Alman basınından özetler

Kofi Annan’ın planını kabul eden Suriye yönetimi, 10 Nisan’a kadar askerlerin kent ve kasabalardan çekilmesini ve ateşkese zemin hazırlanmasını da onayladı. Westfälische Nachrichten gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Suriye’de ateşkes mi? Bu nasıl olacak ki? Süreci kim denetleyecek? Annan'a bağlı bir ekibin, Şam’da olası bir ateşkesin ayrıntılarını görüşeceği söyleniyor. Peki, sonunda Esad’a ne olacak? Suriye’nin geleceği hiç olmadığı kadar muğlak. Esad iktidarı elinde tutma şansını gördüğü sürece, ateşkes yürürlüğe girse bile sağlam temeller üzerine oturmayacaktır. Esas belirleyici olan Moskova ve Pekin yönetimlerinin Esad üzerinde baskı oluşturma konusunu ne kadar ciddiye aldığı. Ve hatta gerektiğinde onu gözden çıkarmaya razı gelip gelmeyecekleri.”

Fransa’da 22 Nisan’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine az bir süre kaldı. Tageszeitung gazetesi seçmenlerin büyük bir bölümünün oy kullanmayacağı yorumunda bulunuyor:

“Fransa cumhurbaşkanlığı seçim anketlerinde ne Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy başı çekiyor, ne de sosyalist rakibi Holland. Birinci sırada, 'oy kullanmayanlar' partisi yer alıyor. Yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Fransa’da seçmenlerin yüzde 32’si seçimlerde oy kullanmak istemiyor. İktidar partisi ise bu seçim yorgunluğu tehdidine karşı fazla bir şey yapmıyor. Bilakis, Sarkozy’nin içişleri bakanı seçim tarihi olarak 22 Nisan’ı seçti, yani Fransa'da Paskalya tatilinin tam ortasını. Partisi bundan kazançlı çıkabilir. Zira yaşlılar ve çiftçiler nadiren tatile çıkar ve geleneksel olarak sağa oy verirler.”

Alman Korsanlar Partisi'ne destek giderek artıyor. Yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre Korsanlar bir sonraki seçimlerde yüzde 12 oy oranıyla Hür Demokrat Parti ve Sol Parti'yi geride bırakacak. Süddeutsche Zeitung gazetesinin yorumu şöyle:

“Korsanlar aleminin oyun kuralları gerçeklerle pek de bağdaşmıyor. Almanya’nın özel bilgisayarların yerel şebeke üzerinden birbirine bağlandığı kocaman bir LAN partisine dönüşmesini ve vatandaşın böylesine karmaşık bir karar vermek zorunda kalmasını kim ister? Kararların sadece bir avuç administratör için şeffaf olduğu bir teknoloji bağımlılığına kim teslim olmak ister? Kimin bütün bu önemli konular hakkında okuyacak vakti var? Bu grubun doğru yöne yüzdüğüne kim güvenebilecek? Korsanlar şimdi gerçek dünyada siyaset yapmaya kalkarlarsa, bu, durumu yanlış anladıklarını gösterir. Saar eyaletinde Korsanlara oy verenlerin yalnızca yüzde 7’sinin parti programı nedeniyle Korsanları seçmiş olması da bunun bir göstergesi.”

Märkische Zeitung gazetesi de aynı konuya yer veriyor yorum sütunlarında:

“Pek de açık bir tabir olmayan ‘internet partisi’ söyleminden bağımsız düşünürsek, Korsanlar'ı seçmenin gözünde cazip kılan, içerik değilse nedir? Bunun nedeni diğer partilerin kendi günlük akışı içine gömülmüş, vatandaştan uzaklaşmış ve çözüm üretme yeteneğini de kaybetmeye başlamış olması. Diğer partilerle kıyaslandığında Korsanlar taze ve başı dik bir görünüm sergiliyor. Bu nedenle sempati kazanıyorlar. Ancak bu sempatinin ne kadar süreceği hakkında bir şey söylemek zor. En azından şimdilik kesin olan tek şey bu!”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Özay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu