1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türk mahkumlara Türkiye yolu

Kader Gülşen/Mannheim21 Mayıs 2007

Almanya’nın Badem-Württemberg eyaletindeki hapishanelerde yatan ve Almanya’da oturum haklarını kaybetmiş Türk mahkumların Türkiye’ye gönderilmeleri söz konusu. Baden-Württemberg eyaletinin Adalet Bakanı Prof. Dr. Goll, bunun hem Türkiye hem de Almanya için avantajlı olduğunu savunuyor. Birçok Türk mahkum da cezalarını Türkiye’de tamamlama fikrine sıcak bakıyor.

https://p.dw.com/p/Anqu
Baden-Württemberg'de oturum hakkını kaybetmiş Türk mahkumların sayısı 600.
Baden-Württemberg'de oturum hakkını kaybetmiş Türk mahkumların sayısı 600.Fotoğraf: AP

Federal Alman İstatistik Dairesi`nin verilerine göre Alman cezaevlerinde 64 bin 512 mahkum bulunuyor. Bu sayının yüzde 22`sini, başta Türkler olmak üzere yabancılar oluşturuyor. Türk mahkumların sayısının 5 bin civarında oldugu tahmin ediliyor. Birçok Türk mahkum aldıkları hapis cezalarından dolayı Almanya’da oturum hakklarını kaybediyor.

Baden-Württemberg eyaletinde, aldıklari hapis cezalarından dolayı Almanya’da oturum hakkını kaybeden mahkumların sayısı 600 civarında; bir mahkumun Alman devletine günlük masrafı ise 70 euro. Bu nedenle Baden-Württemberg eyaletinin cezaevlerinde yatan Türk mahkumlarının Türkiye`ye iadeleri ve cezalarını kendi ülkelerinde çekmeleri fikri, eyalette koalisyon hükümetini oluşturan Hür Demokrat Parti (FDP) ve Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) gündemini uzun zamandır meşgul ediyor.

Ziyaretçi azlığından şikayetçiler

Baden-Württemberg cezaevlerinde yatan Türk mahkumların birçoğu cezalarını Türkiye’de çekme fikrine sıcak bakıyor. Onlardan biri Mehmet Tezuçar. Tezuçar Mannheim Hapishanesi`nde yatan toplam 100 Türk mahkumdan biri. Sekiz buçuk yoldan beri bu cezaevinde kalan Mehmet Tezuçar, ailesi Almanya`da olmasına rağmen cezasının geri kalan kısmını Türkiye`de tamamlamak istiyor.

Tezuçar şöyle diyor: “Tabii ki burada çekmem gereken cezayı Türkiye`de çeksem daha avantajlı. Hiç olmazsa Alman cezaevlerine göre ziyaret bakımından, yemek bakımından değişik. Sabah kahvaltılarında hiç olmazsa önüne adam gibi bir şey koyup yiyebiliyorsun. Ve kendi dilimiz olduğundan tabii ki başka türlü oluyor. Mesela Müslümanlardan ölenler oldu. Türkiye hapishanelerinde olsan belki cenaze namazı kılma ihtimalin var. Burada dedikleri ise ’kusura bakmayın’. Ama kendi insanlarından birisi ölmüş olsa yukarıda kiliseleri ve orada dua etme imkanları var. Müslümanlara çok zorluk çıkartıyorlar.“

Mannheim Hapishanesi`nde kalan bir başka Türk kökenli mahkum, Sahvat Bürkük, üç yıldan beri burada. O da ziyaretçi azlığından şikayetçi. İki yılda sadece iki kez ziyaretçisi olmuş. “Cezamı Türkiye`de çekseydim durum farklı olurdu“ diyor ve ekliyor: “Annem Doğu’dan geldi buraya. İstanbul`a 1400 kilometrelik bir yol. İstanbul`dan buraya da kadar 3 bin kilometre kadar bir yol… Bu kadar yolu arkasında bıraktı, sırf beni görmek için! Şayet ben Türkiye`de olabilseydim sürekli her hafta annem beni ziyarete gelebilirdi. Ben Türkiye`de de üç ay kaldım. Türkiye`de tutuklu ve hükümlüler birlikte kalıyor. Burda ise ’Urhaft’ diye bir sistem var. Urhaft`a girdikten sonra dışarıyla kontağın otamatikmen tamamen kesiliyor. Yani artik bir izolasyonun içindesin cezan belli olana kadar. Türkiye`de öyle bir sistem yok. Tutuklular ve hükümlüler birlikte kalıyor. Sistem bizim kültüre daha yatkın. Bülbülü altın kafese koymuşlar yine de vatanım demiş... Diyebilirim ki buradaki Türklerin yüzde 98`i gitmek istiyor.“

Türk yemeklerine özlem

15 yıldan beri Mannheim Cezaevi`nde tutuklu bulunan Fazlı Kaya`nın tüm ailesi Türkiye`de. Bu yüzden onu ziyaret edemiyorlar. Kaya “Cezaevinin zor şartlarına bir de gurbetliğin eklendiğini“ söylüyor: “Tabii ki benim için orası daha iyi olurdu. Ama mecburen burada yatıyoruz işte. Türkiye ve Almanya arasında benim için çok fark var. Oğlum, annem, babam rahmetli oldu artık yoklar, ama amca oğullarım, amcam oradalar. Ailem var yani orada. Yani herkes her gün gelebilir. Bir de duydum ki, orada her gün ziyaret varmış. Burada iki haftada bir, bir buçuk saat, yani ayda sadece üç saat ziyaret süremiz var."

Yemek konusunda da sorun yaşadıklarına işaret eden Kaya "Ayrıca Türkiye`de büyük ziyaretler varmış, yemekler getiriyorlarmış. Burada öyle değil, her şey yasak. Türk yemeklerini özlüyoruz devamlı Alman yemeği yediğimizden. Bayağı fark var yemek konusunda bizim için. Çoluk çocuğu özlüyoruz. Başka ne diyebilirim?“ diyor.

"Türkiye için de cazip"

Baden-Württemberg eyaletinin FDP`li Adalet Bakanı Prof. Dr. Ulrich Goll, Türk mahkumların iadeleri konusunda Türkiye`yle uzlaşmak istediklerini söylüyor: “İşledikleri suçlardan dolayı oturum haklarını kaybetmiş Türk kökenli mahkumlar için bizim Türkiye`de bir hapishane yaptırmamız ya da Türkiye`nin bir hapishane yaptırması bizim için aynı şey. Sonuçta önemli olan bu mahkumların Türkiye´ye iade ediliyor olmaları ve bizim bunların masraflarını ödememizdir. Artık bu konuda bir adım ileri gitmek zorundayız. Bu fikir sadece bizim için değil, aynı zamanda Türkiye için de cazip olabilir, çünkü Türkiye böylelikle bizim hapishanelerin düzeyinde hapishanelere sahip olabildiğini ispatlamış olacak. Aslında bu, her iki taraf için de avantajlı bir yol”.

Ancak böyle bir durumda mahkumların da rızalarını almak gerektiğini dikkat çeken Prof. Dr. Goll, bugüne kadar onların görüşlerine daha hiç başvurulmadığını belirtiyor.