1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Trump'ın Merkel tavrı korkunç bir hata"

18 Temmuz 2018

Trump son günlerde NATO'yu eleştirirken Putin'le dostane bir görüntü çizdi. ABD’nin Avrupa Kara Kuvvetleri eski Komutanı Hodges, Trump'ın Merkel hakkındaki sözlerinin "korkunç bir hata" olduğu görüşünde.

https://p.dw.com/p/31eff
 ABD’nin Avrupa Kara Kuvvetleri eski Komutanı Frederick "Ben" Hodges
ABD’nin Avrupa Kara Kuvvetleri eski Komutanı Frederick "Ben" HodgesFotoğraf: picture-alliance/(AP Photo/A. Keplicz

Kore, Irak ve Afganistan'da çeşitli görevlerde bulunan Korgeneral Frederick 'Ben' Hodges'un son görevi, ABD Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanlığı oldu. Aralık 2017'de emekliye ayrılan Hodges, ABD ordusundan ayrıldığından bu yana Almanya'nın Frankfurt kentinde yaşıyor ve Washington merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Politika Analiz Merkezi'nde (CEPA) çalışıyor.

Hodges, DW'ye ABD-AB ilişkilerinin durumu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı tutumu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

DW: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Helsinki'de ABD'li mevkidaşı Donald Trump ile görüşmesinden çıkarımınız ne oldu? Görüşmenin, NATO gibi çok yönlü ittifakların altını oyan diplomatik bir felaket olduğu yönündeki ortak görüşü paylaşıyor musunuz?

Hodges: Henüz gerçekleşen bir şeyi hemen felaket olarak tanımlama konusunda tereddüt ediyorum. Olanları bir elekten geçirme işi biraz daha zaman alacak. Şüphesiz gördüğüm tüm değerlendirmeler, zirveden Ruslar dışında hiç kimsenin memnun olmadığını söylüyor. Bence işin olumlu yanı, en azından şöyle açıklamaların yapılmamış olması: "Ukrayna ya da Gürcistan'la istediğinizi yapabilirsiniz." Bunun, büyük güçlerin toprak alıp vererek ticaret yaptığı 18'inci yüzyılı andırdığına dair herhangi bir gösterge mevcut değil. Bence bu, rahat bir nefes alınmasını sağlıyor.

Kanımca bu Trump için ABD'de büyük bir sorun teşkil edecek çünkü çok sayıda Cumhuriyetçi kendisini, Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale etmesi meselesiyle ilgilenmediği için sert bir dille eleştirdi. Trump Rus müdahalesini kınamadı, Putin'i sorumlu tutmadı. Yani bu açıklanabilecek bir durum değil.

DW: Trump Avrupa gezisine NATO müttefiklerini eleştirerek başladı ve geziyi Putin'i eleştirmeden sonlandırdı. Bundan ne anlamalıyız?

Hodges: Her şeyden önce, NATO bizim büyük ittifakımız. İttifak mükemmel değil, daha çok çalışılması gerekiyor ancak bu yine de dünya tarihindeki en başarılı ittifak. NATO daha önce çok zorlu zamanları başarıyla atlattı ama bu üye milletlerin her zaman ortak çıkar ve değerleri paylaşmaları ve ABD'nin liderliğinin hiçbir zaman sorgulanmaması sayesinde oldu. Ömrümde ilk defa bir ABD Başkanı'nın NATO'yu sorguladığını görüyorum ve bu beni ciddi biçimde endişelendiriyor. Bunda yeni olan şey, Başkan'ın en önemli müttefiklerimiz hakkında bu kadar açık biçimde saygısız ve önemsemez bir tavır takınması. Bu durum tanıdığım tüm ordu mensuplarını endişelendiriyor.

İkinci olarak, Başkan'ın ittifakların ve uluslararası örgütlerin kıymetini bildiğini düşünmüyorum. Bence bu acı bir durum çünkü NATO, ABD olarak bizim milli güvenlik stratejimizin çok önemli bir parçasını oluşturuyor. Almanya'da konuşlu 30 bin asker Almanya'yı savunmak için burada değiller, bu birlikler bizim kolektif güvenliğe yaptığımız katkıların tamamının bir parçasını teşkil ediyor. Ve açık bir biçimde konuşmak gerekirse, Almanya ABD'nin en önemli müttefiki çünkü Almanya ile ittifakımız birçok şeye erişime sahip olmamızı sağlıyor. Bir bakıma Almanya'ya istihbarat işbirliği alanındaki üssümüz de diyebilirsiniz. Ben her zaman Almanya'nın, ABD'nin iyi bir ilişkiye sahip olmak için en fazla çaba sarf etmesi gereken ülke olduğunu savundum. Bu bağlamda Başkan'ın özellikle Başbakan Angela Merkel'i rakip olarak tanımlaması bence korkunç bir hata.

DW: Ama birçok analist ve muhafazakâr Alman politika, Trump'ın Almanya'nın savunmaya daha çok para harcaması gerektiği yönündeki eleştirisine destek verdi.

