1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Volksstimme: Trump başöğretmen rolüne çok alıştı

3 Haziran 2019

ABD'nin İran hakkındaki söylem değişikliği, Trump'ın İngiltere ziyareti ve Almanya'da hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin genel başkanının istifası bugünkü Alman gazetelerde ele alınan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/3Je6f
ABD Başkanı Trump ve İran'ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney
ABD Başkanı Trump ve İran'ın ruhani lideri Ayetullah Ali HamaneyFotoğraf: Imago/UPI//Imago/Russian Look

03.06.2019 - Alman basınından özetler

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran'la ön koşulsuz olarak görüşmeye hazır olduklarını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı, İran'ın "Kötü niyetli faaliyetleri" ile mücadeleye ise devam edeceklerini kaydetti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, cumartesi günü yaptığı açıklamada, ABD ile görüşmeye hazır olduklarını belirtmiş, ancak bunu "Washington'un emriyle" yapmayacaklarını dile getirmişti. Frankfurter Allgemeine Zeitung, son açıklamların ABD-İran geriliminin kolayca aşılacağı anlamına gelmediği görüşünde:

"ABD'nin söylemindeki değişiklik, Trump'ın Kuzey Kore hakkında esip gürlemesinin ardından sevgi dolu ifadelere geçmesine benziyor. Bunun arkasında ani bir politika değşikliği yatıyor. Pompeo'nun, Tahran'a karşı ABD'nin çıkarlarını savunan İsviçre'de günlerce kalması ayrıca Trump'ın dostu Japonya Başbakanı Abe'nin Hamaney ile bir görüşme yapacağı yönündeki haberler, Amerikalıların İran karşısında yeni bir tutum izleyeceği şüphesini güçlendiriyor. Ancak köklü bir değişiklik söz konusu olamaz. Zira Pompeo, İran'la anlaşabilmenin ön şartı olarak ileri sürdüğü on iki şarttan vazgeçildiğini ortaya koymuş değil. Bu şartları yerine getirmekse İran'ın kendini inkar etmesi anlamına geliyor. Her iki tarafın görüşme için bir zemin hazırlama çabasına girmesi bile beklentilerin çok üstüne bir hareket olur. "

ABD Başkanı Donald Trump'ın üç günlük İngiltere ziyareti başlıyor. Magdeburg merkezli Volksstimme gazetesinin Trump'ın Londra ziyaretiyle ilgili yorumu şöyle:

"Trump'ın diplomasinin piri olmadığı ortada. Ancak İngiltere siyasetine müdahale etmesiyle sınırı aşmış oldu. Trump kendini 'Mr. Brexit' olarak tanımlıyor, İngiltere'ye AB'den herhangi bir anlaşma olmadan ayrılmayı öneriyor. Bunun sonuçları tüm Avrupa'yı etkileyecek. Ancak bu kimin umurunda ki? Muhalafet lideri Corbyn, Trump'ın söylemini 'Ülke demokrasisine kabul edilemez bir müdahale' olarak tanımladı. Ancak bu -dinlense de dinlenmese de- Trump'ı muhteşem(!) tavsiyelerinden vazgeçirmeyecektir. Zira Trump her şeyi bilen, her şeyi başarabilien 'başöğretmen' rolüne çok alıştı. Brexit savunucuları Trump'ı alkışlayacak, Avrupa taraftarlarıysa lanetleyecektir. Nasıl bir yol izleyeceğiyse Trump'ın değil Birtanyalılarının işi."

Almanya'da, koalisyonun küçük ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Genel Başkanı Andrea Nahles'in Genel Başkanlık ve Meclis Grup Başkanlığı'ndan istifa edeceğini açıklaması Berlin'de deprem etkisi yarattı. Avrupa Parlamentosu ve Bremen Eyalet Meclisi seçimlerinde alınan yenilginin ardından parti içi eleştiriler üzerine genel başkanlık, meclis grup başkanlığı ve milletvekilliği görevlerini bırakma kararının yankıları sürerken, Nahles'İn istifasının Alman hükümetinin geleceğini de etkileyebileceği yorumları yapılıyor. Almaya'nın önemli siyasi gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'un konuyla ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:

"Bu yazın ardından büyük koalisyonun sonu gelecek. Muhtemelen önümüzdeki kış yeniden seçime gidilecek. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) acilen bir Başbakan adayı bulmak zorunda. Sosyal Demokratlar (SPD) ise yeni bir genel başkan, meclis grubu başkanı ve hepsinden önemlisi kendini bulmak zorunda. 'Kendini bulması' pek mümkün değil, başbakanlığa kimin aday göstereileceği zaten pek mühim değil zaten bir sonraki seçimlerde başbakanlık yarışı Yeşiller partisi ve Hristiyan Demokratlar arasında olacak."

Hanoversche Allgemeine Zeitung'un aynı konudaki yorumuysa şöyle:

"Bazı Sosyal Demokrat Partililer aceleci bir şekilde 'erken seçim' çağrısında bulunyor. Peki bu neyi çözecek? Partilerin YouTuberların seçimler hakkındaki söylemleri karşısındaki tutumlarında vites düşürmeleri daha mantıklıca olur. Almanlar genel seçimlerde 709 milletvekili seçti. Bu vekillerin yüzde 87'si koalisyon oluşturabilecek nitelikte ve AB yanlısı. Bu yönüyle bakıldığında Almanya'da bu konuda bir sorun olduğu söylenemez. Siyasetin zaman zaman çıkmaza girmesinin tek nedeni, ülkeleri ve AB'ye karşı yüyükümlülükleri yerine kendileri ve partilerinin çıkarlarını en önde tutan politikacıların sefil entrikalarından kaynaklanıyor."

 

DW,MK/HT

© Deutsche Welle Türkçe