1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AK Türkiye'yi denetim sürecinden çıkardı

Duygu Leloğlu3 Mart 2004

Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlanması kararının alınmasında iki önemli rapordan birisini oluşturan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Denetim Komisyonu’nun onayladığı Türkiye raporu çerçevesinde Türkiye’yi denetim sürecinden çıkarılmasına karar verildi.

https://p.dw.com/p/AbNO
Avrupa Konseyi, Türkiye'yi denetim sürecinden çıkarmasını öngören raporu onayladı
Avrupa Konseyi, Türkiye'yi denetim sürecinden çıkarmasını öngören raporu onayladı

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Denetim Komisyonu, Türkiye’yi denetim sürecinden çıkardı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Denetim Komisyonu bugün yaptığı toplantısında Türkiye raportörlerinin hazırladığı rapor ve buna bağlı tavsiye karar tasarısı tartışılarak oylandı.

Reformlara övgü

Lüksemburg Milletvekili Mady Delvaux Stehres ve Belçikalı Luc van den Brande tarafından kaleme alınan rapor ve buna bağlı önerilerin yer aldığı karar tasarısında, Türkiye'nin, demokrasi açığı ülkeler için uygulanan, "denetim mekanizmasından" çıkartılması önerildi. Yaklaşık 55 sayfadan oluşan belgede, bu önerinin gerekçesi 'Türkiye'nin son üç yıldır Avrupa Konseyi'nin bir üyesi olarak zorunluluklarını tatmin edici bir şekilde yerine getirdiği' şeklinde açıklandı. Raporda, Türkiye bir taraftan, yaptığı reformlarla övülürken diğer taraftan eksiklikleri sıralandı.

Türkiye'nin ekonomik dar boğaza, siyasi istikrarsızlığa ve kapı komşusu Irak'daki savaşa rağmen, reform sürecini kararla sürdürdüğü takdirde karşılandı. "2001 yılından bu yana sağlanan gelişmeler ışığında, Türk yetkililerine, reformların güçleneceği konusunda güveniyoruz " sözlerinin altı çizilirken, reform sürecinin 2004 sonrasında da devam etmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Anayasada birçok değişiklik yapılması memnunlukla karşılanıyor. Ancak anayasanın baştan aşağı tamir görmesi gerektiği de ifade ediliyor. Bu çalışmalar devam ederken, Ankara'dan devlet güvenlik mahkemelerine ilişkin 131. ve 127. maddelerde değişiklik yapılması isteği belirtiliyor.

Uygulama bekleniyor

Eski DEP milletvekili Leyla Zana ve arkadaşlarının yeniden yargılanması olumlu gelişme olarak karşılanmakla beraber, on yıl cezaevinde kalan tutukluların tutuksuz yargılanması gerektiğine vurgu yapılıyor. Temel haklar ve özgürlükler konusunda ileri adımlar atıldığı, ancak bu reformların da günlük hayata yansımadığı belirtiliyor. Buna da örnek olarak, Kürtçe yayın ve dil kurslarına yeşil ışık yakılmasına rağmen pratikte hiç bir şeyin değişmemesi gösteriliyor.

Ordunun rolü ve Kıbrıs

Ordunun siviller üzerindeki kontrolünün azaltılması da raportörleri memnun eden bir başka unsur. Ancak, Milli Güvenlik Kurulu'nun öneminin azatılmasına rağmen, halen RTÜK ve YÖK gibi kurumlarda askeri temsilcilerin bulunması eleştiriliyor. Bu bölümde de "Türkiye'nin stratejik önemini anlıyoruz ama bu durum askerlerin sivil hayatta etkin olmasını açıklamaz. Bu kadar askeri darbenin ardından, orduya güvenin azalması gerekirdi" sözleri de dikkat çekici.

Raporda, Kuzey Kıbrıs'ın hiç bir uluslararası platformda tanınmadığının altının çizilmesine rağmen, belgede "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti" ifadesi yer alması da dikkat çekti. Kıbrıs konusunda, "Erdoğan hükümeti, çözüm istiyor gibi görünüyor. Bununla birlikte daha önceki hükümette olduğu gibi, Kuzey Kıbrıs'ı ilhak etme tehditleri bulunmuyor" sözleriyle AK Partinin bir önceki hükümetten yaklaşım farkı vurgulanıyor.