1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yorum: “Mutmain” değiliz Emine Hanım

Türkei Banu Güven
Banu Güven
5 Haziran 2021

Emine Erdoğan, Sıfır Atık Projesi’yle BM HABİTAT’tan ödül aldı. Banu Güven, yorumunda "HABİTAT direktörünün herhalde Türkiye’nin AB’den en çok çöp ithal eden ülke olduğundan haberi yoktu" değerlendirmesi yapıyor.

https://p.dw.com/p/3uTSZ
Türkei: See Salda I Lake Salda
Fotoğraf: Umit Bektas/REUTERS

Marmara Denizi can çekişiyor. Recep Tayyip Erdoğan hala daha Kanal İstanbul ısrarında. Türkiye'nin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölü'nün çevresinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın inşaat yaptırdığı alanın çevresindeki beyaz kumun rengi değişti. Suyun da renginin değiştiği gölün çevresinde, Emine Erdoğan'ın iki yıl önce gidip "mutmain oldum”, yani "ikna ve emin oldum” diyerek onayladığı Millet Bahçesi projesi uygulandı. Hem de yürütmenin durdurulması için açılmış dava sürerken.

Emine Hanım hala "mutmain” mi, bilinmez ama geçen gün çok mutluydu. Çünkü havalı bir ödül aldı. Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı BM HABİTAT, 2017'de Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan Sıfır Atık projesine "Atık Alanında Akıllı Şehirler Küresel Şampiyonu” ödülü verdi. Gerekçe: Proje kapsamında 3 yıl içinde, 17 milyon ton değerlendirilebilir atık toplandı, 2 milyar ton sera gazı salınımı engellendi, 397 milyon ton hammadde, 315 milyon kilovat/saat enerji, 345 milyon metreküp su tasarrufu sağlandı ve 17 milyar lira ekonomik kazanç elde edildi. Ödülü büyük hayranlıkla anons eden HABİTAT'ın Malezyalı İcra Direktörü Maimune Mohd Şerif'in herhalde Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden en çok çöp ithal eden ülke olduğundan haberi yoktu. Şerif, 2020'de İngiltere'deki plastik atıkların yaklaşık yüzde 40'ının, yani 240 bin tonun Türkiye'ye ihraç edildiğini ve bir kısmının yasa dışı yollarla toplanıp yakıldığından ya da doğaya bırakıldığından da bihaberdi sanırım.

Emine Erdoğan ödülü alırken neler dedi, biliyor musunuz?

  • "Atık alanında akıllı şehirler' girişiminin, çevre ve doğayla uyumlu şehirler hedefine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz.”
  • "Ortak tecrübemizle biliyoruz ki, tabiat, yaşam alanlarımızın dışında, bizden kopuk bir varlık alanı haline geldi…”
  • "Bir ülkenin sınırları içinde, tabiata karşı işlenen suçun bedelini, tüm insanlık ortak öder.”

Bir çevre kahramanı olduğuna inanan Emine Erdoğan, eşinin lideri olduğu parti ve iktidar eliyle yapılanları bilmiyor mu? Mesela eşinin ailesinin memleketi Rize'de, İkizdere'de Cengiz İnşaat'e ait iş makinelerinin taş ocağına yol açmak için ağaçları köklediğini, yerinden sökülen kayaları dere yataklarına attığını duymuyor mu hiç? Çevre köylerden gelen kadınların dere-tepeleri, çalılıkları aşarak bu katliama engel olma mücadelesini? Van Gürpınar'da yerleşim alanlarına mermer ocağı açılmasını istemeyen köylüleri jandarmanın uyarı ateşi açarak dağıtmaya çalıştığını? Emine Hanım Kaz Dağları ekosistemi içinde yer alan Kirazlı'daki doğa katliamı hakkında ne düşünmekte? Peki Madencilik Yasası'yla ilgili görüşü var mı? Türkiye'nin dört bir yanında köylülerin suya erişim haklarını savunmak isterken şirketlerin özel güvenlikçileri ya da jandarma tarafından nasıl muamele gördüklerini hiç işitmedi mi? Hasankeyf'in sular altında bırakılması konusunda "mutmain" mi kendisi?

Salda Gölü'nde alarm

Salda Gölü ile devam edelim. Emine Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın "Çivi çakmayacağız” dediği yere, kepçelerle, kamyonlarla girildiğinden haberdar değil mi? Salda Gölü Koruma Derneği'nin açıklamasını ileten olmadı herhalde. Ben aktarayım: "Özel matkaplarla deldikleri kil tabakasına çelik kazıklar çakarak ahşap binalar yaptılar. Bu yapılanlarla göl korunmadı. Göl çevresindeki doğal yapı ve göle yeraltından gelen su yolları bozuldu. Bizler halen millet bahçesi projesinin iptal edilmesini istiyoruz. Çünkü millet bahçesi hidromanyezitlerin ve beyaz kumların üzerine yapıldı. Millet bahçesi insanların gölde suya girmelerini teşvik etmekte, daha çok insanı göle çağırmaktadır.

Bitirilen millet bahçesi projesinin davası devam etmekte. Dava sonucu beklenmeden millet bahçesi bitirildi.”

Salda Gölü Koruma Derneği'nin taleplerini de aktaracağım:

1) Salda Gölünde suya girilmesin.
2) Beyaz kumlara basılmasın.
3) Göl çevresindeki yapılaşma durdurulsun. İmar barışı iptal edilsin.
4) Millet bahçesi projesi iptal edilsin.
5) Göl çevresindeki yerleşim yerlerinin kanalizasyon suları göle akıtılmasın.
6) Salda Gölü bilim insanları için laboratuvar olsun.
7) Salda Gölünden turistik amaçlı yararlanılacaksa, görsel turizm ve fotoğraf turizmi olarak yararlanılsın.
8) Salda Gölü UNESCO Dünya miras listesine alınsın.

Emine Hanım Kanal İstanbul'a karşı çıkabilir mi?

Son olarak yazının başına döneceğim: Emine Erdoğan, eşi Recep Tayyip Erdoğan'ın "çılgın projesi” Kanal İstanbul'un Marmara Denizi'nde ve bölgesinde yol açacağı geri dönüşü olmayan ekolojik facianın farkında mı? Bilim insanlarının uyarılarını hiç duymuyor mu? Prof. Dr. Cemal Saydam'ın düzenli uyarılarını hatırlatmalı. Eğer Kanal İstanbul yapılırsa, zaten doğuştan oksijen eksikliği olan Marmara Denizi havasızlıktan boğulacak. Şu sırada Ergene suyunun Marmara'ya akıtılması nedeniyle Marmara'yı oksijensiz bırakan deniz salyasına rağmen bu "çılgın proje” yapılacak mı?

Bir çevrecilik kahramanı olmakla övünen Emine Hanım, Dünya Çevre Günü nedeniyle açıklama yapan Recep Tayyip Erdoğan'a  "Bir dakika” deyip, bugüne kadar yaptığı yanlışları ve Kanal İstanbul'la nasıl bir felakete imza atacağını söyleyebilir, onu engelleyebilir mi? Yapabilirse, o zaman biz de "mutmain” olabiliriz belki.

Banu Güven

© Deutsche Welle Türkçe

Türkei Banu Güven
Banu Güven Gazeteci ve TV moderatörü. Türkiye, Almanya ve dünyadaki gelişmeler üzerine yazılar kaleme alıyor.