1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye’de ateistlere nasıl bakılıyor?

12 Ekim 2017

Türkiye’nin dindarlaştığı tartışmaları sürerken Türkiye’de ateist olmak ne anlama geliyor? Konuyu Ateizm Derneği’nden Zehra Pala ile konuştuk. Bugün de Facebook’taki Nalan’la Ringdeyiz programımızda tartışacağız.

https://p.dw.com/p/2lfWr
Screenshot Ateizm Derneği
Fotoğraf: Facebook/Ateizm Derneği

Okul müfredatlarından, köşe yazılarına ve siyasete kadar muhafazakarlaşma tartışmalarının sık sık yapıldığı Türkiye'de tanrıya inanmayanlar yani ateistler sessiz bir azınlık olmayı sürdürüyor. Kamuoyu onları fazla tanımasa da Türkiye'de nüfusun yüzde 3'ü dolayında bir kesimi oluşturduğu tahmin edilen ateistler kısa bir süre önce İstanbul'da kurulan bir dernek etrafında örgütlendi. 12 Ekim Perşembe günü Facebook’ta canlı yayında interaktif programımız Nalan’la Ringdeyiz’te tartışacağımız "Türkiye’de ateizm" konusu kapsamında 2014 yılında İstanbul’da kurulan Ateizm Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Pala ile konuştuk.

DW Türkçe: Derneği kurmaya nasıl karar verdiniz?

Zehra Pala: Derneğin kuruluş aşamasından önce zaten internet üzerinden Türkiye’deki ateistler olarak çeşitli forum ve Facebook gruplarında buluşup tartışıyorduk. Bu tartışmalar/konuşmalarda Türkiye’deki ateistlerin arkasında hiçbir sosyal veya hukuki örgütünün olmadığı ve bunun gerekliliği konuşuluyordu. Olay belli bir evreye geldikten sonra da artık dernek fikri oluşmaya başladı. Derneğimizin ismi “Ateizm Derneği” olsa da aslında tüm non-teistleri kapsıyoruz. Şu anda 200’ün üstünde üyemiz ve on binlerce takipçimiz ve destekçimiz var.

DW Türkçe: Dernek kurulduğunda nasıl tepkiler geldi?

Pala: Ortadoğu ve Balkanların ilk resmi ateist derneği olduk ve doğal olarak hem olumlu hem olumsuz anlamda epey dikkat çektik… Basın epey ilgi gösterdi. Ateistlerden pek çok olumlu destek mesajı aldık. Tabii olumlu mesajların yanında derneği hedef gösteren haberler de yapıldı. Birkaç dinci gazete, ilk sayfanın neredeyse tamamını kaplayacak şekilde derneği hedef gösteren haberler yaptı. Ama genel olarak bakarsak insanların olumlu tepkileri daha fazlaydı, halen de öyle.

DW Türkçe: Türkiye’deki ateistlerin sayısı ile ilgili elinizde bir rakam veya istatistik var mı?

Pala: Bu konu hakkında hem ulusal hem uluslararası kuruluşların yaptığı çeşitli anketler var. Anketlerin genel ortalaması Türkiye nüfusunun %3 ila 4’ünün herhangi bir tanrıya inanmadığını ortaya koyuyor. En son yaz aylarında, sahibi epey dindar bir araştırma şirketi olan MAK tarafından yapılan bir ankette Deistlerin oranı %6, Ateistlerin ki %4 çıkmıştı. Barem-WIN/ Gallup International’ın 2016’da yaptığı ankette Türkiye’deki ateistlerin oranı %3 olarak bulmuştu. Bu da neredeyse 2,5-3 milyon ediyor. Fakat biz gerçek sayının çok daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Türkiye’de insanlar, konu ne olursa olsun fişlenmekten korktukları için bu tip konularda anketörlere gerçeği söylemekten çekiniyorlar. Bu konu hakkında anket yapan her aklı başında şirket de bunu belirtiyor zaten araştırma künyelerinde.

Zehra Pala Türkei
Ateizm Derneği Başkanı Zehra PalaFotoğraf: Evelin Frerk/IBKA

DW Türkçe: Sizce Türkiye’de bir ateistin günlük hayatta yaşadığı en büyük sorun nedir?

