1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Zirvesi'nde reform sancısı

Ajanslar21 Haziran 2007

AB devlet ve hükümet başkanları, reform tartışmalarının gölgesinde Brüksel’de bugün biraraya geliyor. AB Dönem Başkanı Almanya, başarısızlığa uğrayan AB Anayasası projesini, AB Anlaşması olarak sunmak istiyor...

https://p.dw.com/p/Ayvk
AB Dönem Başkanı Almanya'nın Başbakanı Angela MerkelFotoğraf: AP

AB devlet ve hükümet başkanları, Brüksel’de Perşembe günü başlayacak ve iki gün sürecek olan zirvede Fransa ve Hollanda'daki referandumlarda AB anayasasının reddedilmesiyle başlayan kurumsal krizi sona erdirecek yeni AB Anlaşması için yol haritası üzerinde uzlaşmaya çalışacak. Bulgaristan ve Romanya'nın da katılımıyla mevcut Nice Anlaşmasında öngörülen 27 üyeye ulaşan ve ülkelerin veto hakkı nedeniyle karar alma sürecinde zorluklar yaşayan AB, referandum gerektirmeyen daha dar kapsamlı bir AB Anlaşmasını 2009 yılındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce yürürlüğe koymak istiyor.

Almanya’nın dönem başkanlığında AB’nin reformlar konusunda ilerleme sağlanmasını isteyen Alman Başbakan Angela Merkel’ın bu doğrultuda sunacağı anlaşmada, eski Anayasa metni üzerinde çok sayıda değişiklikler öngörülüyor. Ancak oylama sistemine değişiklikler, AB ülkeleri arasında şimdiden tartışma yaratmış durumda ve bu nedenle zirvenin başarıya ulaşıp ulaşamayacağı belirsiz.

Polonya’nın önerisi

Uzlaşmaya hazır olduğu mesajı verse de Polonya, Anayasa’daki itirazlarından vazgeçmiş değil. AB içinde daha fazla güç isteyen Polonya, yeni anayasa taslağında karar alma sürecini kolaylaştırması açısından en önemli unsur olarak gösterilen nitelikli oy hesaplamasındaki ''ikili çoğunluk'' sistemine itiraz ediyor.

Polen Lech Kaczynski und Jaroslaw Kaczynski
Polonya'nın Devlet Başkanı ve Başbakanı Lech ve Jaroslaw Kaczynski kardeşlerFotoğraf: picture-alliance/ dpa

İkili çoğunluğa göre AB Konseyinde karar alınabilmesi için üye ülkelerin yüzde 55'inin desteği yanında AB toplam nüfusunun yüzde 65'inin temsil edilmesi şartı aranıyor. Bu oylama sisteminin Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya'ya yaradığını düşünen Polonya tarafından getirilen öneride, nüfus yerine büyük ülkelerle küçük ülkeler arasındaki farkı azaltmak için nüfusun karekökünün esas alınması isteniyor.

Diğer değişiklik önerileri

Ancak “reform sözleşmesi“ olarak adlandırılan metindeki reformlar sadece oylama sistemindeki değişikliklerle sınırlı değil. Tasarı metnindeki en temel değişiklik “Anayasa“ tanımından vazgeçilmesi. Ayrıca bayrak ve marş gibi ortak sembollerden de vazgeçiliyor. Zira birçok Birlik üyesi ülke, AB’nin bir “süper devlet“ olmasını sağlayacak devletsel sembollere karşı çıkıyordu.

Zirvede en tartışılan konulardan biri de Temel Haklar Sözleşmesi geliyor. Sözleşmenin yol haritasında yer alması hedeflenirken, İngiltere, bunun ilave edilmesine, ulusal istihdam ve sosyal politikalara müdahale anlamına gelebileceği endişesiyle karşı çıkıyor.

Taslakta AB’ye dinamizm kazandırabilecek nitelikte bir dizi reformu da kapsıyor. Bu reformların başındaysa, dönem başkanlığının 6 aydan 2,5 yıla çıkarılması, AB Dışişleri Bakanlığı makamının ihdas edilmesi ayrıca Avrupa Birliği Komisyonu’nun mevcut oluşumunda değişiklik yapılarak üye sayısının rotasyon usulüyle düşürülmesi geliyor.