1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Presseschau

12 Ocak 2010

Hırvatistan'daki cumhurbaşkanlığı seçimi, AB Komisyon üyelerinin parlamentodaki mülakatları ve Almanya Başbakanı Merkel'e yönelik eleştirilerle ilgili yorumlar bugünkü Avrupa basınının öncelikli yorum konuları arasında.

https://p.dw.com/p/LRh6
Fotoğraf: Bilderbox

AB Komisyonu üyeliğine getirilecek 26 adayın Avrupa Parlamentosu'nun ilgili komisyonlarıyla yaptığı mülakatlar, bugünkü gazetelerde yer bulan konular arasında. Gazeteler özellikle dışişleri bakanı hükmündeki dış politika ve güvenlik yüksek temsilcisi İngiliz Catherine Ashton'un durumunu mercek altına alıyor. Polonya'nın Rzeczpospolita gazetesinin yorumu:

"Ashton Avrupa Parlamentosu'na yaptığı son ziyaretinde, uluslararası konular hakkındaki bilgisinin had derecede yetersiz olması sebebiyle neredeyse sınıfta kalacaktı. Dünkü ziyarete daha iyi hazırlanmıştı, ama mülakatı, AB'nin şimdiye dek izlediği dış politikaya benziyordu: Güçlü ve güvenilir bir AB üzerine bir dizi anlamsız ama oturaklı sözcük . (...) Brüksel'den yapılan bu açıklama ile Avrupa'ya perspektif kazandırılması zor olacak. Çünkü Ashton AB ile Rusya arasındaki ilişkiler hakkında, Polonyalı üye Janusz Lewandowski de AB'nin vergi sistemi konusunda dakarar vermeyecek. Bunun yerine Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile mülakat yapılsa daha heyecanlı olurdu. Ama bu durumda da Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin Elysee Sarayı'na gitmesi gerekecekti."

Zürih'te yayımlanan Neue Zürcher Zeitung, Hırvatistan'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu Sosyal Demokrat Ivo Josipoviç'in kazanmasını konu ediyor:

"Hırvatistan önümüzdeki iki yıl içinde AB'ne girme şansına sahip tek Batı Balkan ülkesi. Ancak bu yarışın son kulvarında bekleyen çok iş var, öncelikle de hukuk reformu ile yolsuzluk ve rüşvetle mücadelede. AB çok sıkı izlediği Romanya ve Bulgaristan gibi Hırvatistan'a da baskıyı artıracaktır. Çünkü Romanya ve Bulgaristan'ın Birliğe çok erken girdiği düşüncesini savunanların sayısı giderek artıyor. Ancak Hırvatistan'ın bu önemli hedefine ulaşma şansı yüksek görünüyor. Çünkü geçen pazar aşırı milliyetçi ve popülist hedeflere oldukça uzak bir politikacı cumhurbaşkanlığına seçildi."

Sag liberal İtalyan Corriere della Sera gazetesi bugünkü sayısında Almanya Başbakanı Angela Merkel'e yönetim tarzı nedeniyle partili arkadaşlarının yaptığı eleştirileri analiz ediyor. Yorum şöyle:

"Sosyal Demokratlar'la yapılan büyük koalisyonun iktidarda olduğu dört yıllık süre içinde Hrıstiyan Demokratların hükümdarları, Merkel tarafından yönetilmelerine izin verdiler, çünkü Merkel, herşeyin kontrolünü sağlamış ve koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar'ı zayıflatıyor izlenimini veriyordu. Bu dönemde Başbakan çevre, göç ve aile politikası gibi konularda partisini 'merkezin partisi' haline getirdi. Ancak Hür Demokratlar'la yapılan koalisyonun ilk üç ayında otoritesini kabul ettirmeyi başaramadı. Merkel şimdi sallanıyor ve Hrıstiyan Birlik Partileri'nin muhafazakar dinozorları frenlemek ve partinin geleneksel çizgisine dönmesini sağlamak için Merkel'e son bir şans tanıyorlar."

Merkel'le ilgili Düsseldorf'da yayımlanan Handelsblatt'ın yorumu ise şöyle:

“Angela Mekel sadece hükümetin hatalı bir başlangıç yapması nedeniyle eleştirilmiyor. Bu konuda Hrıstiyan Sosyal Birlik lideri Horst Seehofer ile Hür Demokrat Parti lideri Guido Westerwelle de en az onun kadar sorumluluk taşıyorlar. Başbakana bundan daha çok, hedef olduğu tepkilere aldırmadan partisini modernize etmesi nedeniyle kızgınlık duyuluyor. Merkel bu konuda kendisini eleştirenlerden daha ileri görüşlü. Beş ya da altı partinin olduğu bir sistemde kendisini halk partisi olarak nitelendiren bir partinin bu sıfatı yeniden elde etmeye ihtiyacı var.”

Lyon'da yayımlanan Fransız Le Progres gazetesi ise birçok ülkenin uçuş güvenliği için önlemleri artırma planlarını değerlendiriyor:

"Herkes şüpheli, zanlı. Gelecekte uçağa binmeden önce etnik kökenimizden hangi ülkenin vatandaşı olduğumuza, geçmişimize ve uçağa binene kadarki davranışımıza kadar kadar her ayrıntı araştırılacak. Sinirli görünüyor muyuz? Rahat mıyız? Çok mu rahatız? İsrail'de çoktan yürürlüğe konulan her yolcunun tek tek filtreden geçirildiği sistem, yarın Fransa'da da yürürlüğe girebilir. Tüm bunların suçlusu dünya genelindeki terörizm ve 11 Eylül saldırısıyla ortaya çıkan korkudur. Buna rağmen uçak yolculuğu gelecekte çok daha zor hale gelecek."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay