1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin'in kur politikası gerginlik yaratıyor

14 Ocak 2011

Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun gelecek hafta ABD’ye yapacağı ziyaretin ana gündem maddelerinden biri, kur tartışmaları olacak. ABD, Çin'i yuanı düşük değerde tutarak haksız rekabet yapmakla suçluyor.

https://p.dw.com/p/zxJa
Fotoğraf: Bilderbox.com/DW-Montage

Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun ABD ziyaretinin hemen öncesinde, ABD Maliye Bakanı Timothy Geithner, Pekin yönetiminden taleplerini bir kez daha dile getirdi. Çin’in para biriminin değerini yükseltmesi gerektiğini vurgulayan Geithner, yuanın yılda yüzde 6 oranında değerlenmesinin önemli sayılabileceğini, ancak yeterli olmadığını belirtti.

Düşük yuan ABD için dış ticaret açığı demek

Hu Jintao ile Başkan Barack Obama arasında gelecek Çarşamba yapılacak görüşmede kur krizi gündemin en önemli maddelerinden biri olacak. Almanya’nın önde gelen bankalarından Commerzbank’ın baş iktisatçısı Jörg Cremer, ABD ekonomisinde konjonktürün düşük seyretmeye devam etmesi nedeniyle, Amerikan sanayinin, Çin’e daha fazla baskı uğranması yönünde talepte bulunduğu bildiriliyor. Yuanın suni bir şekilde düşük değerde tutulması sayesinde Amerikalılar için Çin ürünlerinin dolar üzerinden çok ucuza geldiğini kaydeden Cremer, böylece Çinli üreticilerin ABD pazarındaki rekabet şansının arttığını, bunun da Amerikan sanayiine baskı oluşturduğunu söylüyor.

US-Präsident Barack Obama und Chinas Staatspräsident Hu Jintao Bildcombo
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Başka bir deyimle, düşük tutulan yuan, ABD’nin Çin’e ihraç ettiği malları pahalandırıyor. Bunun sonucunda da iki ülke arasındaki ticarette ABD’nin aleyhine dev bir açık oluşuyor.

AB'nin pek sesi çıkmıyor

Avrupa Birliği de, yuanın değerini yükseltmesi için geçmişte Çin’e çağrıda bulunmuş, konu son olarak geçen sonbaharda düzenlenen AB-Çin zirvesinde gündeme gelmişti, zira düşük değerdeki bir yuan, Avrupa’nın Çin’e ihracatını da daha pahalı hale getiriyor. Fakat son dönemde konu Avrupa’da pek rol oynamıyor. Çin Başbakan Yardımcısı Li Kekiyang’ın ocak ayı başında Avrupa’ya yaptığı ziyaret sırasında, kur tartışmaları ne Almanya Başbakanı Angela Merkel, ne İspanya Başbakanı José Luis Rodriguez Zapatero, ne de İngiltere Başbakanı David Cameron tarafından konu edildi. Bunun farklı nedenleri var. Commerzbank baş iktisatçısı Cremer, AB’nin Çin ile ticaret açığının, ABD’ninkinden daha düşük olduğunu ve bu nedenle Pekin’in para kuru politikasından daha az etkilendiğini belirtiyor. Cremer, "Euro Bölgesi'nde ihracata en fazla ağırlık veren ekonomi konumundaki Alman ekonomisi, şu anda tam hızla büyüyor ve bu yüzden de kimse önemli bir ticaret ortağı ile araların bozulmasını istemiyor.” diyor.

Avrupa'nın öncelikleri farklı

Avrupa’nın en büyük ekonomisinde konjonktür hızla yükselirken, AB devlet borçlanmaları nedeniyle ciddi bir krizle yüz yüze. İtalya’daki Pavia Üniversitesi’nden Çin uzmanı Axel Berkofsky, şu anda Euro krizinin, Çin ile para kuru tartışmasından daha önemli olduğunu söylüyor. Berkofsky, şu anda öncelik taşıyan konular olarak, Euronun düze çıkmasını, sakinleşmesini, Portekiz, İspanya, İrlanda ve İtalya’nın borçlanma durumu kötüleştiği takdirde AB’nin kurtarma fonunu genişletmeye hazır olmasını sayıyor.

Çin Euro krizinde destek

Renminbi Yuan Jiao WÄhrung China
Fotoğraf: picture-alliance / Newscom


Berkofsky, Çin’in euro krizinde önemli bir destek teşkil ettiğini, Avrupa’nın da bu yüzden Çin’in para kuru politikasını pek eleştirmediğini vurguluyor. Gerçekten de Çin Başbakan Yardımcısı Li Kekiyang Avrupa ziyareti sırasında, euronun istikrarı için daha fazla devlet tahvili alma sözü verdi. Çin’in İspanya’dan alacağı devlet tahvilleri için 6 milyar euro ayırdığı kaydediliyor.

Avusturya’daki Avrupa ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü’nden Çin-AB ilişkileri uzmanı, siyaset bilimci Franco Algieri, Avrupa’nın Çin’in kur politikalarını çok yüksek sesle eleştirmemesinin arkasındaki nedeni, AB’nin uluslararası siyasette nispeten fazla ağırlığının olmaması olarak gösteriyor. "Avrupa Birliği içinde, Çin konusunda farklı çıkarları olan farklı gruplar bulunuyor." diyen Algieri "Bazı devletler Çin’e yönelik eleştirilerde hep itidalli davranırken, bazıları da daha cesurca davranarak, seslerini yükseltiyorlar.” şeklinde konuşuyor.

Algieri, ABD’nin aksine AB’nin tek bir ses olmayı pek becerememesini eleştiriyor. Siyaset bilimci, bir bütün olarak hareket etmediği sürece Avrupa’nın Çin’e baskı uygulayamayacağı görüşünü dile getiriyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Christoph Ricking / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Murat Çelikkafa