1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'de telefon ve internet gözaltına alınıyor

Cai Rienaecker ve Ajanslar15 Aralık 2005

Avrupa’da telefon ve internet bağlantı verileri, yeni yıldan itibaren altı ay ila iki yıl kayıtlı tutulacak. Avrupa çapında hararetli tartışmaların ardından adalet ve içişleri bakanlarının üzerinde uzlaştığı metin dün Avrupa Parlamentosu’nda yapılan oylamada kabul edildi…

https://p.dw.com/p/AaJl
Suçluların yakalanması için internet ve telefon verileri kayıt altına alınıyor
Suçluların yakalanması için internet ve telefon verileri kayıt altına alınıyorFotoğraf: Bilderbox

Telefon ve internet bağlantı verilerinin kaydedilmesiyle ilgili tartışmalı tasarı Avrupa Parlamentosu’nda yine tartışmalı bir oturumun ardından kabul edildi. Oylama sırasında yetkili raportör tasarıdan desteğini geri çektiğini söyledi. Liberal gruptan Alman parlamenter Alexander Alvaro ise bu haliyle raporun arkasında duramayacağını, ismini geri çektiğini açıkladı.

Avrupa Parlamentosu’ndaki Yeşiller grubu da oylamada tasarıya karşı oy kullandı. Alman Yeşiller partisinin Avrupa milletvekili Cem Özdemir, düzenlemenin hukuk devletinin sınırlarını zorladığını belirterek, 450 milyon Avrupa vatandaşının potansiyel suçlu olarak damgalandığını söyledi. Ancak Avrupa Parlamentosu’nun en büyük iki grubu Hıristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratlar’ın oyuyla tasarı kabul edildi.

1 Ocak'ta yürürlüğe giriyor

1 Ocak 2006 tarihinde yürürlüğe girecek yeni düzenlemeye göre telefon ve internet şirketleri, telefon görüşmeleri, cep telefonundan gönderilen mesajlar ve internet bağlantı kayıtlarını en az altı ay, en çok iki yıl boyunca saklayacaklar. Bu sürenin hangi ülkede ne kadar olacağına üye ülkelerde hükümetler kendileri karar verecek. Örneğin, Almanya bu süreyi altı ayla sınırlı tutmayı planlıyor.

Görüşme ya da bağlantıların içeriği değil, sadece bağlantı verileri, yani telefon numaraları, adresler, mesajın ne zaman geçildiği kaydedilecek. Düzenlemeyle aramanın nereden yapıldığı kaydedilebilecek, ancak cep telefonu kullanıcılarının hareketlerinin takip edilebileceği bir izleme imkanı olmayacak. Düzenlemeye göde, telefon numarası, bağlantının kurulduğu saat gibi veriler kaydedilecek ve bu veriler ancak terörle mücadele ya da ağır suç durumunda soruşturma makamları tarafından kullanılabilecek.

Keyfi kaydetme yok

Düzenlemeyi destekleyen Hristiyan Demokratlar, internette iletişim verilerinin Google gibi arama motorları tarafından zaten günümüzde de kaydedildiğini belirtiyor. Avrupa Parlamentosu’ndaki Hristiyan Demokratlar’ın sözcüsü Herbert Ruel, kayıtlara sınırlar getirildiği ve veri koruma ile ilgili sıkı yasal düzenlemelere bağlı kalındığını vurguladı.

Ruel, “Veriler istendiği gibi keyfi bir şekilde kaydedilemeyecek, tüm veriler de kaydedilemeyecek. Sadece bağlantı verileri saklanacak. İçerikleri değil. Üç yıl sonra da tüm bu uygulama bir kez daha gözden geçirilmek üzere Komisyon ve Konsey’e gönderilecek“ dedi.

Kurulamayan bağlantılarla ilgili veriler kaydedilmeyecek. Saklanan verilerin kötüye kullanımı durumunda cezayi yaptırımlar gündeme gelecek. Telekomünikasyon verilerine sadece ulusal makamların izni, durumun gerektirmesi ve mesleki sırların korunması koşullarıyla erişilebilecek, yani örneğin gazetecilerin işlerini yapmaları ile ilgili bir engelleme doğmayacak. Kayıtlı veriler, sadece ağır bir suçun varlığı durumunda soruşturma makamlarının özel talebi üzerine açıklanabilecek. Ağır suçlar tanımında Avrupa çapında tutuklama emri listesindeki suçlar sayılacak.

Masrafı kim karşılayacak?

Verilerin kaydedilip saklanmasının getireceği ek masrafı kimin karşılayacağı konusu ise hükümetlere bırakılıyor. Telefon ve internet bağlantı şirketleri bu düzenlemenin kendilerine ağır mali yük getireceği eleştirisinde bulunarak, güvenliğin devletin kendi işi olduğunu vurgulamıştı.

AB Dönem Başkanı İngiltere, yazın Londra’da yaşanan bombalı saldırıların ardından uluslararası terörle mücadele önlemleri çerçevesinde bağlantı verilerinin kaydedilmesi konusuna öncelik vermişti. İngiltere’nin başlangıçtaki önerisi kayıtların üç yıl boyunca saklanması ve cevapsız aramaların da kaydedilmesi yönündeydi. Bu öneriler, getireceği mali yük ve bağlantı şirketlerinin kapasitelerini büyük ölçüde zorlayacağı gerekçesiyle reddedilmişti.