1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0209 Presseschau 2

Hülya Topcu2 Eylül 2011

Bugünkü Avrupa basınının ağırlıklı konusu dün Paris'te düzenlenen Libya Konferansı ve Libya'nın geleceğiyle ilgili yapılan tartışmalar.

https://p.dw.com/p/12S0G

Fransız Le Courrier Picard, Libya Konferansı'yla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Irak macerasından farklı olarak bu savaş göründüğü kadarıyla, kara harekâtı tuzağından kaçınıldığı için, 'temiz' ve 'sorunsuz'du. Savaş, isyancıların Batı'nın ve geniş biçimde Arapların da desteğini aldığı bir meseleydi. Aynı şekilde ülkenin yeniden yapılanma konusu da Libyalılar'ın işi olacak. Nicolas Sarkozy'nin bu konuda izlediği stratejiye, emeğe değdi. Sarkozy'nin mücadelesi yerindeydi, BM'nin bu konuda düzenlemeler yapmasına özen gösterdi. Bu konuda Sarkozy'e en fazla şunun için tepki gösterilebilir: O da Sarkozy'nin hiçbir tevazu sergilemeksizin, bunu 'kendi savaşı' olarak nitelendirmeye eğilimli olması. Çünkü bunun uluslararası alanda başarıya ulaşmasını sağlayan bir başka vaftiz babası var: Fransa'nın dış politikasına yeniden parlak bir çehre kazandıran, soğukkanlı Bakan Alain Juppe."

İspanya'dan sol liberal El Pais ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Nicolas Sarkozy Paris Konferansı'nda acele edip, zafer kazanmış bir tavır takınmaktan kaçındı. Fransa Cumhurbaşkanı, Tunus konusunda sergilediği  beceriksizliğin ardından, Libya krizinin aşılmasında, öncü rolü oynadı. Libya konusunda uluslararası toplum ABD eski Başkanı George Bush'un Irak'ta sergilediği kötü örneği tekrarlamadı. ABD eski Başkanı, acele ederek misyonun tamamlandığını ilan edip, savaş sonrasında kaosun çıkmasına katkıda bulunmuştu. Rusya ve Almanya'nın da Libya sorununda son anda uluslararası operasyona onay vermesi ise bir ek bilgi olarak aktarılabilir. Bu ülkelerin liderleri yaptıkları hatalardan ders almalılar."

İsveç'in liberal Dagens Nyheter gazetesi, NATO'nun Libya operasyonunu ve Paris'teki konferansı şöyle yorumluyor:

"NATO Libya'da iyi iş çıkardı. Ancak bu operasyon ciddi zayıf noktaları da ortaya serdi.  Görünen o ki Avrupa artık ihtiyacı olduğunda ABD'nin yanında yeralacağına  güvenemez. Çok sayıda küçük ülke Libya konusunda olanakları dahilinde harekete geçti. Ancak Almanya BM Güvenlik Konseyi'nde, Libya halkının korunması için alınan kararda çekimser kaldı, NATO misyonuna katılmayı da reddetti. Hiç kimse Arap Baharı'nın yaşanacağını öngöremedi. Ancak önceden kestirilemeyen, tahmin edilemeyen durumlara da  hazırlıklı olunmalı."

Libya ile ilgili aktaracağımız son yorum, Avusturya'nın Der Standard gazetesinden. Gazete yorumunda, Libya Ulusal Geçiş Konseyi'ne karşı ahlâki bir sorumluluk taşıdığını savunuyor:

"Libya'nın egemenliğine saygı sonsuz: Uluslararası toplum Libya Ulusal Geçiş Konseyi'ne karşı bir nebze de olsa, ahlâki sorumluluk taşıyor. Konsey ne yaparsa yapsın, bu mutlaka uluslararası topluma yansıyacaktır. Aynı şekilde operasyonun askerî bölümünün kısa süre sonra sona ereceğini ilan eden NATO'nun, ülkedeki sivil çabalarını sürdürmesi de önemli. Bununla kastedilen, şu sıralar herkesin çabaladığı, en iyi petrol anlaşmalarını sağlama mücadelesi değil. Çünkü bu, kısa bir süre sonra devletlerin Ulusal Geçiş Konseyi'ni değil, Konsey'in devletleri kontrol etmeye başlaması tehlikesini içinde barındırıyor."


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Baha Güngör