1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Uygurlar'ın annesi: Rabiya Kadir!

Yeşim Kasap26 Temmuz 2005

Uzak, ama kültürel ve etnik açıdan yakın bir bölgeye uzanıyoruz. Uygurların yaşadığı, Doğu Türkistan’a, Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içindeki sorunlu Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne... Uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarında yıllardır bu bölgedeki felaket koşullar zikrediliyor. Elbette, Uygurların hakları için savaşanlar var. Bunlardan biri, hatta belki en önemlisi Rabiya Kadir. Yıllarca hapis yatan Rabiya Kadir, artık özgür. Ama mücadelesini hala sürdürüyor...

https://p.dw.com/p/Aagg

“Bütün Uygurların annesiyim ben.”

Böyle diyor Rabiya Kadir. 11 çocuk annesi, başarılı bir iş kadını ve Uygur halkının özgürlük savaşçısı. Bir koltukta bir sürü karpuz taşıyan biri yani. Oysa 58 yaşındaki Rabiya Kadir’e baktığınızda, mini minnacık bu kadının nasıl olup bütün bu yükleri omuzunda taşıdığına şaşırıyorsunuz. Siyasi faaliyetleri yüzünden tam altı yıl hapis yattı. Yeni çıktı içeriden. Şimdi, ülke ülke dolaşıp Çin yönetiminin, Uygurlara uyguladığı zulmü anlatıyor, halkı için destek istiyor... Hikayesine gelince...

1957 yılında Sincan'da doğdu

Rabiya Kadir, 1957 yılında, Doğu Türkistan’da, yani Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde, mütevazı bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Hayatı, yüzbinlerce Uygurlu kadınınkinden farklı değildi. Evlendi, çocuk doğurdu ve geçimini sağlamak için çamaşırcı olarak çalışmaya başladı. Ama Rabiya Kadir’in yazgısı, onu çok farklı bir noktaya taşıyacaktı... Varlıklı bir iş kadını oldu. Hatta öyle başarılara imza attı ki, Pekin yönetimi, onu örnek ‘Uygur kadını’ olarak gururla teşhir etmeye başladı. Bu nedenledir ki, 1995’te Pekin'de toplanan Birleşmiş Milletler Dördüncü Dünya Kadın Konferansı'nda, Çin'in resmi heyetinde yer aldı. Çin Komünist Partisi'nin, kitlesel örgütlerin temsilcilerinin ve öteki önemli şahsiyetlerin yer aldığı Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı'nın resmi üyesi oldu. İki yıl sonra, etnik azınlıkların kadınlarına yönelik, haklarını iyileştirmeye ve onlara iş olanakları yaratmaya çalışan ’Bin Ana Hareketi’nin başına geçti.

Saf değiştirdi

Ama tam bu sıralar Kadir ’saf değiştirdi’. Daha doğrusu, Çin yönetimi farklı bir gözle bakar oldu ona. Kadir’in eski bir siyasi tutuklu ve akademisyen olan kocasıyla Amerika’ye gitmiş ve sonra tek başına geri dönmüş olması, Pekin’i kaygılandırdı. Kadir’den eşinden boşanmasını istediler; kabul etmeyince ipler koptu. Artık o, örnek bir Uygur kadını değil, tehlikeli olabilecek bir halk düşmanıydı…

Pasaportuna el konuldu

Pekin, harekete geçmek için fazla beklemedi. Pasaportuna el konuldu, Danışma Konferansı'ndan çıkarıldı. Bunu şöyle anlatıyor:

"1987’de Danışma Kurulu’na alındım, 1997’de Kurul’dan atıldım."

Son darbe 1999'da geldi

Kadir, 1999'da Çin'i ziyaret etmekte olan Amerika Birleşik Devletleri Kongre Araştırmaları heyetinin bir temsilcisi ile buluşmaya giderken gözaltına alındı. Mart 2000’de yapılan gizli bir celsede, Urümçi Ara Halk Mahkemesi tarafından, "yabancılara gizli bilgi aktarmak" suçundan, sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargılama sırasında ne Kadir'e, ne de avukatına savunma yapmak üzere konuşma izni verildi. "Gizli bilgi" denilen şey de, Kadir'in Amerika’da yaşayan kocasına gönderdiği gazetelerdi…

Peki neydi, başarılı bir iş kadınıyken onu bir insan hakları neferine dönüştüren? Kadin bunu şöyle anlatıyor:

"Halkımın acısı… Halkımın acısını görmek beni bunlarla ilgilenmeye itti. Onlarla ilglinmek zorundaydım…

Hapisteyken ailesini göremedi

Hapiste kaldığı ilk on beş ay boyunca, ailesini hiç göremedi. Sonradan ziyaret izni çıktıysa da, kendisi ve ailesi üzerindeki baskı hiç azalmadı. Mahkumiyeti sırasında ciddi biçimde hastalandı Kadir. Uluslararsı Af Örgütü gibi insan hakları örgütlerinin, Çin’e, Kadir’i serbest bırakmalarına dair çağrıları sonuç vermedi.

Sonra hiç beklenmeyen o şey oldu: Çin hükümeti, Kadir’i serbest bıraktı. Resmi kaynaklar her ne kadar, iyi hal ve davranıştan dolayı serbest bırakıldığını iddia etse de, Kadir’in, Amerika Birleşik Devletleri Dışişler Bakanı Conduleezza Rice’in ülkeyi ziyareti öncesi jest olarak serbest bıraktığı ve buna karşılık da Washington’ın, Birleşmiş Milletler’de, Çin’in insan hakları konusunda kınanma isteğini geri çektiği biliniyor.

Kadir şimdi özgür

Kadir şimdi Amerika’da yaşıyor. Ama bir taraftan da ülke ülke gezip Uygurlar'ın dertlerine derman arıyor. Rabiya Kadir, Eylül ayında Türkiye’ye gitmeyi de planlıyor.