1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.04.2011 - Alman basınından özetler

15 Nisan 2011

Bugünkü Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorumların tamamı, dün Berlin'de başlayan ve bugün de devam eden Libya gündemli NATO dışişleri bakanlarının gayrı resmi toplantısı ile ilgili.

https://p.dw.com/p/10tqK

Bonn’da yayımlanan General-Anzeiger gazetesi, Berlin'deki toplantının birden fazla yansıması olduğunu, dışarıya karşı sergilenen harmoni görüntüsünün kamuoyu algılaması için amaçlandığını ve özellikle evsahibi Almanya’nın bu konuyu önemsediğini belirtiyor:

“Almanya’nın son haftalardaki Kuzey Afrika politikaları şaşırtıcıydı. Mısır’daki özgürlük hareketine güçlü söylemler içeren destek verildi. Ama Libya’da diktatör Kaddafi’nin askeri açıdan üstün kuvvetleri karşısında muhalefet güçlerine mutlaka gerekli olan askeri desteği vermekten çekinip, kenara çekilmek de Almanya’nın uyguladığı politikalar arasındaydı. Almanya’da iç politikada ağır darbe almış olan Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle dün Berlin’de müttefiklerin alaycı yaklaşımları karşısında yalnız kaldı.”Berliner Post gazetesi yorumunda, şu anda NATO’nun Kaddafi’ye askeri baskıları devam ettirmek ve sabırlı olmaktan başka yapacak birşeyi olmadığını, zira zamanın Kaddafi’nin aleyhine işlediğini belirtiyor. Yorumun devamını okuyoruz:

“AB’nin uyguladığı akaryakıt ve doğalgaz ambargosu, Kaddafi’nin finansal olanaklarını zayıflatmaya devam edecektir; ama bunun etkisini göstermesi zaman alacaktır. Ne var ki Dışişleri Bakanı Musa Kusa’nın kaçıp Batı'ya sığınması bile, Kaddafi ‘nin yakın çevresindekilerin de en azından durumun ciddiyetini kavradığını gösteriyor. Kaddafi iktidarının yavaş yavaş çözülmesi yönünde çaba göstermek, Kaddafi karşıtı koalisyonun şu anda elindeki en iyi opsiyonlardan biri olarak görünüyor.”

Reutlinger General-Anzeiger gazetesi, ittifakın dışarıya karşı -asgari ortak noktalarda- birlik/beraberlik sergilemeye çalıştığını, ama aslında birçok NATO temsilcisinin dişini sıkmakta olduğunu savunuyor:

“Üyeler içinde en küçüklerinden olan Lüksemburg, Avrupa’nın bir ağızdan konuşmasına engel olduğu gerekçesiyle Almanya’nın tavrını bir kez daha eleştiriyor. Öte yandan operasyonlara dahil olmayacağı söylenen Alman ordusu, insani yardımlar için Libya’ya karadan birlik gönderme tehlikesi ile karşı karşıya. Eğer Almanya BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararına onay vermiş ve AWACS keşif uçuşlarına katılmış olsaydı, o zaman Alman askerlerinin Libya topraklarına ayak basması gündeme gelmeyecekti.”

Süddeutsche Zeitung'da Stefan Kornelius’un kaleme aldığı “İttifak Yükümlülüğü” başlıklı değerlendirmede ise, NATO'nun siyasi birliğini koruyabildiği ve böylece en güçlü silahını ortaya koymuş olduğu görüşü savunuluyor. Değerlendirme şu cümlelere yer veriliyor:

“Şaşırtıcı olan, Libya operasyonunun, siyasi ve askeri birçok soruna rağmen şimdiye kadar ittifak içinde büyük bir bozuşmaya meydan vermiş olmamasıdır. Almanya’nın oynak tavrı, ülke açısından tipik folklorik bir özellik olarak geçiştiriliyor. Fransa, tüm tuhaf çıkışlarına rağmen kararlılığı nedeniyle onay görüyor. ABD ise müttefiklere hareket serbestisi tanındığında, onların da büyük işler becerebilecekleri konusunda yeni bir deneyim kazanmış durumda. İşte bu siyasi birlik/bütünlük, NATO’nun en güçlü silahı. Eğer Kaddafi gözlerini gerçeklere tamamen kapatmamışsa, o zaman NATO’nun bu gücünün kendisi açısından sorun oluşturacağını kavraması gerekir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu