1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Varşova Paktı'nın gizli planları

Thomas Rautenberg29 Kasım 2005

Polonya’da Soğuk Savaş’ın ardından dağılan Varşova Paktı’yla ilgili olarak gizli belgeler ortaya çıkarıldı. Bu belgelerde, Varşova Paktı’nın Batılı ülkelere karşı nükleer güç kullanımını da içeren saldırı planları bulunduğu belirtiliyor.

https://p.dw.com/p/AaMP
1991'de dağılan Varşova Paktı ile ilgili gizli belgeler ortaya çıkarıldı
1991'de dağılan Varşova Paktı ile ilgili gizli belgeler ortaya çıkarıldıFotoğraf: Deutsches Historisches Museum

Soğuk Savaş döneminin en önemli simgelerinden biri olan Varşova Paktı, 1955 yılından başlayarak, dağıldığı 1991’e kadar Batı dünyasının karşısında önemli bir askeri ve siyasi güç olarak yer aldı. NATO ve Varşova Paktı’na dahil ülkeleri, yıllar boyu karşı tarafa gözdağı vermek amacıyla amansız bir silahlanma yarışına giriştiler.

Varşova Paktı, bu silahlanma yarışını sürekli olarak “caydırıcı olabilmek amacıyla“ yaptıklarını, kesinlikle saldırgan bir tutum içinde olmayacaklarını iddia etti. Ancak Polonya’da henüz açığa çıkan bazı önemli belgeler, Varşova Paktı’nın, Batı dünyasına yönelik emellerini ortaya koyan gizli planları olduğunu gösteriyor.

Saldırı planları

Yıllar boyu aksi iddia edilse de Varşova Paktı’nın, Batılı ülkelere karşı nükleer güç kullanımını da içeren saldırı planları bulunduğu ortaya çıktı. Polonya Ulusal Arşiv Enstitüsü Başkanı Leon Kieres, bugüne kadar sır gibi saklanan belgeleri incelediğinde dehşete kapıldığını söyledi. Kieres ulaştığı belgelerde nelerle karşılaştığını şöyle anlattı:

“NATO ile bir askeri çatışma durumunda, Polonya halkının büyük kayıplar vereceği belirtiliyor bu belgelerde. Somut rakamlardan söz ediliyor ve 2 milyon kişinin öleceği, karşı tarafın saldırması durumunda 43 Polonya kentinin ağır hasar göreceği saptaması yapılıyor. İnsanların hayatının, böylesi savaş oyunlarının önemsiz bir parçası olduğunu hiçbirimiz bilmiyorduk. Bu nedenle de senaryoların gerçeğe dönüşmesi durumunda, geçmişte ne tür planlar yapıldığına ilişkin toplumun bilgi edinmeye hakkı olduğunu düşünüyorum.“

Leon Kieres’in açıklamalarının temel dayanağı, 1979 yılında yapılan bir tatbikata ilişkin belgeler oluşturuyor. Pakt ülkelerinin iştirak ettiği tatbikatta, o zamanki Batı Almanya’ya ait tüm önemli kentlere, Rus nükleer füzeleriyle saldırı düzenlenmesine ilişkin planlar üzerinde de durulmuş. Senaryoya göre, önce nükleer ve kimyasal başlık taşıyan uzun menzilli füzelerle saldırılar düzenleniyor, ardında da 2 milyon kadar Sovyet askeri, zırhlı araçlarla Almanya üzerinden Hollanda ve Belçika’ya kadar ilerliyor.

Tarihçiler şaşırmadı

Polonya’nın, topraklarını böyle bir saldırının merkez üssü olarak kullandırması ve NATO’nun olası karşı saldırısı sonucu milyonlarca vatandaşının ölümüne rıza göstermesi, Polonyalı tarihçi Pawel Piotrowski tarafından ise şaşırtıcı bulunmadı. Piotrowski bu konuda, “Biz o zamanla egemen bir devlet değildik. Tüm önemli kararlar bize dikte ediliyordu. Tüm sosyalist ülkelerde olduğu gibi Polonya hükümeti de bu kararları uygulamakla yükümlüydü“ diye konuştu.

Polonya, arşivlerin tozlu raflarına hapsedilmiş bu gizli belgeleri açıklamakla, Varşova Paktı’nın aldığı “dağılma durumunda bile ittifaka ait hiçbir belge açıklanmayacak“ şeklindeki kararı da hiçe saymış oluyor. Savunma Bakanı Radoslav Sikorski ise hükümetinin böyle bir adım atmasında yanlış bir durum olmadığını, zamanında Polonya’da kaleme alınan bu belgelere ilişkin tasarruf hakkının da yine kendilerinde olduğunu belirtti.

Sikorski “Bu, Polonya’daki post-komünist dönemin sonudur. Şu anda mevcut olmayan bir askeri ittifaka ait arşiv belgelerinin gizli kalma zarureti de ortadan kalkmıştır“ diye konuştu.