1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman medyasının Türkiye sınavı

10 Ağustos 2016

15 Temmuz sonrası Alman medyasına yönelik eleştiriler arttı. Peki Alman medyası Türkiye konusunda nasıl bir sınav veriyor? Uzmanlar DW Türkçe'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/1JfNL
Fotoğraf: picture alliance/dpa/O. Berg

Darbe girişiminden bu yana Almanya’nın önde gelen yayın organlarında Türkiye’deki gelişmelere hemen her gün geniş şekilde yer veriliyor. Gazetelerde yer alan yorumların önemli bir kısmında hükümetin darbe sonrası başvurduğu önlemler ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politikalarına yönelik eleştiriler öne çıkıyor. AB ile yaşanan ‘idam’ ve ‘üyeliğin durdurulması’ krizi ve mülteci anlaşmasına dönük endişeler de Alman medyasının gündeminde olan konular.

Ancak medya organları Türkiye haberleri nedeniyle tepkilerin odağında. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ‘Alman medyasının tek bir kontrol mekanizmasından idare edildiğini’ söylerken, Alman mevkidaşı Frank-Walter Steinmeier de Almanya’daki tartışmalarda ‘darbecilerin şiddetinin’ gözden kaçırıldığını belirtti ve Türkiye'ye ölçülü eleştiri yapılmasını istedi. Sosyal medyada ise “Stern, Spiegel ve Focus uluslararası darbecilerle işbirliği yapıyor", "Türkiye’den başka meseleniz yok mu? Türkiye’yi aşağılamaya devam edin, bunu çok iyi becerirsiniz" gibi yorumlar dikkat çekiyor.

Deutschland Köln Pro-Erdogan-Demonstration
Köln'de düzenlenen "Darbe Karşıtı Demokrasi" mitinginde de katılımcılar medyaya yönelik tepkilerini dile getirmiştiFotoğraf: picture alliance/dpa/O. Berg

‘Olumsuz haberler ağırlıkta’

Peki gerçekten de Alman medyasında Türkiye ile ilgili olumsuz haberler ön planda mı yer alıyor? Münih Üniversitesi Medya ve İletişim Ensitüsü’nden araştırma görevlisi Narin Karadaş’a göre, son dönemde medyada Türkiye ile ilgili olumsuz haberler ağırlıkta. Ancak Karadaş, “Bu haberlerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığına bakmak gerekir. Basın özgürlüğü kısıtlanıp, idam talep edilirken negatif haber yapılmaması biraz zor” değerlendirmesinde bulunuyor. ‘Hostile Media Effect’ (Düşmanca Medya Etkisi) adlı bir olguya da dikkat çeken Karadaş, olayların yoğun duygusal etkisindeki kesimlerin objektif haberleri dahi olumsuz algılayabileceğini belirtiyor. Bunun bir azınlık fenomeni olduğunu belirten Karadaş, “Muhtemelen Fransa’da Araplar, ABD’de siyahiler de kendileri hakkındaki haberlerin olumsuz olduğunu düşünüyordur” diyor.

Türkische Wahlkampagne in Deutschland - Burak Copur
Dr. Burak ÇopurFotoğraf: Privat

Duisburg Essen Üniversitesi'nden siyaset bilimci ve Türkiye uzmanı Dr. Burak Çopur ise medya hakkında genelleme yapmanın yanlış olduğunu belirtiyor. Almanya’da bazı gazetelerin yabancı düşmanlığına yakın haberlere yer verdiğini belirten Çopur, önde gelen gazetelerin Türkiye muhabirlerinin alanında uzman isimler olduğunu ifade ediyor. Çopur, tepkilerin önemli bir kısmının ‘yüzeysel ve duygusal’ olduğu görüşünde.

Erdoğan’a yönelik eleştiriler

Tepkiler arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsına dönük eleştirilerin, darbe girişimi ile ilgili haberleri gölgelediği görüşü de bulunuyor. Örneğin Nürnberg ve Kuzey Bavyera bölgesinde faaliyet gösteren sekiz Türk derneği, 15 Temmuz sonrası yayınladıkları basın bildirisinde, Alman medyasının tutumunu kınadı. Medyanın tek taraflı yayın yaptığını öne süren dernekler, “Türkiye’deki ve Türkiye ile ilgili sorunların tek bir kişiye indirgenmesini doğru bulmuyoruz” açıklamasını yaptı.

Yasar Aydin Türkei Experte bei SWP Berlin
Dr. Yaşar AydınFotoğraf: privat

Medyada Erdoğan’a dönük ‘abartılı’ eleştiriler bulunduğunu belirten Hafencity Üniversitesi’nden Göç ve Türkiye uzmanı Dr. Yaşar Aydın, “Son 5-6 yıldır işlerin iyi gitmediğini birçok yerde yazmış biri olarak şunu da görüyorum: Yaptığı yanlışlardan dolayı Erdoğan’a yöneltilen haklı eleştiriler var. Bir de yüzde 30-40 da olsa abartılı bir eleştiri var, bir günah keçisi etme olayı da söz konusu” diyor. ‘Abartılı bir takıntı var’ diyen Aydın, “Sanki Erdoğan’sız Türkiye güllük gülistanlık olacakmış gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bu yanlış, bunu yaptığınızda Türkiye’deki seçmeni hiçe saymış oluyorsunuz” değerlendirmesini yapıyor.

Türkiye uzmanı Dr. Burak Çopur ise medyanın darbe girişimine mesafeli tutumunu Erdoğan’ın 15 Temmuz öncesi ‘Batı karşıtı ve otoriter’ politikaları ile ilişkilendiriyor. Çopur, “Almanya’daki olayları düşünün; Ermeni tasarısı, İncirlik, AB ile mülteci sorununda yaşanan sorunlar bunun bir örneği” diyor.

Darbe girişimi sonrası yapılan anketler Türkiye’ye ilişkin negatif algının kamuoyunda da yaygın olduğunu gösteriyor. Bild gazetesi tarafından EMNİD kamuoyu şirketine yaptırılan bir ankete göre, Almanların yüzde 52’si Türkiye ile mülteci anlaşmasının feshedilmesini istiyor. Alman birinci kanalı ARD’nin yaptırdığı bir ankete göre ise Almanların yüzde 80’i Türkiye’nin AB üyeliğine karşı.

© Deutsche Welle Türkçe

Başak Özay