevazı
Borç krizi, en güçlü şirketlerde bile iz bırakıyor. Alman Ekonomisi Enstitüsü’nün geleneksel yıl sonu anketinin sonucunu böyle özetlemek mümkün. En önemli 46 sanayi branşının meslek kuruluşları arasında yapılan ankette katılımcılara 2012 yılıyla ilgili beklentileri soruldu. İlk göze çarpan, beklentilerin, 12 ay öncesine göre oldukça mütevazı olması. 46 sanayi branşından 23’ü önümüzdeki 12 aylık dönemin 2011’i aratmasından endişe ediyor.
Enstitü başkanı Michael Hüther, sanayi branşları arasındaki "iyimserlik farklarına" dikkat çekiyor: "Genel karamsarlık ortamında münferit branşların beklentileriyle ilgili farklı, somut ve sağlam veriler ortaya çıktı"
Uzman şunu kastediyor: "Yakından incelendiğinde, 2012 yılıyla ilgili oldukça düşük büyüme tahminlerine rağmen ortaya iyimser bir tablo çıkıyor." Çünkü, iş hacminin genişleyeceği, en azından aynı kalacağı tahmin edilen otomotivcilik, makine sanayi, kimyacılık, zanaatkârlık ve inşaatçılık gibi branşlar Almanya’nın temel sanayi dallarını oluşturuyor. 46 branş temsilciliğinin yarısı olumlu beklenti içinde ve üretimi daha da artıracaklarını söylüyor. 9 sanayi branşı ise 2012’de bu yılın satış hasılatını tutturmayı hedefliyor.
Borç krizinin etkileri
Sanayiciler, borç krizi ve sonuçlarının konjonktürü daha da frenleyeceği görüşündeler. Satış hasılatı rekoru kıran branşlar da farklı düşünmüyor. Bu durumda akla, Alman sanayicisinin en yüksek düzeydeyken vereceği fireden mi çekindiği sorusu geliyor.
Hüther, "Bu yakınmanın değil, belli bir güvensizliğin işareti. Çünkü kimse krizin nasıl tırmanıp, nelere yol açabileceğini kestiremiyor. Siyasi otorite duruma hâkim de olabilir. Çünkü bu tamamen siyasi bir konu" diyor.
Alman özel sektörü 2011 yılında kârını arttırdı. Kazandığı parayı kumbarada saklamak niyetinde de değil. 29 sanayi branşı yatırım hacminin 2011 rakamlarının altına düşmeyeceğini bildirmiş.
Personel sayısının azaltılması
31 branşta istihdam hacminin korunacağı, sadece sekizinde ise personel sayısını azaltmak zorunda kalınabileceği belirtiliyor.
Hüther, "İstihdam hacmi korunacak. Hatta piyasa daha da rahatlayacak. Çünkü Almanya’nın nüfus yapısı değişiyor. Ekonomik bakımdan faal nüfus düşse de, işsizlik artışı önemli oranda gerileyecek. İstihdam piyasasının durumu güven verici. 2011 yılındaki özel tüketim harcamalarında görülen olumlu gelişmeyle de uyumlu. Çünkü birey için en önemli olan işini koruyabilmek. Kişi işinden emin olunca da özel tüketim harcamaları artıyor" şeklinde konuşuyor.
2012 yılına karamsar bakanların başında ise finans branşı ile enerji devleri geliyor. Borç krizinden en çok etkilenen banka ve sigortacılık şirketleri, derecelendirme kuruluşlarının ıskartaya çıkardığı Güney Avrupa ülkelerinin devlet tahvillerine yüklü yatırım yapmıştı. Ayrıca bankalar yeni kurallar uyarınca ödenmiş sermayelerini de artırmak zorundalar. Japonya'daki nükleer felaket nedeniyle enerji şirketleri de atom santrallerini peyderpey kapatmak zorundalar. Enerji nakil kapasitesinin genişletilmesi ve yenilenebilir enerjilere geçiş de yüksek yatırımları gerektiriyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Klaus Ulrich / Çeviri: Ahmet Günaltay
Editör: Ercan Coşkun