Tartışması dinmeyen meydan okuma: Darwin

Zengin bir aileye mensup olan Charles Darwin, ilahiyat ve biyoloji öğrenimi gördü. Babasının tercihi ise oğlunun tıp eğitimi almasıydı. Darwin’in en büyük tutkusu, avlanmak, ata binmek ve doğaydı.

Darwin, ”Beagle” adını taşıyan araştırma gemisi ile yeni ufuklara yelken açma imkânı doğduğunda hiç tereddüt etmedi. 1831’de başlayan ve beş yıl süren yolculuk Charles Darwin’in hayatını ve dünyaya bakışını değiştirdi.

Darwin heyecanını şu sözlerle anlatıyor: ”Beagle” gemisinde bulunduğum dönemde, Güney Amerika’daki bitki ve hayvan türlerinin dağılımındaki gariplik beni çok şaşırtmıştı. Bu olgular bana türlerin kökenine ışık tutma konusunda yardımcı oldu.”

Galapagos Adaları'ndan Londra'ya

Charles Darwin, Galapagos Adaları’nda bulduğu her şeyi, taşları, kuru bitkileri, hayvan fosillerini, böcekleri ve farklı kuş türlerini toplayarak İngiltere’ye döner. Bilim tarihi uzmanı ve biyolog Profesör Ernst Peter Fischer, Darwin'in daha sonra kendi adını taşıyacak ispinoz türlerini bile nerede bulduğunu yazmayı unuttuğunu belirtti. Fischer, Darwin'in dağınıklığının mazur görülebileceğini, çünkü o dönemde daha çok genç olduğunu ve dünyayı sarsacak, evrensel bir keşfe imza attığını bilmediğini vurguladı.

Keşfin sırrı ispinozgiller

Darwin devrim yaratacak keşfini, ispinozgiller familyasına ait küçük kuşlara borçluydu. Hepsi birbirinden farklıydı, bazılarının gagaları daha büyüktü, bazılarının ise dar ve inceydi. Darwin, Galapagos Adaları’nda bulduğu farklı ispinoz türlerini inceleyerek, hepsinin aynı atalara sahip oldukları, ancak binlerce yıl içinde değişime uğradıkları sonucuna vardı. Ancak bu fikir dine aykırıydı. Darwin bir arkadaşına şu satırları yazıyordu: ”Bu arada türlerin değişmez olmadığından neredeyse eminim. Bu sanki insanın bir cinayet işlemesi gibi...”

Yeni bir zihniyet

Profesör Fischer ise Darwin’in keşfini şu sözlerle değerlendirdi: "Bu belki de kültür tarihinin öldürülmesiydi. Zira Darwin bu şekilde adeta geleneksel düşünceleri öldürüyordu. Üstelik çok radikal bir şekilde. Elbette bunun farkına varmıştı. Gerçeklik, doğa veya dünya olarak tanımlanan şeyin nasıl geliştiğini anlayabilmek için, artık yeni bir zihniyet gerekiyordu."

"Türlerin Kökeni"

Darwin, Londra’da kendisini dünya çapında üne kavuşturacak ”Türlerin Kökeni” adlı eserini yazdı. Ancak kitabın yayımlanması için aradan yıllar geçti. 1859 yılında bin 250 adet basılan kitap ilk günden tükendi. Darwin’in kitabı, genç bilim adamlarını heyecanlandırırken, geleneksel kalıplara bağlı araştırmacılar ve kilise tarafından tepkiyle karşılandı. Darwin, dinsiz ve ateist olmakla suçlandı. İnsanların da evrim geçirdiği ve kökeninin Afrika’da olduğu fikrini ortaya atan Darwin, teorisini hiç bir zaman açık bir şekilde savunmadı.

Darwin hala gündemde

Profesör Fischer, aradan geçen süreye rağmen, Darwin'in önemini yitirmediğini belirterek, "Darwin hala çok etkileyici. Dünyadaki canlıların çeşitliliği üzerinde fikirler yürütmek, hala bir meydan okuma. Ve bence bu gelecekte de sona ermeyecek bir görev. Her zürafanın kuyruğunda, her kuşun tüyünde, her köpeğin burnunda Darwin’in düşünce yöntemini anlamayı deneyebilirsiniz" sözleriyle ile Darwin'in önemine işaret etti.

Charles Darwin 19 Nisan 1882'de, 73 yaşında hayata gözlerini yumdu ve Lonra'da Westminster Abbey Kilisesi'ne gömüldü.