Akbabalar yeniden Alpler'de
20 Nisan 2005Kanat açıklığı neredeyse 3 metreyi bulan sakallı akbaba, Avrupa kıtasının en büyük yırtıcı kışı olarak kabul ediliyor. Akbaba adını, gagasının altından uzanan ve sakalı andıran tüylere borçlu. Kuzuları avladığı, bebekleri kaçırdığı yolundaki inanç, yaygın şekilde avlanmasına ve sonunda, bundan 100 yıl önce soyunun tükenmesine yol açtı.
O tarihten itibaren yalnızca bazı hayvanat bahçelerinde bulunan sakallı akbabanın dağlarda neslinin yeniden gelişebilmesi için 1986 yılında bir proje başlatıldı. İlk adımı Avusturya’da atılan proje, ardından Fransa ve son olarak İsviçre Milli Parkı’na genişletildi. Şimdiye kadar doğaya serbest bırakılan akbaba sayısı 130. Bunların yaklaşık 100’ü doğaya uyum sağlamayı başardı. Uzmanlar, bunun oldukça yüksek bir oran olduğuna dikkat çekiyor.
Akbabalar nasıl yaşıyor?
Sakallı akbaba, dağlarda leş yiyerek yaşamını sürdürüyor. Ancak bu alandaki rakipleri olan kargalar ve kartallar, kemikler karşısında biraz çaresiz kalırken, akbabalar, içgüdüsel olarak sahip oldukları bir yönteme başvuruyorlar. Kemikleri yaklaşık 80 metre yükseklikten kayalıklar üzerine bırakan akbabalar, böylece kemiklerin parçalanmasını sağlıyorlar.
İtalya’nın kuzeyindeki Cima del Fopel Milli Parkı görevlilerinden Heinrich Angerer, akbabalar hakkında “Yetişkin akbabalar, bu yöntemi genç kuşlara da aktarıyorlar. Önce kemikleri bırakıp gencin sonucu görmesini sağlıyor, arkasından aynı işi bu kez de onun yapmasını istiyor. Bu eğitim çalışması, genç kuş iyice kavrayıncaya kadar, 3-4 saat boyunca devam ediyor“ şeklinde konuşuyor.
Nüfusları artmaya başladı
Akbabanın mide asidi, yeterince parçalanan kemiğin sindirime hazır hale gelmesini sağlıyor. Yüzde 12 protein, yüzde 16 yağ ve pek çok mineral içeren kemik, sakallı akbabanın hayatını devam ettirebilmesini sağlıyor. Alp Dağları’ndaki sakallı akbaba nüfusu artık yeniden artıyor. Veriler, akbabanın artık insan desteğine ihtiyaç duymaksızın soyunu sürdürebilecek konuma ulaştığını ortaya koyuyor. Böylece sakallı akbaba projesi, yaklaşık 20 yıllık bir çalışmanın sonunda hedefine varmış oldu.