1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yen bir nükleer silahlanma yarışı mı başlıyor?

Horst Kläuser18 Kasım 2004

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni bir nükleer füze sistemi geliştirmekte olduklarını açıkladı. Amerikan Dışişleri Bakanlığı ise bu açıklamaya karşı yaptığı açıklamada, Rus nükleer silahlarının modernize edilmesinin bir tehdit oluşturmadığını belirtti. Washington’un bu yaklaşımına karşın "Yeni bir nükleer silahlanma yarışı mı başlıyor?” şeklindeki endişelerin dile getirilmesine neden oldu. Alman Radyolar Birliği Moskova Temsilcisi Horst Kläuser yorumu:

https://p.dw.com/p/AZzu

"Her ne kadar nükleer silahlar, binlerce kilometre uzağa uçabilecek şekilde tasarlansalar de bazen hedef çok daha yakınlarda bir yer olabilir. İşte Vladimir Putin’in sözünü ettiği yeni silahlar da Rusya’yı hedef alıyor. Tabi mecazi anlamda; yani askeri açıdan değil siyasi ve psikolojik olarak...

Günümzde kimsenin yeni nükleer silahlara ihtiyacı yok. Buna ABD ve Rusya da dahil. İki süper gücün 50 yıldan fazla süren nükleer tehditlerinin dehşet verici etkisi, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra bile kendini hissettirdi.

Peki Putin, kendi deyimiyle "yeni ve hiç kimsenin sahip olmadığı nükleer silahlar” geliştirildiği yönündeki son açıklamasıyla neyi amaçlıyor? Eski Sovyet yönetiminin yaptığı gibi rejimin çöküşünü hazırlayan silahlanma yarışını yeniden başlatmak mı? Yoksa Amerika ile bir savaş çıkacağına ilişkin ortada bazı plan ya da belirtiler mi var? Bu zayıf bir ihtimal olsa gerek. Akla gelen bir başka soru da şu: Putin, bu silahları Gürcistan ya da Çeçenistan’da mevzilenen teröristlere karşı mı kullanacak? Bu da hayli uzak bir olasılık gibi görünüyor.

Hayır, bu füzelerin asıl hedef koordinatları Vladivostok'daki toplu konutlar, Volgograd’daki kışlalar ve İrkutsk’daki fabrikalar. Büyük enerji, altın ve diğer değerli maden rezervlerine sahip olmakla lütuflandırılan dünyanın bu en büyük toprak parçasına sahip ülkesi, deyim yerindeyse "küresel çapta büyük oynamak" istiyor.

Ancak sahip olduğu tüm kaynak ve potansiyele rağmen Rusya, gerek siyasi gerekse ekonomik açıdan bir ”cüce” olmanın ötesine geçemiyor. Moskova’daki milyarderler, kent sokaklarında cirit atan Merecedes filosu ya da Putin’in ürpertici ve ciddi bakışları bile, Rusya’nın bundan 15-20 yıl öncesi kadar dünyada önemli bir rol oynamadığı gerçeğini değiştirmiyor."

İşte son dönemde yapılan ve teröristelere karşı ”önleyici darbe” vurulacağına veya yeni nükleer silahlar geliştirildiğine ilişkin açıklamar, bu gerçeği örtbas etmeye yönelik. Kremlin, öncelikle kendi vatandaşlarına şu mesajı vermek istiyor: Biz, dünyadaki kriz bölgelerinde meydana gelen gelişmelere seyirci kalmayacağız ve buraların hâkimiyetini, sürekli olarak dünyanın jandarmalığına soyunan ABD’ye terketmeyeceğiz. Aynı zamanda Putin, kızgın ve maddi açıdan kötü durumda olan Rus ordusunu da hedef alıyor ve yeni silah projeleriyle askerlerin özgüvenini tekrar kazanmalarını sağlamaya çalışıyor.

Rusya’da her geçen gün zengin daha da zenginleşken, fakirler daha da fakirleşiyor. İnsanlar 20 yıl öncesine oranla ekonomik açıdan çok daha kötü durumdalar ve yeniden ülkeleriyle gurur duyabilecekleri birşeylere sahip olmak istiyorlar. Ancak harabe durumdaki hastaneler, rüşvet batağındaki emniyet teşkilatı, bozuk altyapı ve giderek düşen hayat standartları ise pek de gururlanacak şeyler olmasa gerek. İşte Putin de bunun farkında ve ”güçlü adamı” oynamak için yeni nükleer füzeler geliştirme yoluna gidiyor.

Oysa bu adım, mantıksızlıktan ve israftan başka birşey değil. Fakat pek tehlikeli olduğu da söylenemez. Yani, ortada bu nükleer güç gösterisinden korkmamızı gerektirecek birşey yok aslında."