1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Yeltsin: Cesur ama kötü yönetici"

Miodrag Soriç/DW24 Nisan 2007

Rusya eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in öldü. 76 yaşında kalp yetmezliğinden yaşamını yitiren Yeltsin, Rusya Federasyonu’nun ilk devlet başkanı olarak 1991-1999 yılları arasında ülkesini yönetti. Boris Yeltsin 90’lı yılların başında bağımsızlığını ilan eden Çeçenistan’a savaş açan lider olarak da biliniyor. DW Şef Editörü Miodrag Soriç’in yorumu...

https://p.dw.com/p/AZlB

O cesur bir adamdı. Boris Nikolayeviç Yeltsin... Pazartesi günü 76 yaşındayken ölen Yeltsin, 1991 yılında saatleri geriye almak isteyen son komünist darbecilerin yolunu tıkadı. Moskova’da bir tankın üzerinden darbecilere meydan okuyarak kendi yaşamını riske attı. Totaliter Sovyetler Birliği’nin barışçıl biçimde dağılmasını sağladı. Bu sayede eski Sovyet cumhuriyetlerinde demokratik gelişimin önü açılmış oldu.

Özellikle Almanya, Boris Yeltsin’e çok şey borçlu. O, yeniden birleşen Almanya’dan birliklerini çeken Rusya’nın demokratik yolla başa gelmiş ilk devlet başkanıydı. Almanlar da, pek çok diğer Avrupalı gibi , cüssesi ile göz dolduran bu adamdan hoşlanıyordu. Batılı ülkeler, özellikle de Almanya’nın eski Başbakanı Helmut Kohl Yeltsin’e, emirlerle işleyen sosyalist ekonomiyi serbest piyasaya dönüştürmesi konusunda destek verdi: Rusya bu destek sayesinde yüksek miktarlarda krediler alabildi. Yeltsin geliri olmayan bir ülkeyi yönetiyordu.

Tüm mali problemler, gelen bu krediler çözülemezdi. Kremlin’deki yolsuzluk batağının büyümesinde Batı’nın da payı oldu. Bunun yanı sıra Yeltsin kendisine her zaman doğru kişileri danışman, hükümetine ise bakan olarak atamadı. Bütün bunlar Rus ekonomisine milyarlarca euroluk zarar verdi. Rusya’da plan ekonomisinden serpest piyasaya geçilen süreçte parmakla gösterilebilecek bir örnek politikacı çıkmadı.

Ülkenin imajına gelince: Yeltsin’in iktidarı döneminde Rusya’nın dış ülkelerdeki itibarı şimdikinden iyiydi. Yeltsin, KGB bağlantılı isimleri televizyon ve gazetelerden uzaklaştırdı. Rus medyası özgürleşmişti. Medya halkı ülkede olup biten hakkında bilgilendiriyordu. Medyanın şimdiki ödevi ise sadece Kremlin’in şefini alkışlamaktan ibaret.

Tabii ki Boris Yeltsin’in politikacı olarak bazı icraatleri eleştiri konusu. Örneğin yetkilerini kısıtlamak isteyen parlametoya 1993 yılında bulunduğu kanlı müdahale... İlk Çeçenistan Savaşı sırasında aldığı yanlış kararlar ya da bazı aile üyelerinin nedeni açıklanamaz biçimde zenginleşmesi... Yeltsin iyi bir yönetici de değildi. Bölgelerle ve merkezi yönetimin yasaları arasındaki tutarsızlık, Rusya Federasyonu’nu yönetilemez hale getirmişti.

Ama tüm bu hatalarına rağmen Yeltsin tarih kitaplarına, “Vicdansız bir zamanda başa geçen vicdan sahibi bir lider” olarak geçecek. O, deneyimli demokratların ya da ekonomistlerin yardımı olmaksızın demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi oturtmaya çalışan bir liderdi. İşte bu yüzden Boris Yeltsin cesur bir adamdı...