1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye yeni anayasayı tartışıyor

Zeynep Gürcanlı/Ankara19 Eylül 2007

Yeni anayasa taslağı hazırlayan hükümet, üniversitelerde türban yasağının kalkmasında ısrar ederken, muhalefet ve üniversite rektörleri buna karşı çıkıyor. Yeni anayasa taslağıyla Kürtçe eğitimin de önü açılıyor.

https://p.dw.com/p/BhX1
Erdoğan "Herkesin katkısını aldıktan sonra bu taslak TBMM'ye anayasa teklifi olarak sunulacak" dedi.
Erdoğan "Herkesin katkısını aldıktan sonra bu taslak TBMM'ye anayasa teklifi olarak sunulacak" dedi.Fotoğraf: AP

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yeni bir anayasa yazmak konusunda başlattığı girişim, ülkede iki yönlü tartışmaya neden oldu. Tartışmanın ilk boyutunu, yeni anayasa taslağının hazırlanış şekli oluşturuyor.

Muhalefet partileri ve üniversiteler bu konudaki eleştirilerini, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin taslağı sadece kendi belirlediği bir komisyonla, kimseye danışmadan yazmasına yöneltti. Anayasanın uzlaşma gerektiren, tüm halkı kapsayacak‚ ’şemsiye’ yasa olduğuna dikkat çeken muhalefet partileri ve rektörler, yeni anayasanın tek bir siyasi parti tarafından değil, toplumun tüm kesimlerinin görüşleri alınarak hazırlanması gerektiğini savunuyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise toplumda tartışmaya başlayan partisinin hazırlamakta olduğu taslağın tamamlandıktan sonra medyadan üniversitelere, siyasi partilerden, sivil toplumun görüşlerine sunulacağını, bu görüşler doğrultusunda hazırlanan taslağın düzeltileceğini vurguluyor.

Ankara'da düzenlediği basın toplantısında Anayasa yazım sürecinin daha ilk aşamada olduğunu kaydeden Erdoğan, "Yeterince tartıştıktan sonra, herkesin katkısını aldıktan sonra, bu taslak TBMM'ye yeni bir Anayasa teklifi olarak sunulacaktır. Biz AK Parti Anayasası yapmıyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı hazırlıyoruz" dedi.

Üniversitelerde türban serbest olacak mı?

Yeni anayasa konusundaki ikinci tartışma ise içerik konusuna odaklanmış durumda. Taslakta en çok tartışılan maddeler üniversitelerdeki türban yasağı ile din dersinin okullarda zorunlu olup olmaması.

İktidar partisinin üzerinde uzlaşmaya vardığı taslakta, üniversitelerde kılık kıyafetin serbest kalması yer alıyor. Ancak türbanı serbest bırakacak düzenlemenin, üniversitelere çarşaf ya da sarık gibi, daha keskin Müslüman sembollerle girilmesinin de önünü açmasının engellenmesi için de bir önlem alınması kararlaştırıldı. Buna göre söz konusu maddeye "İnkılap kanunu ve genel ahlaka aykırı olmamak kaydıyla hiç kimsenin kılık kıyafetinden ötürü yüksek öğrenim hakkının engellenemeyeceği” ifadesinin konulması benimsendi.

İktidar partisinin hazırladığı yeni anayasa taslağını görüşmek üzere toplanan Rektörler Komitesi ise özellikle üniversitede türbanın serbest bırakılmasına karşı çıktı. Toplantı sonunda yapılan açıklamada, üniversitede türbanın serbest bırakılmasının hukuki zemini olmadığı vurgulanarak, buna örnek olarak daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu konuda almış olduğu kararlar örnek gösterildi.

Rektörlerin türban açıklamasına sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan da gelen eleştireleri "Rektörler önce kendi işine baksın. Onların böyle bir hakları yok" diyerek yanıtladı. Rektörlerin açıklamasının "Türkiye'ye germeye ve kafa bulandırmaya yönelik" olduğunu öne süren Erdoğan, "Eğer Türkiye'de anayasayı yapma görevi rektörlere aitse, o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin hiçbir anlamı yoktur. Yasa yapma görevi parlamentonundur. Siyaset kurumunun görevini kendilerinde görmeye başlarlarsa o zaman durun denir. Herkes yerini bilecek" diye konuştu.

Din dersi ve Kürtçe eğitim

İktidar partisinin hazırladığı anayasa taslağında tartışma yaratan diğer konular ise din derslerinin okullarda zorunlu olup olmaması ile Kürtçe eğitimin önünün açılmasını içeren düzenlemeler. Hazırlanan anayasa taslağında, din derslerinin müfredatta yer alması ancak velinin başvurusuyla öğrencinin dersten muaf olması kabul edildi.

Eğitim dili konusunda ise taslakta Türkçe dışındaki dillerde eğitim yapılmasının kanunla düzenlenmesi görüşü yer aldı. Böylece Kürtçe’nin yabancı dil kapsamında kabul edilerek, bu dilde eğitim yapılmasının da önü açıldı.

Milletvekili ve kamu görevlilerinin hukuki dokunulmazlığının yeni anayasada nasıl düzenleneceği konusunda ise iktidar partisinin yaptığı toplantılarda da uzlaşma sağlanamadı. Dokunulmaz konusunun, Başbakan Erdoğan'ın yarın başlayacak ve 10 gün sürecek Amerika Birleşik Devletleri ziyareti sonrasına bırakılması kararlaştırıldı.