1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

6 Kasım 2012

Avrupa gazetelerinin ağırlık verdiği konu ABD'de bugün yapılacak başkanlık seçimleri.

https://p.dw.com/p/16dWA
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Avusturya'dan Kurier gazetesi yorumunda, seçimlerin sadece ABD için önemli olmadığını hatırlatıyor:

"ABD son dönemlerde yalpalasa da dünyanın bugüne kadar gördüğü en büyük ekonomik ve askerî güç. ABD Başkanı Barack Obama ya da Mitt Romney... Önümüzdeki dört yıl boyunca ülkenin en üst makamının sahibi hangisi olursa olsun, hem ABD, hem de dünya siyasetindeki genel havaya yön verecek. İşte bu nedenle Atlantik'in diğer tarafından bakıldığında bugünkü seçimleri kimin kazanacağının önemli olmaması gibi bir durum söz konusu değil."

Fransız Le Monde gazetesi aynı konuyla ilgili yorumunda, Obama'nın şansının yüksek olduğu görüşünde:

"Bir soru dünyanın tamamını ilgilendiriyor: Amerikalı politikacılar 2007-2008'deki krizden gerekli dersleri çıkardı mı? Obama görev süresindeki icraatlarını savunuyor. Bu dört yıllık süre her zaman parlak değildi, ama düzgündü. Obama, finans dünyasını düzenlemeye başladı ve ekonomide canlanmayı öngören planı ile kötü bir resesyonu engelledi. Mitt Romney ise 2008'deki krizden hiçbir ders çıkarmamışa benziyor. Hâlâ geçmişteki çözümleri savunuyor: Vergilerin düşürülmesi, mali piyasalarda serbesti ve savunmaya daha fazla bütçe ayrılması. Romney yanlış yüzyılda yaşıyor, ancak tüm görüşlerini büyük bir tutkuyla savunuyor. Oysa dünyanın ideolojik açıdan henüz oturaklı görüşleri olmayan Romney'den çok Obama gibi dayanıklı ve sağlam bir ABD Başkanı'na ihtiyacı var."

Norveç'in muhafazakâr Aftenposten gazetesi ABD'deki seçimlerle ilgili haberinde, şu satırlara yer veriyor:

"Barack Obama 2008'deki seçimleri 'umut' ve 'değişim' gibi muğlak vaatlerle kazandı. Ne var ki bu büyük hayâller gerçeklere çok acı bir şekilde çarptı ve son seçim yarışında tekrar gün yüzüne çıkmadı. Obama bunun yerine seçmenlere kendisini, ekonomik durgunluğu engelleyen ve yeniden canlanmanın temelini atan bir politikacı olarak lanse ediyor. Kendisini başarılı bir işadamı ve yatırımcı olarak gösteren Mitt Romney aslında çarkları nasıl döndüreceğini biliyor. Ancak onun zaafı, toplumun orta kesimini hedef alan bir tutum benimserken, sağ-muhafazakâr girişimlerde bulunarak bu ikisi arasında bir denge tutturamamış olmasıydı.”

Hollanda'dan de Volkskrant, 'Obama ikinci bir şansı hak ediyor' yorumunda şu görüşleri savunuyor:

"Obama'nın seçimlerde verdiği sözü tutması, en büyük başarısıydı. Obama, Amerika'nın büyük bir utancını sildi. Bu utanç, bu kadar zengin bir ülkede 40 milyon Amerikalının sağlık sigortası olmadan yaşamasıydı. Bu bir haksızlık olmasının yanı sıra aynı zamanda para israfıydı. Çünkü ABD’de sağlık sektöründeki harcamalar Avrupa’dakinden çok daha yüksek. Sağlık alanındaki reformu ifade eden 'Obamacare' sözcüğü ABD'de neredeyse bir küfür haline gelmiş olabilir. Romney bu yasayı iptal etmek istiyor. Ancak genel sağlık sigortası başlı başına büyük bir atılımdı. Görev süresinin ilk döneminde böylesine önemli bir reformu hayata geçirmeyi başaran biri, ikinci bir şansı hak ediyor demektir."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen Hülya Topçu

Editör: Başak Özay