AK'den Ankara’ya AB vizesi
22 Haziran 2004Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti alanlarındaki eksikleri nedeniyle 1996 yılından bu yana Avrupa Konseyi’nin denetim mekanizmasında tutulan Ankara, Strasbourg’da yapılan oylamayla bu mekanizmadan çıkarıldı. Geçen Nisan ayında alınması öngörülen bu karar, eski DEP milletvekillerinin konumu nedeniyle Haziran ayına ertelenmişti. 153 parlamenterin katıldığı oylamada 141 parlamenter, Türkiye’nin Avrupa Konseyi denetim sürecinde çıkarılması lehinde oy kullandı.
Biri Belçikalı diğeri Lüksemburglu iki raportör tarafından kaleme alınan kararda, son iki yılda geçmiş on yıla oranla daha fazla reform yapıldığına işaret ediliyor ve Ankara’nın Avrupa’yı ikna edici bir demokratik reform sürecine girdiği görüşü savunuluyor. Kararda, AKP hükümetinin Kasım 2002’de iktidara geldiğinde kimi endişeler yaratmış olmasına rağmen, reformlar için TBMM’deki çoğunluğunu olumlu kullandığı ve CHP’nin de söz konusu reformların gerçekleşmesine katkıda bulunduğu belirtiliyor.
Reformlara övgü
Kararda, son zamanlarda politik, Anayasal ve yasal planda gerçekleştirilen tüm reformlardan övgüyle söz edilerek Türkiye’nin politik denetimde tutulmasına gerek kalmadığı vurgulanıyor. Buna karşılık, daha önce denetim mekanizmasına alınan tüm ülkeler için olduğu gibi Türkiye’nin de daha çok bir formalite olan denetim sonrası sürece dahil edilmesi de karara bağlandı. AB üyesi olan Çek Cumhuriyeti, Letonya ve Slovakya ile müstakbel AB üyeleri Bulgaristan ve Hırvatistan da halen Avrupa Konseyi’nin denetim sonrası sürecinde bulunuyor.
Avrupa Konseyi kaynakları, kararın Türkiye açısından olumlu çıkmasında, Ankara’nın Kıbrıslı Rum Titina Loizidu ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına uyması, idam cezasını kaldırması, hatta idam cezasının savaş koşullarında dahi uygulanmayacağına dair Avrupa sözleşmesine imza atmasının önemli rol oynadığı söyleniyor.
Yeni Anayasa çağrısı
Denetimin kaldırılması kararına rağmen AKPM’nin Türkiye’den bu süreçte talepleri de bulunuyor. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne bağlı Venedik Komisyonu’yla işbirliği halinde yeni bir Anayasa oluşturması, seçim kanununu değiştirip %10 barajını aşağı çekmesi, askerlik görevi için vicdani ret uygulamasını benimsemesi, Ombudsmanlık kurulması, Ceza Kanunu’nu revize etmesi isteniyor.
Ayrıca olağanüstü hal döneminden kalma yasalarını gözden geçirmesi, ulusal azınlıkların varlığına yönelik politikalarına devam etmesi, yerel idareler reformunu uygulamaya koyması, yargıç ve savcılıların eğitimi konusunda Avrupa Konseyi ile ortaklaşa yürütülen eğitim programlarına devam etmesi, Cenevre Mülteciler Sözleşmesi’ne yönelik coğrafi çekinceleri kaldırması, kadınların okur yazarlık oranını artırmasını ve kadına yönelik şiddetle mücadele etmesi de talepler arasında.
AB açısından çok önemli
Kararın kabulü, Türkiye’nin tüm Avrupa’ya has müşterek politik kriterleri yerine getiren ülkeler sınıfına girdiğinin de kanıtı olarak yorumlanıyor. Bir diğer deyişle, Avrupa Birliği üyeliği için şart koşulan Kopenhag siyasi kriterlerinin büyük ölçüde Türkiye tarafından yerine getirildiği anlamına geliyor.
Avrupa Konseyi yetkilileri, taslak kararın kabulünün Türkiye’nin Avrupa Birliği perspektifi açısından da önemli olduğunu, Avrupa Konseyi’nde politik açıdan normalleşmiş bir ülkeye karşı AB Komisyonu’nun değişik bir tavır almasının mümkün olmadığını söylüyorlar.