1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Terör şoku sürüyor

Ajanslar25 Temmuz 2005

İngiltere’nin başkenti Londra’daki sürekli alarm durumu devam eder ve güvenlik görevlileri masum bir sivili öldürürdüğü için özür dilerken, Cumartesi günü düzenlenen ve Mısır’ın tatil beldelerinden Şarm El Şeyh’i kan gölüne çeviren saldırılarla ilgili soruşturma sürüyor.

https://p.dw.com/p/Aagu
Mısır'daki saldırılar nedeniyle 93 kişi gözaltına alındı
Mısır'daki saldırılar nedeniyle 93 kişi gözaltına alındıFotoğraf: dpa

Mısır'da polisin Şarm El Şeyh'teki saldırılarla ilgili olarak Sina'da düzenlediği operasyonda çatışma çıktı. Polis kaynakları, saldırılarla bağlantısı bulunduğuna inanılan iki Pakistanlı'nın sığındığı yerde yapılan operasyonda otomatik silahlarla ateş açıldığını belirtti. Operasyonun Şarm El Şeyh'e 50 kilometre uzaklıktaki Sina Yarımadası'nın güneyinde yer alan Bedevi köyleri Hurum ve Rueysat civarındaki dağlık arazide düzenlendiği kaydedildi. Yetkililer saldırıda kullanılan bombaların da bu bölgede imal edildiği tahmin ediyor.

'Turizm balta alır endişesi'

Bu arada 23 Temmuz’daki akıl almaz intihar saldırılarının ardından, turizm gelirlerine ihtiyacı olan Mısır’ın turistik geleceğinden endişe duyanların sayısı artıyor. Şarm El Şeyh’te dükkan işleten bir Mısırlı bombaların Şarm El Şeyh’i bitirdiğini ve maddi geleceklerinin karanlık olduğunu söylüyor. Şarm El Şeyh’in Mısır’ın en sıkı korunan beldesi olduğunu hatırlatan avukat Mutaser el Sayad ise güvenlik önlemlerinin yetersizliğinin teröristlere fırsat yarattığı ve polisin dikkatinin dağıldığı bir saatte bombaların patladığını anlatıyor.

Bomba dükkanların önünde patladı

İçişleri Bakanı Habib el Adli tamamen tahrip olan Gazala Garden otelindeki incelemeleri sırasında, bomba yüklü aracın otelin giriş kısmında patlamasının bu bölümdeki dükkanlarda çalışan Mısırlılar arasındaki can kaybını arttırdığını söyledi.

Teröristlere öfke

Turistik tesislerde çalışan Mısırlı işçiler de infial içinde teröristlerin vicdansız olduğunu, ülkeyi mahvetmek istediklerini haykırarak saldırıyı düzenleyenleri lanetliyorlar. Turizm gelirleri yılda altı milyar doları bulan Mısır turist sayısının dibe vuracağı endişesinde. Şarm el Şeyh’e giden Devlet Başkanı Hüsnü Mubarek ise halka moral vermek için ülkenin güvenliğine paha biçilemeyeceğini kimsenin istikrarı bozmasına izin vermeyeceklerini dile getiriyordu.

Son altı ayda 130 kurban

Son on ayda teröre en az 130 kurban veren Mısır kan ağlarken 7 ve 21 Temmuz saldırılarının şokunu atlatamayan İngiltere de korkulu bir bekleyiş içinde.

Londra saldırısı

Öte yandan İngiliz polisinin bir metro istasyonunda şüpheli olduğu gerekçesiyle öldürdüğü 27 yaşıdaki Brezilyalı Jean Charles de Menezes'in suçsuz çıkması tartışmalara neden oldu. Sao Paolo’nun gecekondu semtlerinden Londra’ya gelen Menezes, Stockwell’deki sivil polislerin belki de bir hırsızı aradığını zannediyordu. Korkup metroya doğru koşan Menezes’in bu kaçışı polis tarafından yanlış yorumlandı ve intihar saldırganı olduğu sanıldı. Metro istasyonunda olayı soruşturanlar, Temmuz ayının ortasında kışlık manto giyen ve metro trenine doğru koşan Menezes’in üçüncü saldırıyı gerçekleştirmesini önlemek için herşeyi yapmaya hazırdı.

Beş kurşunla öldürüldü

İngiliz güvenlik güçleri yere yatırdıkları Menezes'e başına isabet edecek şekilde 5 kez ateş ettiler. Bu görüntüler daha çok bir idamı andırıyordu.

Emniyet Müdürü özür diledi

Londra Emniyet Müdürü Ian Blair olayı korkunç bir trajedi olarak niteledi ve büyük bir hata yaptıklarını kabul etti. Menezes'in yakınlarından da özür dileyen Ian Blair, öldürmek için ateş etme politikasını yine de savundu ve polislerin intihar saldırganı olduğundan şüphelendiği kişileri başından vurma yetkisi aldığını belirtti. Emniyet Müdürü sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şüpheliyi eğer göğsünden vurursanız bombaların bağlandığı kemere isabet etmeniz olasıdır, eğer vücudunun diğer bölgelerine ateş ederseniz saldırgan yine de bombayı ateşleyebilir. Tek alternatifimiz başına ateş etmek.”

Polis yargı önüne çıkacak mı?

Öldürmek için ateş eden polisler yargı önüne çıkacaklar mı? Bir hukuk devleti bunu yapabilir mi? Yoksa, bu terör karşısındaki çaresizliğin bir göstergesi mi? Polisin Cuma günü 27 yaşındaki masum Brezilyalıyı öldürmesinden bu yana bu konular tartışılıyor ve bu sorulara yanıt aranıyor.

“Charles de Menezes öldürüldü, çünkü yanlış zamanda yanlış yerde bulunuyordu” diyor BBC televizyon kanalı.

Yanlış bilgilendirilen Scotland Yard uzmanlarının kurbanı olan Menezes'in büyükannesi, olayı hala kavrayabilmiş değil. “O bana en yakın torunumdu” diyor yaşlı kadın, “tarif edilmez derecede üzgünüm.”

Menezes'i vuran polis üzgün

Eski Scotland Yard mensuplarından John O’Connor, Charles de Menezes'i vuran polis memurunun da üzgün olduğunu söylüyor:

“Şimdi bizim saatlerce, günlerce ve hatta haftalarca bütün yönleriyle tartışabileceğimiz olay anında o, saniyenin binde biri kadar kısa bir zamanda karar vermek zorundaydı. Bu karar doğru veya yanlış arasındaydı ve kendisini kahraman veya suçlu konumuna düşürecek bir karardı.”