Pala: Türkiye çok büyük bir coğrafya. Fakat genel olarak Türkiyeyi düşünürsek aslında önceki sorularda da bahsettiğimiz gibi yıllardır ateistlere karşı yapılan dezenformasyon sonucu inanılmaz bir bilgi kirliliği var. İnsanlara ateistim dediğinizde size vebalı gözüyle bakıyorlar. Ateizm diye bir düşünce biçimi olabileceğini bile kabullenemiyorlar.

DW Türkçe: Diğer ülkelerle kıyasladığınızda Türkiye´de ateist olmak ne anlama geliyor?

Pala: Türkiye’de ateist olmak, baz aldığınız ülkelere göre değişir. Eğer örnek olarak batı demokrasisini alırsak -ki öyle olması gerektiğini düşünüyoruz- Türkiye’deki ateistlerin toplum içerisindeki konumu epey kötü bir seviyede. Bunun nedeni ülkedeki dini ve siyasal özgürlüklerin son derece kısıtlı olması ve son yıllarda giderek artan tek tipleştirme siyaseti. İnsanların farklılıklara tahammülü gün gittikçe azalıyor. Yüzlerce kişiden mesaj alıyoruz; derneğe üye olmayı isteyen fakat üye olduğunda başına bir iş geleceğinden korkan.

DW Türkçe: Size başvuranlar ateistlere daha ziyade hangi konularda ve nasıl yardımcı oluyorsunuz?

Pala: Sırf ateist olduğu gerekçesiyle şiddet gören, işinden olan insan oluyor. Bu gibi kimselere derneğimizin gönüllü avukatları hukuksal anlamda destek sunmaya çalışıyor. Dernek olarak zaten en büyük amacımız da ateist olduğu için başına olumsuz bir iş gelen ve hukuksal anlamda ne yapacağını bilmeyen insanların arkasında durarak, “biz de varız ve yalnız değiliz” fikrini aşılamak.

DW Türkçe: Bir çağrı merkeziniz olduğunu biliyoruz. Bu merkeze genelde hangi amaçla aramalar geliyor?

Pala: Neredeyse her gün arayanımız oluyor. Dernek hakkında bilgi almak için arayanlar da oluyor sadece ve sadece küfür ve tehdit etmek için veya dalga geçmek için arayanlar da oluyor. Küfür ve tehdit edenler hakkında yasal süreçler başlatıyoruz. Örneğin, bir buçuk-iki sene önce telefonda ofisimizi taramakla tehdit eden biri olmuştu, kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmak istedik. Savcılık, “dernek bir kişi değildir, ancak gerçek kişiler silahla öldürülebilir, tüzel kişiler öldürülemez” gibi saçma bir gerekçe ile suç duyurumuzu kabul etmedi.

DW Türkçe: En son müfredat değişimiyle Türkiyedeki eğitim sisteminin daha dindar olduğuna dair eleştiriler mevcut. Ateizm Derneği olarak siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Pala: Dernek olarak ülkemizdeki eğitim sistemini çok önemsiyoruz. Çünkü toplumsal yaşam içerisinde farklılıklarla birlikte yaşamanın tek yolunun seküler, pozitif bilimlere dayanan bir eğitim sistemi ile gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Eğitim sisteminin gittikçe “dindarlaşması” ve hatta radikalleşmesi tabii ki geleceğimiz için bizi endişelendiriyor.

DW Türkçe: Müfredatın değiştirilmesi için bir girişimde bulundunuz mu?

Pala: Bildiğiniz gibi Türkiye’de son bir sene içerisinde eğitim müfredatında çok ciddi bir değişiklik oldu. Milli Eğitim Bakanlığı Ocak ayında yeni müfredatı internet üzerinden askıya çıkardı ve herkesten görüş topladı. Biz de dernek olarak bu taslak hakkındaki görüşlerimizi ve yeni müfredat oluşturulacaksa nasıl ve ne şekilde oluşturulması gerektiğini içeren bir rapor hazırlayıp gönderdik. Fakat olumlu veya olumsuz hiçbir dönüş olmadı. Zaten bildiğimiz kadarıyla bu konuda görüş bildiren kimseye dönüş yapılmadı.

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Nalan Sipar