Alman basınından özetler
14 Ağustos 2012Frankfurter Rundschau gazetesi Suriye'deki gelişmelere ayırdığı yorumunda şu satırlara yer veriyor:
“Firar eden sabık başbakanın sözleri başkalarını da kaçmaya özendirir mi, meçhul. Riyad Hicab'ın durumu, rejimin zayıflamış olmasına rağmen Suriye'den kaçmanın ne kadar zor olduğunu göstermeye yeter. Ordunun üst kademelerinden henüz firar haberleri gelmedi. Askeri birliklerin toplu halde isyancıların safına geçtiğine de tanık olunmadı. Amerikan Savunma Bakanı ordudan kaçanların sığınabileceği uçuşa yasak bölge oluşturulmasına hâlâ sıcak bakmıyor. Suriye'deki rejim devrilecek. Ama Beşar Esad’ın en azından şimdilik halâ yeterli desteğe ve silaha sahip olduğu göz önüne alındığında bu çöküşün hızlı olacağını beklemek boşuna.”
Almanya'nın Hamburg eyaletinde beş yıllık müzakerelerin ardından eyalet yönetimi, Sünni dernekler ve Alevi cemaati arasında imzalanan “Hak Eşitliği Antlaşması” ile bir ilke imza atıldı. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumu şöyle:
“Gerçekten de ilk kez bir eyalet Ramazan Bayramı'nı önem açısından Katolik ve Protestanların bayramlarıyla aynı kefeye koyuyor. Hrıstiyan bayramlarının beraberinde getirdiği tatil imkanını bayramın dinî anlamından daha önemli gören Almanların sayısı giderek artıyor. Böyle bir ortamda İslam'ın yayılmasına duyulan gürültülü öfke, aslında Hrıstiyanlığın birleştirici gücünün azalması karşısında duyulan acıyla bağlantılı. Müslüman derneklerle imzalanan antlaşmayı ilk kutlayanların Katolik ve Protestan Kiliseleri olması tesadüf değil. Kiliseler giderek dünyevileşen bir ortamda daha da fazla kan kaybetmemek için savaşıyorlar.”
Almanya'da aşırı sağ ile mücadelede mağdurlara danışmanlık yapan kuruluşların deneyimlerinin yer aldığı rapor büyük yankı uyandırdı. Maerkische Oderzeitung'un yorumu şöyle:
“Kurbanlara danışmanlık hizmeti sunan merkezlerin resmî makamlara yönelik suçlamaları son derece ağır. Raporda aşırı sağ şiddetin sistematik olarak görmezden gelindiği belirtiliyor. Kulağa abartılı gelse de resmî makamların Neonazi cinayetleri soruşturma sürecinde gösterdiği refleksler de bu yönde. Neonazi terör hücresiyle ilgili gelişmeler her ne kadar güvenlik makamlarının üstünkörü çalıştığını ortaya koysa da, olayın asıl kökeni ya da yerel politikacıların rolü pek ön plana çıkmıyor. Şiddetin günlük bazda sürdüğü, pek çok bölgede artık kabul edilmesine rağmen etkin mücadele yok. Aşırı sağa karşı merkezden yönetilen bir eyleme ihtiyaç var. Ama bunun yerine her eyalet işini az ya da çok kendisi görüyor.
Almanya'da bundan on yıl önce yürürlüğe giren ve işsizlik sigortasıyla sosyal yardımları birleştirerek istihdam piyasasında canlanma yaratan reformları Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung şöyle yorumluyor:
“Almanya, Avrupalı ortaklarına kıyasla ekonomik bakımdan son derece iyi durumda olmasını aynı zamanda istihdam piyasası reformlarına da borçlu. Ancak sendikalar uzun yıllar ücret zammı taleplerinde makul ölçüler içinde kalmasaydı, reformlar boşa giderdi. İşsiz kalmak eskiden olduğu gibi bugün de son derece acı. Yardıma avuç açmak zorunda kalanların aileleri de perişan oluyor. Düşük işsizlik parası yüzünden faturasını ödeyemediği için yüz binlerce kişinin elektriğinin kesilmiş olması üzücü bir derstir. İleride kimsenin bu duruma düşmemesi için bütün ağırlık eğitime ve meslek öğrenmeye verilmelidir.”
@ Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Ahmet Günaltay