1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Özerklik talebinin yankıları

6 Ocak 2016

Kürt siyasi hareketinin talep ettiği özyönetim ve özerklik, Almanya'da yankı buldu. Siyasetçi ve uzmanlar, Kürtlerin talebini DW Türkçe'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/1HYyh
Türkei Wahlen 2015
Fotoğraf: Reuters/O. Orsal

Kürt siyasi hareketlerinin oluşturduğu Demokratik Toplum Kongresi’nin özerklik planı hakkında Alman hükümetinden henüz bir açıklama gelmedi. Muhalefetteki Sol Parti ise Kürtlerin Türkiye sınırları dâhilindeki özerklik talebini memnuniyetle karşıladı. Partinin Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Jan van Aken DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Kürtlerin bu olumlu talebine karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şiddet içeren bir tutum izlediği eleştirisinde bulundu. Bu tutumu kaygıyla izlediklerini vurgulayan Jan van Aken, Erdoğan’ın Kürtlerin bağımsızlık istemesinden korktuğunu savundu. "Kanımca Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde bulunan Kürtlerin Rojava olarak adlandırdığı bölgedeki gelişmeleri Türkiye için bir tehdit olarak görüyor" diyen Jan van Aken, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak bence tam tersi bir durum söz konusu; Türkiye'deki ve Rojava’daki Kürtlerin, merkezî yönetimle çatışmadan özerklik ve kendi kararlarını verebilme imkânına sahip olabilmeleri sağlanabilir. Erdoğan bu fırsatı değerlendirebilirdi ama Türkiye’deki Kürtlerin sonunda ayrılmak istemesinden korktuğunu düşünüyorum.”

Gerçekleşmesi zor talep

Kürtlerden gelen özerklik talebi Türk toplumunun bazı kesimleri tarafından endişeyle karşılandı. Berlin Hür Üniversite Siyasal Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülistan Gürbey, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, bölgede şiddetin devam ettiği bir dönemde Türk toplumunun bazı kesimlerinin duyduğu endişeleri gidermenin zor olacağını ifade etti. Türkiye’de merkezî bir sistem yerine federatif bir yapı oluşturulmasında tehlike görmediğini vurgulayan Gürbey, ancak bunun için Türkiye'de demokratik yapının tam olarak oturması gerektiğini kaydetti. Gürbey, bu aşamada özerklik talebinin gerçekleşmesinin pek mümkün olmadığına işaret etti. “Bu tür özerklik yöntemlerinin uygulanabilmesi için devletle, hükümetle yapılan görüşmelerin ardından böyle açıklamalar yapılması gerekir" diyen Gürbey, "Tek taraflı açıklamaların bir getirisi olmayacağını sanırım Demokratik Toplum Kongresi ve diğer ilgililer de biliyor. Fakat buna rağmen bunun yapılması hükümete bir baskı unsuru oluşturmaktan çok Kürtlerde giderek somutlaşan özerklik isteminin kamuoyuna tekrar duyurulması amacını güdüyor bana göre" şeklinde konuştu.

Türkei Kurden PKK Diyarbakir
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Örnek alınabilecek ülkeler

Türk hükümetinin tepkisine yol açan özerklik talebi, ülkede tartışmalara yol açtı. Bu çerçevede, Kuzey İrlanda’da yaşanan barış süreci veya İspanya’daki Bask, Katalan ve Galiçya bölgelerindeki durum Türkiye için bir örnek olabilir mi sorusu da akıllara geldi. Sol Partili milletvekili Jan van Aken, Türkiye’nin bu ülkeleri örnek alabileceği görüşünde. Jan van Aken bu konuda şunları söyledi: "Türkiye’de de bunun mümkün olabileceğini düşünüyorum. Ancak bunun için geniş kapsamlı özerklik şart. Bu okullarda anadildeki derslerden, iç politikadaki vergi gibi konulara kadar bölge halkının kendi kararlarını verebilmesini içeriyor. Kürtlerin birçok konuda kendi kararlarını verebilmeleri, ortak bir ülkede birlikte yaşamakla çelişmeyen bir durum oluşturuyor.”

Bu ülkelerdeki tecrübenin Türkiye’ye birebir uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Berlin Hür Üniversite’den Gülistan Gürbey, yine de yöntem ve içerik açısından bu örneklere bakılabileceğini söyledi. Gürbey, bu ülkelere bakılırak başlatılacak barış sürecinin şartını ise şu sözlerle açıkladı: "Barış görüşmeleri daima iki taraf arasında yapılır ve bu resmi olarak ilan edilir. Detaylı olmamak üzere gidişata ve yönteme ilişkin kamuoyuna açıklamalar yapılır ki kurumsallaşmayı sağlayacak ortam yaratılsın. Bu Türkiye’de yapılmadı, Türkiye’de görüşmeler yapılıyordu, ama yöntemler, amaçlar, hedefler kamuoyuyla paylaşılmadı. Barış süreci içerisinde toplumun desteğini alabilmek açısından çok önemlidir bu yöntem.”

Demokratik hak

Giessen merkezli Almanya Kürt Toplumu adlı derneğin Başkanı Ali Ertan Toprak da, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, yerel özerkliğin Avrupa’da demokratik bir hak olduğunu vurguladı. Bu açıdan bakıldığında Kürtlerin özerklik talebinin de demokratik bir hak olduğunu söyleyen Toprak, Türkiye’nin bazı çekinceleri olmakla birlikte Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na tam 28 yıl önce imza attığını hatırlattı: “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı 1985 tarihinde imzaya açılmıştır ve 1988’de Türkiye Özerklik Şartı’na imza atmıştır ve 1992’de de onaylanmıştır. O nedenle yeni bir anayasanın tartışıldığı iktidardaki hükümetin yıllardır başkanlık sisteminden dolayı topluma baskılar uyguladığı bir dönemde başka bir siyasi partinin anayasaya girebilecek farklı konuları tartışmasının vatan hainliği ile eşdeğer tutulması antidemokratik bir tavırdır.” Erdoğan'ın Kürtlere yönelik politikasını da eleştiren Toprak, "ben şöyle yorumluyorum, Erdoğan'ın şiddet yolunu seçmesi Türkiye'deki milliyetçiliği arkasına alıp, başkanlık sistemini Türkiye'ye getirmek istemesi" dedi.

© Deutsche Welle Türkçe

Jülide Danışman / Berlin