1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman ekonomisi canlanıyor

Karl Zawadzky / DW19 Ekim 2006

Alman ekonomisindeki canlanma sürüyor. Önde gelen altı iktisadi araştırma kuruluşunun yayınladıkları ortak rapordan çıkan sonuç bu yönde. Ancak federal hükümetin vergi artırımı kararı nedeniyle ekonomik büyüme yüzde 2,3’ten yüzde 1,4’e düşecek. DW’den Karl Zawadzky’nin yorumu...

https://p.dw.com/p/AZni

“Öyle görünüyor ki Alman hükümetinin evdeki hesabı çarşıya uyacak: Ülke ekonomisi bu yıl öyle bir yükseliş trendine girdi ki yıl sonunda uygulamaya konulacak hatırı sayılır vergi artırımları bile ekonomik gelişminin hızını kesemedi, sadece küçük bir darbe vurdu. Bu da şu anlama geliyor: Ekonominin yükseliş trendi, hafif bir yavaşlamayla da olsa, gelecek yıl da sürecek. İşsizlikle mücadeleye paralel olarak yeni istihdam olanaklarının yaratılması da devam edecek.

İşsizlerin sayısının bu yıl içinde 350 bin kişi azaldığını göz önünde bulunduran, önde gelen altı ekonomik araştırma kurumu, gelecek yıl da işsizler ordusundan 300 bin kişinin eksileceğini tahmin ediyor. Yani, 2007’de işsizlik oranı beş yıl sonra ilk defa yüzde 10 eşiğinin altına inecek.

Bu verilerin ekonomi politikalarının doğruluğuna delalet ettiğine düşünen hükümet, bu arada ekonomi uzmanlarının şiddetli eleştirilerini duymuyor. Eleştiriler özellikle hükümetin vergi ve sosyal politikalarına yönelik. Yıl sonunda şimdiye kadar görülmemiş bir oranda vergi artırımı söz konusu olacak.

Başta katma değer ve sigorta vergisi artırılacak. Sağlık ve emeklilik vergisinin yükseltilmesi ve bir takım iskontoların kaldırılmasıyla da birçok kişinin alım gücü düşecek. Yani kağıt üzerinde gelir artacak ama reel gelir azalacak. Özetle, yeni yeni kendine gelen özel harcamaların konjonktür üzerindeki tetikleyici etkisi kaybolacak.

Geçmişte yapılan hataların acısı şimdi çıkıyor. Federal hükümetin cesaretsizliği de cabası. Geçmişin yükü, dev bir borç yığını olarak karışmıza çıkıyor. Federal Maliye Bakanlığı, yılda yaklaşık 40 milyar euro faiz ödemek zorunda. Buna çare olarak harcamalarda yarım yamalak bir kısıtlamaya gidildi. Yine de devlet bütçesindeki açık giderek küçülüyor; gelecek yıl, Avrupa İstikrar Paktı’nın belirlediği kritik eşik değerin altına inmiş olacak.

Ama bu, konjonktürel olarak artan vergi gelirleri sayesinde gerçekleşecek. Oysa federal bütçeden yapılan kısıtlamalarla bütçe açığının kapatılması tercih edilesi bir durum olurdu. Zira konjonktürel ivme düştüğünde, Almanya’nın başı yeniden Avrupa İstikrar Paktı’nın belirlediği eşik ile derde girebilir.

Ama şimdilik -ki bu önemli- ekonomide pozitif bir hareketlenme var. Tabii yer yer bazı tedirginlikler söz konusu. Sadece yıl sonunda vergi artırımı nedeniyle alım gücünün düşecek olması değil, konjonktürü tetikleyen dinamiklerdeki dengesizlik de tedirginlik yaratıyor. Konjonktürdeki canlanmanın ana sebebi ihracat.

Bununla birlikte yurt içi yatırımlar da artıyor. Fakat gayri safi yurt içi hasılanın fazlasını teşkil eden özel harcamalarda istenilen düzeye bir türlü ulaşılamıyor. İstihdam piyasası ise umut vadediyor. Geçmiş yıllardaki tenkisatlardan sonra, işletmeler şimdilerde yeniden iş gücü alımına yönelmiş durumda.”