1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

1 Nisan 2013

Kuzey Kore'den yükselen savaş tehditleri, Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francisco'nun Paskalya ayinlerinde çizdiği sıradışı profil bugünkü Avrupa gazetelerinde öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/187eg
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

İngiliz basınından bir alıntıyla başlıyoruz basın turumuza. Kuzey Kore'den son günlerde yeniden yükselmeye başlayan savaş tehditlerini yorumlayan The Times gazetesi, bu ülkeye artık daha sert yaptırımlar uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu savunuyor:

"Obama hükümeti, Güney Kore'ye bölgesel füze savunma sisteminin güçlendirileceği teminatını vermelidir. Bu, yeni seçilen Güney Kore Devlet Başkanı Park Guen Hye'ye de cesaret aşılayacak ve kuzeyden gelen tehditlere güneyin aynı şekilde mukabelede bulunmasını engelleyecektir. Kuzey Kore'ye uygulanacak yaptırımlar, bu ülkeyi can damarından vuracak şekilde olmalıdır. Pyöngyang rejiminin, başta kara para aklama olmak üzere çevirdiği pek çok karanlık iş karşısında artık sessiz kalınmamalıdır. Nükleer silah yapımında kullanılabilecek malzeme taşındığına dair şüpheler kanıtlandığında, Kuzey Kore bağlantılı deniz taşımacılığı da sekteye uğratılmalıdır. Kuzey Kore'nin tecrit edilmesi elbette zahmetli ve uzun zaman alacak bir süreç olacaktır. Ancak ortada bundan başka bir seçenek de mevcut değil."

Sırada Fransız basınından bir alıntı var... Le Figaro gazetesi, ilk kez Paskalya Yortusu ayinlerini yöneten Katolik dünyasının yeni ruhanî lideri Papa Francisco'nun bugüne kadar alışılmışın dışında bir profil ortaya koymasını taşıyor yorum sütunlarına:

"Katolik Kilisesi'nin liderinin, popülaritesine dair hiçbir endişeye kapılmasına mahal yok. Popüler olmak, başkaları için belki tehlikelerle dolu bir tuzak olabilir. Ama Papa Francisco için bu geçerli değil. Zira o, kimsenin gönlünü hoş tutmak mecburiyetinde değil. Ayrıca yeniden seçilmek için birilerine şirin görünmek gibi bir derdi de yok. Pek yakında günümüzün ciddi konu ve sorunlarına dair de net mesajlar verecektir. Örneğin ekonomik sorunlar, herkes için adalet ya da hayat, aile ve evlilik gibi kutsal unsurlara daha fazla saygı gösterilmesi gibi konulara değinecektir. Bu hassas meselelere dair söylemleri karşısında, şimdi onu coşkuyla alkışlayanların tepkisi acaba nasıl olacak? Buenos Aires Başpiskoposu Kardinal Bergoglio kimliğiyle daha önce hayli sivri dilli mesajlar vermişti. Papa olduktan sonra da bu tavrında büyük bir değişiklik olmayacaktır. Francisco'nun eleştirilerinden, büyük kurumlar, Vatikan ahalisi ya da dünyanın diğer etkin ve güçlü unsurları da mutlaka nasibini alacaktır."

Basın turumuzda son olarak Kıbrıs kriziyle ilgili bir yoruma yer veriyoruz. Sega adlı Bulgar gazetesinde konuyla ilgili şu satırlar yer alıyor:

"AB'nin üzerine titrediği ilkelerinden geriye ne kaldı? Mali krizden kurtulmak için tasarruf sahiplerinin mevduatlarına el koymaktan çekinmeyen, parlamentoları by-pass eden ve yürürlükteki yasaları hükümsüz bir kılan bir anlayış, hukuk devletiyle ne kadar bağdaşıyor? Sahi AB'de hâlâ kanun, kural geçerli mi? Kuralların ayaklar altına alındığı mutabakat ve uygulamaları gördükten sonra vatandaşların yasaları ciddiye alması beklenebilir mi? Ve önemlisi; bu saatten sonra Brüksel ve Avrupa Birliği'ne kim inanır ki?"

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Murat Çelikkafa

Editör: Hülya Schenk