1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Borcunu nasıl ödeyecek?"

17 Ağustos 2015

Bugünkü Alman basınında, Yunanistan’a üçüncü yardım paketi ve Almanya'nın sığınmacılara yönelik tutumuna ilişkin yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/1GGvN
Fotoğraf: Reuters/Y. Behrakis

18.08.2015 - Alman basınından özetler

Yunan parlamentosu dramatik oylamayı geride bıraktı. Sıra Alman parlamentosunda. 86 milyar euroluk üçüncü Yunanistan yardım programının, çarşamba günü Federal Meclis’ten de geçmesi bekleniyor.

Stuttgarter Zeitung, yorum sütunlarında Tsipras’ın yeni yardım paketi ile yüklendiği sorumluluğa vurgu yapıyor.

"Eğer Tsipras reform direktiflerini hayata geçirirse, Yunanistan Avrupa’nın en modern ülkelerinden biri olur. Ama yapısal birçok reformun yakalanması yıllar, hatta onlarca yıl bile gerektirebilir. Yani burada bir kuşak projesi söz konusu. Tsipras’ın sorumluluğu artık bir o kadar da büyüktür. Tsipras’ın en güçlü yanı ise muhalefetin zayıflığı. Can sıkan erken seçimler her ne kadar ekonomi için gibi görünse de ülke Tsipras devrinin şansız ilk bölümünü kapatıp yeni bir sayfa açma şansı yakalayabilir."

Almanya'nın saygın ekonomi gazetelerinden "Handelsblatt"ta ise yeni yardım paketinin Yunanistan açısından mali risklerine dikkat çekiliyor.

"Vatandaşa ve milletvekillerine yeni Yunanistan kurtarma paketinin toplam faturasını sunmak yerine, Merkel'in umudu Yunan Parlamentosu’nun reform taahhütlerine bağlanıyor. Emekli maaşlarında kesinti, artırılan vergiler, yargı ve eğitim alanlarında reform, sıkı bir vergi kontrol idaresinin kurulması ve istihdam piyasasının liberalleştirilmesi, Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras’ın yeni reform kararlılığının bir işareti. İyi de Yunanistan tüm bu kararlaştırılan reformları adım adım hayata geçirse bile, şu soru açıkta kalmaya devam ediyor: Nefes aldırmayacak kadar boğazına çöken borçlarını geri ödeyebilmek için bu ülke, gelecek on yıllar içinde nereden para kazanıp ekonomik büyümeyi sağlayacak."

Sığınmacı akını nedeniyle Yunanistan'ın birçok adasında insani bir dram yaşanırken, Bavyera eyaleti İçişleri Bakanı Joachim Herrmann'ın (CSU) Yunanistan ve İtalya'ya yönelik suçlamaları ve Balkan ülkelerinden gelen mültecilerin cep harçlarında ciddi kesintiye gidilmesi önerisi, Almanya'da büyük tartışma yarattı. Lüneburg’da yayımlanan Landeszeitung’un konuya ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz.

"Başbakan, 'Bu kadar fazla sığınmacı ile ne yapılacağı yakında AB’yi Yunanistan ve Euro’nun istikrarından çok daha fazla meşgul edecek' demekle çok haklı. AB, iç savaş halindeki ülkelerin komşularına daha iyi bir destek verseydi çok daha iyi bir istişare yapabilirdi. Ürdün’ün 6 milyonluk bir nüfusu var ve çoktan 600 binden fazla sığınmacıyı kabul etti. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon Suriyeli bulunuyor. Sadece Kilis şehrinde 110 bin Suriyeli yaşıyor. Bu rakamla ilk kez bir Türk kenti, kendi nüfusundan fazla sığınmacıyı barındırır oldu. Böyle bir durumda AB’nin birçok belediyesinde neler olabileceğini insan düşünmek bile istemiyor. Oysa Almanya’da şimdiden oflanmaya başlandı bile. Ve mültecilere verilen cep harçlıklarında ciddi kesintiye gidilmesi tartışılıyor. Hem de en ufak bir utanma duygusu bile hissetmeden."

Basın turumuzu Nürnberger Nachrichten’in aynı konuya ilişkin yorumu ile noktalıyoruz.

"Anayasamızın hemen en başında özel bir koruma altında duran insanlık onuru, Balkan ülkelerinden gelen mülteciler karşısında tacize uğruyor, hor görülüyor ve ayaklar altında eziliyor. Ve özellikle saldırgan olma cesareti ise Bavyera eyaleti İçişleri Bakanı Herrmann’da bulunuyor. Almanya’da temel hak ve hürriyetlerin pazarlığa açık olmadığını birinin ona hatırlatması gerekiyor. Mültecilerin cep haçlığını değil, anayasamızın en önemli maddelerini hiçe sayan politikacıların tutumu tam bir münasebetsizlik."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir