1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yunanistan'a yeşil ışık

17 Ağustos 2015

Yunan parlamentosu dramatik oylamayı geride bıraktı. Sıra Alman parlamentosunda. Dagmar Engel yorumunda, oylama öncesinde bu kadar kıyamet koparılmasına anlam veremiyor.

https://p.dw.com/p/1GGlR
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/P. Pleul

Almanya Federal Meclisi'nin Çarşamba günkü birleşiminde üçüncü Yunanistan yardım programı büyük çoğunluğun oylarıyla genel kuruldan geçecek. Almanya Başbakanı Angela Merkel temmuz ayındaki Avrupa Birliği zirvesinde, Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble ise cuma günkü maliye bakanları buluşmasında çetin pazarlık yaparak, yardımların yalnızca kontrole açık reformlar karşılığında yapılmasını kabul ettirdi. Merkel ve Schäuble taviz vermez tutumlarıyla meclis çoğunluğunu garantiye aldılar. Bunun bedeli ağır oldu. Almanya'nın itibarı yara aldı. Büyük sempati döneminin ardından Almanya aşırı dominant olarak algılanmaya başladı.

Tatil modunda oylama mı?

Milletvekilleri bu izlenimle yaz tatilinden olağanüstü meclis oturumuna döndüler. Belki aralarından bu olumsuz izlenimin etkisiyle üçüncü yardım paketine ret oyu vermenin doğru olup olmayacağını düşünenler çıkar. Alman kamuoyunun gözünde oylamayı ilginç kılan, ret oyları olacaktır. Özellikle de Başbakan'ın partisi Hristiyan Demokrat Birlik'ten kaç milletvekilinin anlaşmaya ‘hayır' diyeceği. Yunanistan'a yapılan her yardımda meclisin onayını gerektiren bu anlaşmaya karşı çıkanların sayısı artıyor. 2010 yılındaki ilk oylamada dört milletvekili ret oyu kullanmışken, 2012'de 13, bu yılın şubat ayındaki oylamada 29 Hristiyan Demokrat milletvekili yardım programını ret etmiş, temmuz ayında ise sayıları 60'a çıkmıştı. Meclis grup başkanlığı aykırı düşünenlere baskıyla karşı vermişti. Bunun farklı düşünenleri yönetimin çizgisine çekip disipline etmek için kamuoyu önünde yapılması ise beceriksizlikti ve gereksizdi.

Engel Dagmar Kommentarbild App
Dagmar Engel

Vicdan muhasebesi

Partinin gösterdiği yoldan sapan milletvekilleri ile seçmenlerinin tepkisi büyük oldu. Nihayet Alman anayasasına göre milletvekili sadece vicdanı karşısında sorumlu olmalıydı. Vicdanı seçmenin görüşüyle örtüştüğü sürece milletvekili seçmeninin desteğinden emin olabilirdi. Almanların yüzde 57'si üçüncü yardım programına karşı. Yunanistan'ın anlaşmada yer alan şartları yerine getireceğine inanmayanların oranı ise yüzde 80'i buluyor. Seçim bölgesinde bu havayı koklayan milletvekilinin karar vermekte zorlanmasına şaşmamak gerekir. Hangi kararın doğru olacağının vicdan muhasebesini yapacak olanlar ise milletvekillerinden başkası değildir. Diğer konularda olduğu gibi Yunanistan yardımlarında da bilgi açığı olan milletvekilinin ise meclis grubundaki konunun uzmanlarına ayak uydurması gerekir.

Angela Merkel'i sarsmaz

Seçmenin gözünde boyun eğmeyen kahraman imajıyla itibar kazanmak bazı milletvekillerini şeytana uymaya sevk edebilir. Bu oylama başkaldırmak için de iyi bir fırsat sayılır. Çünkü, yurtdışında uğranılan prestij kaybına ve Yunanistan'a yapılacak yardıma kıyasla başkaldırmanın maliyeti yoktur. Büyük koalisyonun meclisteki çoğunluğu aykırıların sayısının artmasından etkilenmeyecek kadar büyük. Yunanistan oylamasının Hristiyan Demokrat Birliğin bölünmesine yol açacağını, hatta Angela Merkel için sonun başlangıcı olacağını söylemek gerçekçi olmaz. Daha önceki oylamalarda yardım programı meclisten geçtikten sonra büyük koalisyon ortağının anketlerdeki oy oranı yüzde 42'ye çıkmıştı. Yardım oylaması Alman hükümetinin akıbetini katiyen etkilemeyecektir.

© Deutsche Welle Türkçe

Dagmar Engel