1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Polonya'dan uzlaşma mesajı

Bernd Riegert / DW, Ajanslar20 Haziran 2007

AB liderler zirvesi öncesinde, Polonya’dan AB Anayasası konusunda uzlaşma mesajı geldi. Polonya Başbakanı Jaroslav Kaczynski, oy ağırlığı konusunda teklif ettikleri karekök sisteminin zorunlu olmadığını söyledi...

https://p.dw.com/p/Ayc4
Avrupa Birliği, Anayasa krizini aşmaya çalışıyor.

21 - 22 Haziran tarihlerinde Brüksel’de toplanacak olan AB devlet ve hükümet başkanları zirvesi öncesinde, AB Anayasası konusunda uzlaşma arayışları sürüyor. Anayasada yer alan oylama sistemine itirazları olan Polonya’dan da yumuşama sinyalleri geliyor. Polonya Başbakan Jaroslav Kaczynski, oy ağırlığına ilişkin tartışmada uzlaşmaya hazır olduklarını dile getirdi. Almanya’da yayınlanan Bild gazetesine demeç veren Kaczynski, gündeme getirdikleri karekök sisteminin zorunlu olmadığını belirterek “Biz şu anda sadece bu sistem üzerinde bir tartışma ortamına izil verilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Polonya, önerisinin tartışmaya açılmasını isterken, AB Dönem Başkanı Almanya ise zirvede anayasa sürecini canlandırmak konusunda ısrarlı. Ancak Almanya ise 27 üye ülkeden toplam 18’inin onayından geçmiş olmasından ötürü Avrupa Anayasası metninin özünü yeni metin taslağına aktarmayı hedefliyor.

Oylama sistemi

Avrupa Birliği Bakanlar Kurulu’nda karar alma mekanizmasını basitleştirip saydamlaştıracak oylama sistemi, öne çıkan tartışmalar arasında yer alıyor. Nice Anlaşması uyarınca Bakanlar Konseyi’nde oybirliği kuralından nitelikli çoğunluk koşuluna geçilmişti.

Polen Lech Kaczynski und Jaroslaw Kaczynski
Polonya'nın kardeş Devlet Başkanı ve Başbakanı: Lech ve Jaroslav KaczynskiFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Şimdi bunun yerine, karar almayı zorlaştırabilecek gruplaşmaların önüne geçmek amacıyla çifte çoğunluk sisteminin devreye sokulması amaçlanıyor. Çifte çoğunluk sistemi, karar alma mekanizmalarında Avrupa Birliği nüfusunun yüzde 65’ini temsil eden hükümetlerin yüzde 55’inin oyunun gerektiği anlamına geliyor. Çifte çoğunluk sistemine 2004 yılında diğer üye ülkelerle birlikte onay veren Polonya yönetimi bu sisteme karşı çıkıyor. Almanya, Varşova’nın konuyu yeniden tartışmaya açmasına tepki gösteriyor. Polonya, çoğunluk anlayışının nüfus oranına göre belirlenmesini, karekök sistemine göre Almanya gibi büyük ülkelerin daha az, küçük ülkelerin ise daha çok oy ağırlığına sahip olmasını istiyor. Polonya, önerisiyle şimdiye kadar yalnızca Çek Cumhuriyeti’nden destek bulabildi.

Avrupa Birliği uzmanları ise Bakanlar Kurulu’nda kararların genelde oy çoğunluğu ya da oy birliğiyle alındığına dikkat çekiyor ve oylama sistemi üzerine yürütülen tartışmanın yapay olduğunu vurguluyor. Avrupa Birliği uzmanları, her üye ülkenin temel konularda ve bütçe tartışmalarında veto hakkına sahip olduğuna işaret ediyor.

Diğer değişiklik talepleri

Yalnızca Polonya değil, İngiltere, Fransa ve Hollanda da değişiklik talep ediyor. İngiltere, temel sosyal hakların metinden çıkarılmasını talep ediyor. İngiliz hukukunun dokunulmaz olduğu görüşünü dile getiren Londra yönetimi, aksi halde metni halkoyuna sunacağı uyarısında bulunuyor.

Hollanda hükümeti ise Avrupa Birliği’ne adalet ve içişleri alanında artık daha fazla yetki devredilmemesinden yana. Aday ülkelere ilişkin kriterler metinde yer almalı. Hollanda hükümeti, Avrupa Birliği karşıtlarınca bir devletin sembolü oldukları gerekçesiyle karşı çıkılan milli marş ve bayrağın da metinden çıkarılması gerektiğini savunuyor. Fransa, metnin sadece temel hakların dile getirildiği, “basitleştirilmiş bir sözleşme”ye dönüştürülmesini talep ediyor.

Londra’nın Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlığı’nı reddeden tavrı, diğer ülkelerin birçoğundan onay görmüyor. Bugün yeniden tartışılan “birlik dışişleri bakanı mevkisi” üzerinde daha önce 2004 yılında tartışılıp uzlaşma sağlanmıştı. İngiltere yönetimi, oluşturulan makamın sahip olacağı yetkilerin değil, kurumun taşıdığı ismin sıkıntı yarattığı görüşünde. Buna göre, “bakanlık” Avrupa hükümeti çağrışımı yapıyor; İngiltere’de halkın geniş bir kesimi de böyle bir hükümete sıcak bakmıyor.