1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

14 Aralık 2012

Avrupa basınından seçtiğimiz başlıca yorum konularını AB’nin uzlaştığı 'merkezi bankacılık izleme sistemi', AB’nin genişlemesi ve aşırı sağcı NPD partisinin kapatılması oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/172Re
Fotoğraf: Fotolia

Sol liberal eğilimli Danimarka gazetesi Information AB maliye bakanlarının dün 'merkezi bankacılık izleme sistemi'nin ana hatları üzerinde uzlaşmalarını yorum sütunların taşıyor:

“Ekonomik gerçekler şu sıra siyasetçileri birlik içerisinde hareket etmeye zorluyor. Zira bu, kriz ülkelerindeki insanların hepsinin desteğini almayı beklemekten daha hızlı bir yöntem. Bu açıdan merkezi bankacılık izleme sistemi önemli. Özellikle mali yükümlülüğün büyük bir kısmını üstlenen Almanya gibi ülkelere, diğer ülke bankalarının düzenli denetlendiği, yönlendirildiğine dair bir nevi güvence veriyor. Bu merkezi sistem tarihe mi geçer yoksa unutulur mu, bu tamamen uzlaşma arzusunun sürmesine bağlı.”

Hollanda'nın De Telegraaf gazetesi de aynı konuda bir yoruma yer veriyor:

“Uzlaşmanın ne denli zayıf olduğunu anlaşma gösteriyor. Mesela İngiltere ve İsveç katılmıyorlar. Bu durumda Avrupa'nın en önemli finans merkezi olan Londra anlaşmaya dâhil olmuyor. Tüm bankaların Avrupa'nın denetiminde olması yerine sadece birkaç yüz uluslararası banka Avrupa Merkez Bankası'nın gözetiminde olacak. Yaklaşık 6 bin küçük finans kuruluşu önceden olduğu gibi bulundukları ülkenin merkez bankası tarafından denetlenecek. Anlaşmanın en zayıf noktası da bu. Mali piyasalardaki pek çok sorun küçük ölçekli bankalardan kaynaklandı. Mali piyasalar, bir küçük ölçekli bankalarda yaşananların tüm piyasayı müşkül durumda bırakacak zincirleme sonuçları olacağını acı deneyimlerinden biliyor."   

Avusturya'nın Die Presse gazetesi Almanya Başbakanı Angela Merkel'in “Avrupa Birliği'nin diğer ülkeleri yakın bir gelecekte bünyesine kabul edebilecek olgunlukta olmadığı” yönündeki açıklamasını eleştiriyor:

“Gelecekte tüm Avrupa devletlerinin dâhil olduğu bir birlik yaratma planı hâlihazırda Batı Balkan ülkelerinde mezara gömülüyor. Merkel, Hırvatistan'ın ardından başka bir ülkenin AB üyesi olmayacağını söyledi. Oysa Almanya Başbakanı Avrupa'nın bütünlüğü adına defalarca sorumluluk bilinci sergiledi. Merkel partisi Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi'nde (CSU) genişlemeye karşı olanların önünde diz çökmeye hazır gibi görünüyor. Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan ile edinilen kötü deneyimlere işaret edilerek, Avrupa'nın kuzey doğusu yolsuzluk ve uyuşturucu ticaretinin eline terk ediliyor. AB'nin bölgeyi demokratik bir geleceğe yönlendirme gücü artık kalmadı. Birliğin üye 27 ülkesi kendi sorunlarıyla meşgul.”

Lüksemburg'da yayımlanan Luxemburger Wort gazetesi yorumunda Almanya'da aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti'nin (NPD) kapatılmasının avantajından çok dezavantajları olacağını yazıyor:

“Nasyonal Demokrat Parti sorunu birden dünyadan silinebilseydi ne güzel olurdu: Parti yasaklanır ve bir daha görünmemek üzere kaybolurdu. Oysa pratikte her şey biraz daha karmaşık. Eğer partiyi yasaklama çabaları sonuçsuz kalırsa, NPD seçmenlerine suçsuz olduğunu gösterme şansı yakalayacak ve bu skandaldan oy kazanmaya çalışacak. Tersine NPD yasaklanırsa bu kez de yandaşlarının yeraltına inmeleri tehlikesi doğar. NPD iğrenç derecede ırkçı ve insan onurunu hiçe sayan bir dünya görüşüne sahip ama demokratik Alman parti sistemi açısından bir tehlike arz etmiyor. NPD'nin varlığı hoş olmasa da, en azından hafif bir mide bulantısına yol açıyor.”

 © Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Deniz Eğilmez

Editör: Başak Özay

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik