1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0904 Presseschau 2

9 Nisan 2010

Bugünkü Avrupa basınında "Türkiye'nin İran'la yakınlaştığı" değerlendirmeleri ve ABD ile Rusya'nın, nükleer silahların azaltılması antlaşmasını yenilemesiyle ilgili yorumlar ağırlıkta.

https://p.dw.com/p/MrYP
Fotoğraf: AP

Fransız Le Monde gazetesi bugünkü sayısında, Türkiye ile İran'ın son dönemde daha yakınlaştığı değerlendirmesini yaparak, bunun nedenlerini mercek altına alıyor:

"Berlin ve Paris Türkiye'nin İran'la ilgili pozisyonunun değişmesinde sorumuluk payına sahip mi? Ya da başka bir deyişle, Almanya ve Fransa'nın Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini reddetmesi, Ankara'nın İran konusunda radikalleşmesine mi yol açıyor? Bu açıklama tatmin ediciliği açısından bakıldığında çok basit kalıyor. Ancak kendi içinde bir tutam da olsa gerçeği barındırıyor. Türkiye'yi AB'den uzak tutmak isteyenler, bunun politik açıdan bedelini de ödemek zorunda. Bunun tam tersini düşünmeyi tercih ediyoruz: AB üyesi, Ortadoğu'da yüksek itibara sahip olmanın tadını çıkaran bir Türkiye, Avrupa'nın da etkisini, gücünü önemli oranda artıracaktır."

Fransa'dan L'Alsace gazetesi, ABD Başkanı Barack Obama ile Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in dün Prag'da nükleer silahların azaltılması antlaşmasını yenilemelerini masaya yatırıyor. Yorum şöyle:

"Start Antlaşması, her iki ülkenin de askeri stratejisine kafa yorduğu, gözden geçirdiği bir dönemde, gereksiz harcamalarda tasarrufa gidilmesini sağlayacaktır. Moskova ve Washington'un nükleer silahlarını azaltmaları, diğer ülkelere örnek olunmasına hizmet edecek midir? Kesinlikle etmeyecektir! Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Fransa'nın 200 ila 300 nükleer başlıklı füzeye sahip olduğunu ve caydırma politikasında değişiklik yapmayı düşünmediğini açıkladı. Çin silah donanımını genişletiyor. İsrail, İngiltere, Hindistan ve Pakistan kullanıma hazır nükleer bomba ve teçhizata sahip. Durum böyle iken, Kuzey Kore ve İran'a bu konuda ders vermek zor."

İtalya'nın sol liberal La Repubblica gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

"Nükleer soykırıma veda edilmesi yolunda sonu görünmeyen cadde, Prag'da yol aldı ve bu konuda umutlanılması için önemli bir adım atılmış oldu. Aslında Rusya ve ABD'nin silah deposunda kalan 1500 atom bombası bile gezegenimizi yıkıp, parçalamaya yeter. Ancak Moskova ve Washington'un imzaladığı antlaşma, kendi içinde basit bir gerçeği barındırıyor: Ne kadar az bomba olursa, o zaman tesadüfen, kazayla ya da deneme amaçlı olmak üzere, nasıl olursa olsun, bunların kullanılma riskinin daha az olacağı anlamına geliyor. Prag'da imzalanan antlaşma ve ABD Başkanı Barack Obama'nın bugüne kadar yaptıkları, seçilmeden önce verdiği sözlerle kıyaslandığında az gibi görünebilir. Ancak Obama Prag'da kazanabileceği herşeyi kazandığı gibi, sunabileceği herşeyi de sundu."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu