1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'deki Müslümanlar yaşadıkları ülkeyi benimsiyor

21 Eylül 2017

AB ülkelerinde yaşayan Müslümanların çoğu dışlanma ya da tacizlere rağmen kendilerini yaşadıkları ülkeye ait hissediyor.

https://p.dw.com/p/2kQ8g
Fotoğraf: Getty Images/S. Schuermann

AB Temel Haklar Ajansı'nın (FRA) yaptığı ankete göre Müslümanların çoğu bazı düşmanlıklara rağmen Avrupa Birliği ülkelerinde kendilerini evlerinde hissediyor. Sonuçları açıklanan ankete katılanların yüzde 76'sı yaşadıkları ülkeye güçlü bir aidiyet duygusu duyuyor. Kamuya ait kurumlara nüfusun genelinden daha fazla güven duyuyorlar. Ancak, polis ya da yargının yaptığı işe genç Müslümanların daha az güven duyduğuna dikkat çekiliyor.

AB Temel Haklar Ajansı (FRA) rapor için 2016 yılında 28 AB üyesi ülkedesinde 25 bin 500 göçmen ya da azınlık mensubuyla görüştü.

Ankette 2015 yılından sonra Avrupa Birliği'ne gelenler dikkate alınmadı. Ankete katılanlarda en az bir yıldır AB sınırları içinde, kendi hanesinde oturma şartı arandı. Ankete katılanların büyük çoğunluğunu Türkiye'nin yanı sıra Afrika ve Asya ülkelerinden gelenler oluşturdu. AB sınırları içinde yaklaşık 20 milyon Müslüman yaşıyor. Bu Müslümanların yaklaşık yarısı Fransa ve Almanya'da bulunuyor. 

AB Temel Haklar Ajansı (FRA) Direktörü Michael O'Flaherty geniş kapsamlı anket sonuçlarının derlendiği raporla ilgili olarak, "Sonuçlar, Müslümanların topluma entegre olmadığı iddiasının gülünç olduğunu ortaya koyuyor" dedi.

Nefret ve dışlama

Ramadan in Sizilien
Fotoğraf: DW/D.Cupolo

Ancak ankete göre her nefret ve dışlanma vakası Müslümanların topluma entegre olmasını zorlaştırıyor ve yerli halkın açık ve samimi olmaması nüfus içindeki bütün grupların yabancılaşma tehlikesini beraberinde getirebiliyor.

Anket Müslümanların şiddet karşısındaki davranışları konusunda da somut bir rakama dikkat çekiyor. Ankete katılan Müslümanların yüzde 87'si ırkçı ya da dini hakaretlere şiddetle tepki verilmesini "kesinlikle kabul edilemez" olarak reddediyor. Ancak yüzde 11'lik bir kesim, bu bağlamda şiddeti "bazen", ya da "her zaman" kabul edilebilir olarak görüyor.

Müslüman olmayanlarda dini gerekçelerle uygulanacak şiddete karşı gelme eğiliminin çok daha belirgin olduğu dikkat çekiyor. 

Ev ya da iş ararken, doktor muayenesinde dışlanma

Ankete katılan Müslümanların yüzde 39'u kökenleri nedeniyle dışlanma, taciz ya da şiddete maruz kaldığını belirtiyor. Bu tecrübelerin en çok ev ya da iş arama ile doktor muayenesi sırasında yaşandığı kaydediliyor. Ankete katılan her üç kişiden biri iş ararken kötü tecrübe yaşadığını anlatıyor. Dışlanmadan muzdarip olanların başında Afrikalılar geliyor.

AB Temel Haklar Ajansı bundan on yıl önce bu konuda yapılan anket sonuçlarıyla kıyaslama yapıldığında iyileşme olmadığına dikkat çekiyor. Almanya'da göçmenler arasında Afrika'dan gelenler için durumun iyileşmediği tespiti yapılıyor. Ankete katılanların yaklaşık yarısı son dönemlerde ırkçı gerekçelerle kendilerine sorun çıkarıldığını ya da dışlandıklarını anlatıyor.

AB ülkelerinin entegrasyon stratejisi

AB Temel Haklar Ajansı raporunda birlik üyesi ülkelerin isteksizce hazırladığı entegresyon planlarına da değiniyor. AB üyesi neredeyse her ülkenin entegrasyon konusunda bir stratejisi olduğu ve değerlerine uyulması beklentisi içinde olunduğu değerlendirmesi yapılıyor. Ancak diğer yandan genç göçmenlere toplumsal yaşama gerçekten katılma şansının verilmediği vurgulanıyor.

Raporda eşcinsel ya da biseksüeller söz konusu olduğunda Müslümanların hoşgörülerinin bir sınırı olduğu ifade ediliyor. Ankete katılan Müslümanlar'ın yüzde 23'ü eşcinsel ya da biseksüel komşularının olmasına isteksiz bakıyor. Nüfusun geneline bakıldığında böyle düşünenlerin oranı yüzde 16. Müslümanların yarısı eş seçiminde Müslüman olmayan birisini düşünebileceğini belirtirken, yüzde 17'lik kesimse buna kesinlikle karşı çıkıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DPA, HT/ÖA