Hodges: Evet, bu doğru. Birçok ülkenin yük paylaşımı konusunda daha çok şey yapmaya başladığı ortamda, Başkan buna epey bir dikkat çekti ve konuya biraz ivme kazandırdı, ki buna ihtiyaç vardı elbette. Bence bunun için belli bir takdiri hak ediyor. Samimi konuşmak gerekirse, Amerikalıların yarısı da aynı şekilde Avrupa'nın neden daha fazlasını yapmadığını anlamıyor. Ancak bunun yapılma şekli hoşuma gitmedi. Bence bu uzun vadede zararlı olacaktır.

DW: NATO harcamaları ve Kuzey Akım 2 projeleri gibi Trump'ın dile getirdiği pek çok görüşü savunma analistleri de pekâlâ paylaşıyor. İnsanları rahatsız eden şey yalnızca Trump'ın tarzı mı?

Hodges: Bunun yalnızca tarz meselesi olduğunu söylemek istemiyorum. Bu, Trump'ın bu ilişkilere verdiği zararı asgariye indiriyor. Tarz işin bir parçası ama işin iç yüzü bundan çok daha kötü. Trump'ın yaptığı şey, müttefiklerimize ve müttefik olmanın anlamına saygısızlık. Almanya ittifaka ve ABD'ye katkı sağlamak için çok çaba sarf ediyor, kaldı ki bu katkılar yüzde 2 hedefine dâhil değil (Editörün notu: NATO üyelerinden gayrisafi yurt içi hasılalarının (GSYH) yüzde 2'sini savunmaya ayırmaları bekleniyor). Bu yüzde iki meselesinin tek ölçüt olarak değerlendirilmesinden hoşlanmıyorum. Bu ölçütün neden olduğunu anlıyorum ama bence artık yük paylaşımı ve yük paylaşımının ne anlama geldiği konusunda çok daha karmaşık bir yaklaşım benimsemenin zamanı geldi. İttifakın Almanya'dan yapmalarını istediği şey, yüzde iki ölçütüyle pek açıklanabilecek bir şey değil.

DW: Almanya'daki bazı insanlar NATO'ya ve Rusya'yı düşman olarak çizen Soğuk Savaş retoriğine pek güvenmiyor. Bu kişiler Trump destekçisi değiller ancak hiçbir şekilde Rusya'yla bir çatışma yaşanmasını da istemiyorlar. Rusya'yı aslında olduğundan daha büyük bir tehlike olarak gördüğümüz fikrinde bir gerçeklik payı düşünüyor musunuz?

Hodges: Kesinlikle hayır. Rusya 400 yıl boyunca, istediğini elde etmek için, her daim, ekonomik, diplomatik ya da askeri gücünün her parçasını kullandı. Bu konuda gerçekçi olmamız gerek: Rusya yalnızca güce önem veriyor. Ukrayna'yı işgal eden Rusya, Gürcistan'ı işgal eden Rusya, Baltık ülkelerini tehdit eden Rusya, diğer yandan Romanya, Danimarka ve İsveç'ten nükleer hedefler olarak bahseden de Rusya. Bu gerçek bir tehdit.

Şimdi, sınırın öbür tarafında kara işgali için motorlarını çalıştırmış hazırda bekleyen Rus tankları sıralanmış değil. Bunun olmasını da beklemiyorum. Ancak Ruslar, siber teknolojiler ve dezenformasyonun yanı sıra nükleer silah tehdidiyle bağlantılı olarak bunu yapma kabiliyetini elde etmiş durumda. İki: ABD de dâhil olmak üzere hepimiz son yıllarda ciddi oranda silahsızlanmış bulunuyoruz. Çünkü Rusya'nın ortağımız olacağını düşündük. Son Amerikan tankı Almanya'yı beş yıl önce terk etti. Almanya ordusu neredeyse tamamen silahsızlandı ve şimdi Rusya'nın yaptıklarından ötürü yeterli bir caydırıcılık kabiliyetinin yeniden inşası için herkesin iki ayağı bir pabuca girdi.

DW: Peki bu bağlamda Putin ile Trump'ın arasındaki Helsinki zirvesi ne kadar endişe vericiydi?

Hodges: Bence bir araya gelmiş olmaları hiç de kötü değil. Aslına bakarsanız, durum gerginleştikçe, insanların yanlış anlaşılmalara mahal verilmemesi için buluşmaları mantıklıdır. Sorun, çok sayıda insanın Başkan Trump'ın yaptığı ya da söylediği şeylere güvenmemesi. Sırf buluşmuş olmak için buluşmak, eğer beklentiler konusunda açık değilseniz ve Rusya'ya baskı yapmıyorsanız bir işe yaramaz. Tekrar söylüyorum, Ruslar yalnızca güce saygı gösterir ve bence şu anda NATO güçlü gözükmüyor, Trump da güçlü gözükmüyor.

Ben Knight

© Deutsche Welle Türkçe