1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

7 Kasım 2012

Barack Obama’nın ikinci kez ABD başkanlığına seçilmesi Alman basınında öne çıkan yorum konusu.

https://p.dw.com/p/16fCF
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Frankfurter Allgemeine Zeitung yorumunda Almanların Amerikan başkanlık seçimlerinde Obama’yı desteklemesine dikkat çekiyor:

“Amerikalıların yaptığı bir şeye Almanların, tıpkı Obama’nın tekrar seçilmesinde olduğu gibi, sevinmesi pek sık rastlanılan bir vaka değildir. Hatta çoğu zaman Almanlar gibi bir üst kavramı kullanmak dahi bu olayda olduğu kadar meşru sayılmaz. Anketlere göre Almanların yüzde 92’si Obama’nın görevde kalmasını istiyordu, hatta vurgulamak gerekirse kendi başkanları olarak. Obama, Başbakan Angela Merkel’in takip ettiği konsolidasyon çizgisinin taraftarı değil ve yakında Kongre'de yapılacak bütçe görüşmelerinde şimdiye kadar izlediği borçlanma politikasının sınırlarına dayanacak. Washington bu nedenle de Avrupa’dan, en başta da Almanya’dan dünyadaki krizlerin siyasi, malî ve askerî olarak üstesinden gelinmesine daha fazla katkıda bulunmasını isteyecek. Şimdi Almanların yüzde 92’sinin tam da bunu istediği, haklı olarak söylenebilir.”

Hamburg’da yayımlanan Die Zeit gazetesi ise Obama’nın zafer kazanmasının ekonominin kurallarına uymadığını vurgulayan bir yorum yapıyor:

“Barack Obama’nın seçim zaferi programda yoktu. Doğrusu bir çığın altında kalması gerekiyordu. 1980 yılındaki seçimlerde Ronald Reagan tarafından dize getirilen Jimmy Carter de, ekonomideki kötü gidişatın ve artan işsizliğin kurbanı olmuştu. Ancak bu sefer cüzdanların kanunu, dört yıldır sürekli artan işsizliğe rağmen geçerli olmadı. Ekonominin kader gibi bir rol oynamaması, bakışları Mitt Romney üzerine çeviriyor. O, doğru zamanın yanlış adamıydı. Başkanın talihsizliğini kendi sermayesi haline getirmeyi başaramayan bir adam...”

Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesi konuyla ilgili yorumunda seçimde yarışan iki başkan adayını karşılaştırıyor:

“Mitt Romney geçmişte kalmış bir adam: Beyaz, zengin ve klasik elit tabakanın mensubu. Buna karşılık Obama adeta gelecekten gelmiş gibi: Çok etnisiteli kimlik, seçkinler sınıfını büyüten bir tip. Ek olarak yeni akımları algılama yetisine sahip bir insan. Bu internette yürüttüğü seçim kampanyasında faydalandığı teknik devrim açısından da geçerli. Orada da modern teknik, klasik yöntemler karşısında zafer kazandı. Öte yandan sosyal trendler de önem kazandı. Başkanlık ve Kongre seçimlerine paralel olarak Amerikalılar bazı yerlerde marihuananın yasallaşması ve eşcinsel evliliklere eşitlik için de oy kullandılar. Cumhuriyetçiler bu tür gelişmelere karşı çıkıyor.”

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung Amerikan siyasetinin seçimlerden sonraki seyrine ilişkin bir yoruma yer veriyor:

“Ürkütücü devlet borçlanması göz önüne alındığında seçimden sonra Cumhuriyetçilerle Demokratların bir nevi bir büyük koalisyonda buluşarak reformları hayata geçirmesi ihtimali dışıdır. Birkaç hücum olacak, bir sonraki bütçe için bir şekilde ortalama bir çözüm bulanacak ve ardından tekrar kanlı bıçaklı olacaklar. Zaten Cumhuriyetçiler 2016 yılındaki seçimler öncesinde partinin ne kadar sağa kayması gerektiğini aralarında tartışmaya başladılar bile.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay