AB'de zirve öncesi gergin bekleyiş
10 Haziran 2005Fransa ve Hollanda’daki referandumlarda AB Anayasası’nın reddedilmesinin neden olduğu kriz sürüyor. AB’de şu sıralar çaresizlik hakim. Devlet ve hükümet başkanları, 16 ve 17 Haziran’da Brüksel’de yapılacak zirvede, anayasa referandumu sonuçlarını masaya yatıracak.
AB üyesi 25 ülkenin devlet ve hükümet başkanının önümüzdeki hafta yapacağı zirvenin gündeminde, anayasa krizi çıkmasaydı, AB’nin mali politikaları ağırlıkta olacaktı. Ancak Fransa ve Hollanda’da yapılan referandumlarda AB Anayasası’nın reddedilmesi, Birlik politikacılarını, “AB hangi yolda ilerliyor?” sorusuna yanıt bulmaya zorluyor. Referandumlar sonrasında ilk mesaj “yola devam” edilmesi yönünde olsa da şimdi referandumlara ara verilmesi yönünde sesler daha baskın.
AB politikacıları ne diyor?
AB’nin Dönem Başkanlığı’nı 1 Temmuz’dan itibaren devralacak İngiltere’nin Başbakanı Tony Blair, Avrupa’nın sınırlarının ve amaçlarının tartışılmasını öneriyor. Birliğin şimdiki Dönem Başkanı Lüksemburg’un Avrupa Bakanı Nicolas Schmit ise AB’nin krizi görüşürken, bu kez Avrupa vatandaşlarının düşüncelerine de kulak vermesi gerektiğini kaydediyor.
Avrupa Parlamentosu’ndaki Sosyalist grubun Başkanı Martin Schulz ise AB’nin özeleştiri yapması gerektiği kanısında. Schulz, Avrupa’nın daha fazla sosyal güvence ile daha fazla işyeri yaratmak zorunda olduğunu söylüyor. Parlamentodaki muhafazakar kanadın Başkanı Hans-Gerd Pöttering de AB’nin hızlı bir büyüme yaşadığı uyarısında bulundu. Pöttering Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine başlanmasına karşı olduğunu söyledi.
Liderlerin bütçe sınavı
16 ve 17 Haziran’daki zirvede devlet ve hükümet başkanları, AB’nin 2007 - 2013 yılları arasında öngörülen AB bütçesini karara bağlamak zorunda. Bunun dışarıya verilecek olumlu bir mesaj olacağı görüşünde olan AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, “Bütçe konusunda bir uzlaşma sağlanması zorunlu. Ancak bu sayede Avrupa’nın sessiz sessiz oturmak yerine zorlukların üstesinden gelebilecek durumda olduğunu gösterebiliriz” diyor.