1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'de Adaletin Sancısı: Yargıya AB harcı

Hülya Köylü / DW5 Aralık 2006

Türkiye’de adalet sistemi büyük bir değişimden geçiyor. Türkiye’de hukuk sistemini düzenleyen yasalar yenilendi ve AB standartları getirilmeye çalışıldı. Peki ya sonrası? DW’den Hülya Köylü’nün hazırladığı “Türkiye’de Adaletin Sancısı” adlı dizinin ilk bölümünde AB sürecini inceliyoruz...

https://p.dw.com/p/AZbA
Türkiye'de hukuk sistemini düzenleyen yasaların büyük bir kısmı yenilendi
Türkiye'de hukuk sistemini düzenleyen yasaların büyük bir kısmı yenilendiFotoğraf: Illuscope

Türkiye’de yargı sistemi, AB’ye uyum süreci içinde yapılan reformlar nedeniyle büyük bir dönüşüm içinde. Yapısal açıdan köklü değişiklikler olmasa bile, mevzuat açısından cumhuriyet tarihinin en kapsamlı yenilikleri yapıldı. Türk Ceza Yasası’ndan Medeni Kanun’a dek yüzlerce yeni yasal düzenleme yürürlüğe girdi. Bu yenilikler arasında en önemlisinin Anayasa’da yapılan değişiklikler olduğunu ifade eden Adalet Bakanlığı’ndan Kanunlar Genel Müdür Yardımcısı Kenan Özdemir bu bilgileri veriyor:

“2001 yılında 4709 sayılı kanunla Anayasa’da çok esaslı değişiklikler yapıldı. Anayasa’nın önceki halinde temel hak ve hürriyetler düzenlenirken, her madde için ilgili maddesinde sınırlama sebepleri yer alıyordu. Ancak bir de bunun yanında 13. maddesinde genel sınırlama maddesi yer alıyordu ve bu, her yerde uygulanabiliyordu. Ama 2001 yılında yapılan yeni düzenlemeyle bu değişti. Bu önemli bir değişiklik noktasıdır. Sınırlamanın da sınırlarını çizmesi bakımından çok önemli bir değişikliktir.”

Uyum Yasaları çerçevesinde şimdiye dek 8 reform paketinin kabul edildiğini ve dokuzuncusunun ise yolda olduğunu ifade eden Özdemir, tüm bunların yanı sıra Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu’nun da yenilendiğine işaret etti. Özellikle hukuksal alanda kadın – erkek eşitliğinin sağlanması açısından önemli adımların atıldığı bu düzenlemeler, tartışmalı tarafları ve kuşkularla birlikte umutları da beraberinde getirmişti.

Uygulamada sorunlar var

Peki ya sonrası? Sonrası tartışmalı görünüyor. Temel hak ve özgürlükler açısından ilerleme kaydedilse de uygulamada yaşanan sorunlar, eskiye oranla daha az olsa da devam eden hak ihlalleri, bu gelişmeleri gölgeliyor. Ancak umutlar tükenmiş değil. Avrupa hukuk uzmanı Doç. Dr. Bertil Emrah Oder, yargı alanında yaşanan gelişmelerden, 301. madde tartışmalarına dek memnun.

Oder, “Hak ve özgürlükler bakımından 2001 yılından itibaren çok önemli ilerlemeler kaydedildiği için bunun yargıya yansıdığını da söyleyebiliriz. Hem yerel mahkemelerin kararlarında hem de yüksek mahkemelerin kararlarında, uluslararası sözleşmelere çok daha açık, çok daha ayrıntılı göndermelerin yapıldığını görüyoruz. Aynı zamanda uyum yasaların uygulanmasında, hem yerel mahkemelerin hem de yüksek mahkemelerin, özellikle bu yasaların mantığını uygulama konusunda, aslında 301 maddesi tartışmalarına gelinceye kadar, hassas davrandıklarını, duyarlı davrandıklarını söyleyebiliriz.”

Türk ve Avrupa hukuku uyumlu mu?

Ancak Oder, uygulamada eksiklikler olduğunu da sözlerine ekliyor ve özellikle yeni Türk Ceza Yasası’nın amacının yargıç ve savcılara anlatılması gerektiğini belirtiyor. Avrupa hukuku uzmanı Oder, Türk ve Avrupa hukukunun uyumlu olup olmadığını ise şöyle değerlendiriyor:

“Aslında kavramsal düzeyde çok büyük bir uyum var, bir çakışma var. Hem AİHS hem Bonn Anayasası, hem de Avrupa’daki anayasal yerleşik düzenlerin kavramları ölçütleri arasında koşutlar olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu koşutlukların uygulanma ve algılanma biçimleri açısından Türkiye’de çok büyük sorunlarla karşılaşıyoruz. Ancak bu kavramların gerçekte ne anlam ifade ettiği ve nasıl birey merkezli uygulanması konusunda özellikle yüksek mahkemelerin, yerel mahkemelere vereceği sinyal önemli. Ama o eski pratiklerden bir çırpıda kurtulmalarına bekleyemeyiz. Çünkü bu çok eski bir gelenek, bu bir zaman işi aynı zamanda.”

Reformların hayata geçirilmesi için gerçekten de biraz daha beklemek gerekiyor. Zira Türkiye’de hak ihlalleri azalsa da devam ediyor, yasalarda kadın – erkek eşitliği sağlanmış olsa da eşitlikten söz etmek zor, hakim ve savcılar ağır iş yükü altında adalet dağıtmaya çalışıyor, diğer yandan siyaset ve ordunun gölgesi de yargı bağımsızlığını tartışmalı hale getiriyor...

Yarın: İkinci bölümde insan hakları konusunu inceliyoruz.