1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0107 Presseschau 2

1 Temmuz 2010

Bugünkü Avrupa basınının ortak konusu Almanya'daki cumhurbaşkanlığı seçimi. Gazeteler, koalisyonunun ortak adayı Christian Wulff'ün ancak üçüncü turda seçilebilmesini 'Merkel hükümetinin hezimeti' olarak değerlendiriyor.

https://p.dw.com/p/O7ao
Fotoğraf: dpa

Bulgaristan'ın sağ liberal Dnewnik gazetesinin yorumu şöyle:

"Almanya'da iktidardaki koalisyonun istikrarı ile Başbakan Angela Merkel'e duyulan güven konusunda belirleyici olan böylesine trajik bir cumhurbaşkanlığı seçimi olmamıştı. Federal Seçiciler Kurulu'ndaki hükümet temsilcilerinin bir kısmı, kendi adayları olan Wulff'ü desteklemedi. Yapılan oylamalar, Merkel'in başbakanlığındaki koalisyonun yapısının sağlam olmadığını ispatladı."

İtalya'nın sağ liberal Corriere della Sera gazetesi ise seçimlerin Angela Merkel'i zayıflattığı görüşünü savunuyor:

"Angela Merkel dünkü cumhurbaşkanlığı seçiminde bugüne dek olmadığı kadar aşağılandı. Şimdiye kadar hep zafer kazanan, her durum ve koşulda ayakta kalabilen ve farklı partilerden oluşan koalisyonları rahatlıkla yönetebilen Merkel, dokuz saat süren seçimlerde âdeta terk edilmişti. Merkel, şimdi hükümete geldiği 2005 yılından bu yana ilk kez zor zamanlarda da yönetici olarak yeterince kalifiye olduğunu göstermek zorunda. Başbakanın işi önümüzdeki günlerde hiç de kolay olmayacak: Dünkü seçimler sırasında koalisyonun sergilediği çelişkili tavır da bunun habercisi."

Yine İtalya'dan bağımsız La Stampa gazetesi de benzer görüşte:

"Christian Wulff'un dün seçilebilmesi, adayını ancak üçüncü turda kabul ettirmeyi başaran Merkel için okkalı bir tokattı. Bunu yaparken ters ayağıyla doğrulmaya çalışan bir yönetme biçimi sergiledi ve bu nedenle de tekrar yoluna devam etmeyi başaramadı. Haftalardır yapılan kamuoyu yoklamalarında düşüşte. Şimdi bu trajedi, dokuz saat süren cumhurbaşkanlığı seçimi ile devam edecek. 51 yaşındaki Christian Wulff, Almanya tarihinin bugüne kadarki en geç Cumhurbaşkanı oldu. Ve zor geçen dün, Başbakan'ın kolay kolay unutamayacağı bir gün haline geldi."

Avusturya'dan liberal Der Standard da yorumunda Merkel'ın durumunu mercek altına alıyor:

"Gerçi bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz ama belki de Hrıstiyan Birlik Partili Ursula von der Leyen gibi bir cumhurbaşkanı adayı olsaydı, dünkü seçimlerde Sosyal Demokratlar'ı da yumuşatarak, ilk turda cumhurbaşkanlığına seçilebilirdi. Ancak Başbakan Merkel, von der Leyen yerine Christian Wulff'ü aday gösterdi. Bunu Wulff'ün kalifiye özelliklerinden ikna olduğu için değil, kendisine rakip olabilecek son politikacıyı Berlin'e alıp etkisiz hale getirmek için yaptı. Şimdi oylamada partililer arkadaşları tarafından çok ağır bir biçimde gerçeklerle yüzyüze getirildi ve otoritesi bugüne kadar olmadığı düzeyde yıprandı."

Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum, Polonya'dan Rzeczpospolita'dan:

"Angela Merkel, Christian Wulff'u cumhurbaşkanı yapmaya çalışmasının bedelini ağır ödedi. Bazı partili arkadaşları kendisine isyan etti. Böylece koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti ile yaşadığı tartışmada yeni bir cephe daha açılmış oldu. Cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü tura kalması, Merkel'in hem partisi Hrıstiyan Demokrat Birlik, hem de hükümetteki yönetici pozisyonunu tartışmalı hale getirebilir. Koalisyon içindeki çok sayıda politikacının, ilk tur seçimde Wulff'e destek vermeyi reddetmesi Merkel için tokat anlamına geliyor. Federal Seçiciler Kurulu'nda yaşananlar, cumhurbaşkanının dolaylı seçilmesi konusunda da önemli ipuçları veriyor. AB'de olduğu gibi kapalı kapılar ardında, gizli oylama yapılıyor. Böyle olunca parti içinde alınan kararlar da başarısız olabiliyor. Böylesine ortak kararlar, uzlaşmalar dün olduğu gibi olayın baş aktörlerinin sarsılmasıyla da sonuçlanabiliyor. Almanya, şimdi cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin zamanının gelip gelmediği tartışmasıyla karşı karşıya."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa