1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yeni Göç Yasası bir yaşında!

Anne Herrberg14 Ağustos 2008

Uzun tartışmaların ardından kabul edilen yeni Göç Yasası bir yılını doldurdu. Almanya'ya göçü sınırlandırmak ve hem de burada yaşayan göçmen kökenlilerin uyumunu sağlamak amacıyla çıkarılan yasa eleştiriliyor.

https://p.dw.com/p/ExAm
Yasa ile ilgili tartışmalar sürüyor
Yasa ile ilgili tartışmalar sürüyorFotoğraf: dpa

Göç Yasası'nın mimarlarından, Alman Sosyal Demokrat Parti'nin iç politika sözcüsü Dieter Wiefelspütz, yasanın amacına ulaştığı görüşünde. Wiefelspütz, "Doğru bir yasa çıkardığımızı düşünüyorum. Bunu rakamlar da doğruluyor. Almanya'ya göç, istediğimiz gibi azaldı. İstihdam piyasasına, kalifiye elemanlar dışında işgücü istemiyoruz. Yasanın ağırlık noktalarından birisi de burada yaşayanların Almanya'ya uyumunu sağlamak. Bu bağlamda beklentileri yerine getiriyor" diye konuşuyor.


Aile birleşimi zorlaştı


Ancak birçok kişi Wiefelspütz'ün görüşlerini paylaşmıyor. Göç Yasası'na en büyük eleştirilerden biri, aile birleşimiyle Almanya'ya geleceklerin öncelikle dil sınavını başarmak zorunda olmaları. Almanya'ya evlilik yoluyla gelmek isteyenler, yaşadıkları ülkelerdeki Goethe Ensütitüleri'nde sınavı başarmak zorunda. Ancak Goethe Enstitüleri birçok ülkede yalnızca büyük kentlerde mevcut. Dolayısıyla küçük kent, köy ya da kasabalarda yaşayanların dil kursuna gitme ve sınavı başarma şansı düşük. Rakamlar sınavı ilk hakkında başaranların sayısının da çok düşük olduğunu gösteriyor.


Eğitim seviyesi düşükler sınavı başaramıyor


Goethe Enstitüsü yetkililerinden Erika Broschek, özellikle eğitim seviyesi düşük olanların bu sınavda zorluk çektiğini söylüyor. Broschek eğitim seviyesi düşük olanlara artık özel kurslar verdiklerini ayrıca Goethe Enstitüsü'nün kırsal kesimde de dil kursu verecek öğretmenler yetiştirdiğini anlatıyor ancak bu hizmetin vedilmesinin zaman alacağını, henüz küçük yerlerde enstitüler olmadığını belirtiyor.


Kurs sayısında patlama


Almanca kurslarına ilgi büyük. Sadece İstanbul'da geçen yıl dil sınavına girenlerin sayısı 3.000. Erika Broschek, bu potansiyeli keşfedenlerin özel Almanca dil kursu açtığını, ancak buralarda verilen Almanca eğitiminin kalitesiz olduğunu kaydediyor.


İthal gelinler korunuyor


Berlinli avukat, kadın hakları savunucusu Seyran Ateş'se Göç Yasası'na başka bir açıdan yaklaşıyor. Ateş, yasanın 18 yaşın altındaki eşlerin Almanya'ya getirilmesini engellediğini, böylelikle zorla evliliklerin önlenmesinin hedeflendiğini söylüyor. Avukat Ateş, buraya gelecek kadınların dil öğrenme zorunluluğunun bulunmasının da Alman toplumundan tamamen izole olmalarını engelleyebileceğini de sözlerine ekliyor.


Sürekli oturma izni almak zor


Göç Yasası'nın tartışmalı noktalarından birisi de geçici oturma izniyle Almanya'da bulunanlara oturum hakkı alma şansının verilmesi. Ancak bu izin için bu kişilerin Almanya'da en az altı ile sekiz yıldır bulunuyor olmaları ve düzenli bir işleri olduğunu kanıtlamaları gerekiyor. Almanya'da geçici oturma izni bulunan 200.000 bin kişiden sadece 43.000 bini Mart ayı sonuna kadar bu haktan yararlanarak sürekli oturma izni alabildi. Pro Asyl adlı göçmen kuruluşunun yetkilisi Marei Pelzer, uygulamanın hayal kırıklığı yarattığı görüşünde. Pelzer, "Göçmenlerin büyük bölümü sadece deneme amaçlı oturma izni alabildi. Örneğin işlerini kaybederlerse, o zaman aldıkları oturma izni de ellerinden alınabilecek. Geriye kalanlarsa bu haktan hiç yararlanamadı. Ne yazık ki yasadan umduğumuzu bulamadık" diyor.


Eyaletlerin uygulaması farklı


Almanya'daki eyaletlerde sürekli oturma izni verilme konusunda tek bir uygulama mevcut değil­. Örneğin Berlin, geçici oturma izni olan ancak bunu sürekli oturma iznine çevirmeyi isteyenlerin başvurularında, Rheinland Pfalz ya da Kuzey Ren Vestfalya Eyaletleri'nden daha karmaşık ve sert bir uygulamaya sahip. Ayrıca yeni Göç Yasası mülteci hukuku ve sınırdışı uygulamalarında da bir dizi sertliği beraberinde getirdi. Federal İdare Mahkemesi'nin sözkonusu bir davayla ilgili olarak Haziran ayında verdiği karar, Almanya'da mahkemelerin ülkelerindeki iç savaş ya da karmaşadan kaçanları, Avrupa Birliği müktesebatının öngördüğü biçimde korumadığına da hükmetti. Mahkeme bir mültecinin Almanya'dan sınırdışı edilmesi için, ülkesinde mutlaka silahlı bir savaşın mevcut olması koşulunun aranamayacağına karar verdi.


Sivil toplum kuruluşları şu sıralar, Göç Yasası'nın ardından ortaya çıkan bu vakaları ve kendilerine yapılan şikayetleri inceliyor. Çünkü Alman hükümeti Sonbahar'da yasanın bir yıllık bilançosunu açıklayacak.