1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Anayasası'na güle güle...

Michael Becker23 Haziran 2007

Başarısızlığa uğrayan AB Anayasası, artık bir AB antlaşmasına dönüştürülüyor. Alman Radyolar Birliği Brüksel muhabiri Michael Becker, Avrupa bütünleşme sürecinin en iddialı projesinde yaşanan evreleri derledi...

https://p.dw.com/p/AzRh
AB Anayasası, eski Fransa cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing başkanlığında hazırlanmıştı.Fotoğraf: Sandra Osburg

AB Anayasası, Avrupa Birliği’ni baştan sona elden geçirecek ve normal bir antlaşmayla yetinilmeyecekti. Avrupa Anayasa metninin, adını taşıyan bu özel proje kapalı kapılar ardında uzman bürokratlar tarafından değil, doğrudan Avrupa hükümetlerinin temsilcileri tarafından hazırlanması öngörülüyordu.

Bir yıl süren hazırlık çalışmalarının ardından anayasa projesini hazırlamakla yükümlü konvansiyon başkanı Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing, anayasa metnini kamuoyuna sundu.

Giscard d’Estaing, günümüzde hararetle tartışılan çalışmalarının ürününü de devlet ve hükümet başkanlarına bizzat teslim etti. Anayasa Konvansiyonu tarafından hazırlanan taslağın devlet ve hükümet başkanları konseyinde onaylanması bir yıl sürdü. Bu süre zarfında taslak üzerinde birtakım değişiklikler de yapıldı. Ama sonunda Birlik Avrupası’nı anayasaya kavuşturma çalışmalarından alınan sonuç herkesi memnun etmişti.

Referanduma sunuldu

Birlik Anayasası son derece özel bir antlaşma olacağından ona meşruiyet kazandıracak yöntemler de planlanmıştı. Bu nedenle bazı ülkeler, anayasa anlaşmasını halkoyuna sunmaya karar verdiler.

Ancak 2005 ilkbaharında Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac büyük bir hezimete uğradı. Fransızlar, ortak anayasayı reddetti. Kısa süre sonra Hollanda da yapılan referandumdan da ret kararı çıktı. AB bir anda ağır bir krize sürüklendi. Ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, bu azimli projeye ‘Anayasa’ adını takmakla büyük hata yaptıklarını söyledi.

Düşünme molası

Devlet ve hükümet başkanları, referandum şokunun etkisiyle anayasa için düşünme süresi istediler. Ama projeye verilen ara hükümetlerin anayasadan soğumaya başlamalarına neden oldu ve 1,5 yıl hiç bir şey yapılmadı. Anayasa kavramını kimse ağzına almak istemiyordu. Projeye başka ad vermekle krizin aşılamayacağına Almanya Başbakanı Angela Merkel de ikna olmuştu.

Sonunda AB Dönem Başkanı olarak Almanya Başbakanı, ikilemden çıkış yolu bulmakla görevlendirildi. Angela Merkel, antlaşmanın parlak ambalajını çıkarmak ama metindeki en önemli unsurları da kurtarmak istiyor. Sonunda daha öncekiler gibi ortaya normal bir AB anlaşması çıkması bekleniyor.