Avrupa basınından özetler

Suriye’de devam eden kanlı iç savaşa ilişkin olarak, hükümete yakınlığıyla tanınan Macar gazetesi Magyar Nemzet yorum köşesinde şunları yazıyor:

“Burada iyi-kötü diye bir şey yok, sadece çıkarlar var! Esad karşıtı güçler zafer kazanınca, bundan kim mutluluk duyacak? Suriye’yi kim yönetecek? Bir iktidar değişikliği ülkeyi istikrara mı kavuşturacak, yoksa çökertecek mi? Şüphesiz ki Esad’ın zafer kazanması ve Suriye’nin bildiğimiz, demokratik olmayan ama halka ekmek ve güven sağlayan ve de iliklerine kadar yolsuzluklara batmış olan sisteme geri dönmesi sonucunda da aynı sorular yöneltilebilir. Ancak şu soruyu da kendimize yöneltebiliriz: Biz Suriye’de ne yaptık?”    

Liberal Letonya gazetesi Diena, Batılı medyanın Suriye’ye ilişkin haberlerinin objektiflikten uzak olduğunu belirterek şu görüşlere yer veriyor:

“Suriye’deki iç savaşta her gün, her türlü enformasyon ve dezenformasyonla karşı karşıyayız. Ve Batılı medya kuruluşları bu konuya ilişkin haberlerini bir kaç seçilmiş kaynağa dayandırıyor. Rusya, Çin ya da İran gibi ülkelerde hükümet ve medyanın pozisyonları arasındaki sıkı bağ kimseyi şaşırtmıyor ama Batılı medya kuruluşlarında düzenli aralıklarla kör bir savaş çığırtkanlığı yapılması yadırgatıyor.”      

Fransız Le Monde, Pakistan'daki seçim sonuçlarına ilişkin yorumunda, seçimin galibi Nevaz Şerif'in üstesinden gelmesi gereken devasa görevler bulunduğuna işaret ediyor:  

“Nevaz Şerif öncelikle Pakistan Ordusu'nun Afganistan sınırında operasyon düzenlemeye devam ettiği Taliban'a karşı uygulayacağı politikaları açıklığa kavuşturmak durumunda. Diğer önemli uluslararası konularda, örneğin Afganistan, Hindistan ve ABD ile ilişkilerde de ordunun pozisyonlarına karşı tavır almak zorunda. Ülkenin dış politikasına şimdiye kadar yön veren hep Pakistan Ordusu oldu ve bu bölgede, -özellikle de Hindistan ile ilişkilerin normalleştirilmesinde- gerçek bir yumuşama ortamını hep engelledi. Şerif'in üstesinden gelmesi gereken devasa boyutta görevleri var. Çoğu kez ordunun desteğini alan karanlık bazı güçler ise arka planda faaliyetlerini yürütemeye devam edecek.” 

Alman Die Tageszeitung ise Bulgaristan'da yapılan ve sandıktan belirsizliğin çıktığı genel seçimi şöyle değerlendiriyor:

“Bulgaristan'da erken genel seçimlerin sonuçları ülkedeki tüm siyasî sistemin yüzüne atılmış şamar niteliğinde. Seçmenin sadece yarısından biraz fazlasının sandık başına gitmiş olması da, birçok Bulgar'ın siyaseti boykot ettiğini ortaya koyuyor. Seçmen, ‘eski' partilerin kendisini temsil etmediği, yeni ittifakların da ciddi bir alternatif olmadığı hissini taşıyor. Seçim akşamı ‘Mafya' haykırışlarıyla sokaklara dökülen öfkeli protestocular polis tarafından engellenmeseydi, Ulusal Kültür Sarayı'na hücum edeceklerdi. Bu bile bundan sonra neler olabileceğinin ilk işaretlerini vermiş olabilir. Şu anda belirgin olan tek şey, Bulgaristan'ı gergin bir dönemin beklediği." 

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen Çelik Akpınar

Editör: Başak Özay