Alman basınından özetler
15 Ekim 2012Neue Osnabrücker Zeitung'un yorum sütunlarında İran ve yaptırımlar konusu var:
"İzole edilen İran'da yaşayan insanlar kısıtlamaları derinden hissediyor. Sevilen marka mobil telefonlar ve otomobiller gibi gündelik yaşamın parçası olan ithal mallar artık çok kısıtlı sayıda, o da çok yüksek fiyatlara bulunabiliyor. İran para birimi riyal geçtiğimiz yıldan bu yana büyük değer kaybına uğradı. Tahran hükümeti ise vatandaşları yerli malına özendirmek dışında başka ne yapabileceğini bilmez durumda. Ancak söz konusu ülke İran, Kuzey Kore değil... Bu ideolojiyle bezeli, bağımsız ekonomi stratejisi, nispeten yüzü dünyaya dönük bu ülkede başarısızlığa mahkûm. İran Dışişleri Bakanlığı Batı'ya nükleer görüşmelerin yeniden devreye sokulmasını uman ürkek sinyaller gönderiyor. Avrupa Birliği özellikle şu anda kararlılığından taviz vermeyerek çok doğru bir tavır sergiliyor."
Wiesbadener Kurier'in aynı konudaki yorumuysa şöyle:
"Yaptırımlar ne kadar uzun süre devam eder ve musluk ne kadar kısılırsa AB'nin Tahran'da siyasi bir başarıya ulaşma umudu da o kadar artar. Zira bir yandan İran halkının bu ekonomik trajediye neden olan nükleer program hakkındaki görüşleri giderek olumsuzlaşıyor. Diğer yandan İslam devletini yöneten ve dinî vakıflar üzerinden ekonomiyi büyük oranda sömüren hırsızlar rejimi mensupları da yaptırımların pençesinde. Brüksel ekonomik kılıcını açıkça savurarak iyi bir iş çıkarıyor. Bu aynı zamanda İsrail'e ‘askerî silahını’ alelacele kullanmaması için de iyi bir işaret.”
Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung ise Felix Baumgartner'ın tarihî atlayışına gösterilen ilginin gerçek nedenini sorguluyor:
"Biri cesaretini kanıtlamak üzere öne çıktığında izleyenleri cezbeden, başarısız olması ihtimalidir. 'Atlasana!' diye bağırılır havuza 10 metreden atlamak için bekleyen kişiye ve bunu söyleyenler arasında sadece başarılı bir atlayış umut edenler yoktur. Bol acılı göbek üstü bir suya düşüş en az balıklama atlayış kadar ilgiyle izlenir. ‘Atlasana!’ çağrısında en az iyi niyetli bir dilek kadar, karşındakinin görmesi olası zarara içten içe bir sevinme gizlidir. Yoksa neden Red Bull'un kendi yayınında yorumcular, atlamanın neden olabileceği bilinç kaybı, göz bebeğinin patlaması gibi riskleri bu denli sık tekrar etsin? Evet, endişe ettikleri için, ama reyting oranlarından..."
Nobel Ekonomi Ödülü ABD’li iktisatçılar Alvin Roth ve Lloyd Shapley’e gitti. Duesseldorf kentinde yayımlanan Handelsblatt'ın yorum sütunlarında ise Nobel ödülü bulunuyor:
"Alvin Roth yaptığı işle hayat kurtarabilecek az sayıdaki iktisatçıdan biri. Roth böbrek hastalarını bunun için para ödemeden uygun bağışçılarla hızlı bir şekilde buluşturan bir yöntem geliştirdi. 89 yaşındaki Shapley bu yöntem için gerekli olan teorik temelleri 1960'lı yıllarda atmıştı. Roth ve Shapley birçok meslektaşının aksine piyasaları sadece anlamak değil, aynı zamanda onarmaya çalışıyor. Bu bağlamda özellikle de fiyat mekanizmasının işleyemeyeceği piyasalara ilgi duyuyorlar. Bu noktada piyasaların en verimli şekilde işlemesi için filozof Adam Smith'in ünlü ‘görünmez el’ teorisine ihtiyaç duyuluyor. Bu açıdan bakıldığında Roth ve Shapley’in Adam Smith'in entelektüel anlamda takipçisi olduğu söylenebilir."
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Banu Wöltje
Editör: Ercan Coşkun