1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

6 Mayıs 2013

Bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorumların büyük bölümü dün başlayan NSU davasıyla ilgili. Bir yorum da Almanya'daki İslam Konferansı’nın neden başarısız kaldığına yönelik.

https://p.dw.com/p/18TCj
Ein Käufer entnimmt einem Zeitungsständer mit den Tageszeitungen "Die Welt" und "Frankfurter Allgemeine Zeitung" am Freitag (06.08.2004) das Nachrichtenmagazin " Der Spiegel". Wie schon die FAZ, kehren nun auch die Axel Springer AG und der Spiegel-Verlag in ihren Print- und Online-Publikationen zur alten Rechtschreibung zurück. Auch der S¸ddeutsche Verlag will sich anschlieflen. Die Deutsche Presse-Agentur dpa will ein Meinungsbild bei den Kunden einholen, auf dessen Grundlage eine Entscheidung in Zusammenarbeit mit den anderen deutsch-sprachigen Nachrichtenagenturen gefällt werden soll. Foto: Ulrich Perrey dpa/lno
Symbolbild deutsche Presseschau PresseFotoğraf: picture-alliance/dpa

Frankfurter Allgemeine Zeitung, NSU davasına ilişkin şu görüşlere yer veriyor:

“NSU davası başladı, ama davanın nasıl bir anlam taşıdığını bir kez daha hatırlatmalıyız: Dava büyük öneme sahip, ancak herkesin beklentisini karşılamak gibi bir işlevi olamaz. Bu tür davalarda sanıkların sıklıkla kurban olarak mahkemenin huzuruna çıkması bir çelişkidir. Çünkü suçları henüz sabitleşmemiştir. Yargı organları aracılığıyla onların suçu kanıtlanmaya çalışılır. Yargının görevi sanıkları doğrudan hapse göndermek değil, işledikleri suçu olabildiğince objektif bir biçimde ispat etmektir. Davanın usul açısından ince elenip sık dokunması yargılamanın adil olması içindir. Redd-î hakim talebinde bulunulması da nadir görülen bir şey değildir.”

Berlin'de yayımlanan Berliner Zeitung'un yorumuna geçiyoruz:

“Özetle söylemek gerekirse mahkeme, iddianamenin içeriğini incelemekle yükümlüdür. Ama hukuk devletinin ihmallerini tamir edemez. Bu konuda daha fazla beklenti içine girenler, sadece en zayıf konumdakilerin, kurban yakınlarının hayal kırıklığına uğramasına yol açar. En azından dava başladı. Türk gazetecilerin de hazır bulunduğu ve aşırı sağcıların rahatsızlık vermediği bir ortamda başladı. Sadece bu bile hayırlı bir haber!”

Stuttgarter Zeitung'da ise şu satırları okuyoruz:

“Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde yer alan Türk kökenli adama kalsa, onun isteği, savcıların terör sanığı Beate Zschaepe’nin ‘tam anlamıyla suyunu çıkartmaları’ olurdu. Aşırı sağcı sanığın avukatlarının devasa davanın ilk gününü ortaya koydukları psikolojik oyunlarla geçiştirmeye çalışmaları nedeniyle bu anlaşılır bir duygu. Ama bu tür girişimlerin ahlaksal değerlerle hiçbir ilgisi yok. Hele öldürülen 9 göçmenle bir polis memurunun 24 yakınının çektiği acılar göz önünde tutulursa… Bu bakımdan önümüzdeki duruşmalar şunu ortaya çıkaracaktır: Hukukçular para, kariyer, şan, şöhret için kendilerini satacaklar mı, satmayacaklar mı? Ya da hep övgüyle söz ettikleri adalet denen şeye ve de kurbanlara gerçekten inanıyorlar mı, inanmıyorlar mı?”

Frankfurter Rundschau ise yorumunda farklı bir konuya, Almanya İslam Konferansı'na değiniyor:

“İslam Konferansı’nın başarısızlıkla sonuçlanması, ikinci dönemde kurumsal olarak çok fazla yük omuzlamasından kaynaklanıyor. Örneğin imamların Almanya’da eğitim alması konusunda epeyce mesafe alınmışken, karşılıklı duyulan güvensizlik ortamının yok edilmesinde fazla yol kat edilemedi. Konferansın sadece siyasi bir kılıf haline dönüşmesinin sorumluluğunu sanki kimse üstlenmek istemiyormuş gibi bir izlenimden insan kendisini kurtaramıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Schenk