1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Taciz skandalı Fransız kadınlarını böldü

10 Ocak 2018

Fransa'da bir grup kadın, Hollywood'daki taciz skandalına tepkilerin erkeklere karşı nefrete dönüştüğünü savundu. Ünlü aktris Catherine Deneuve'un da imzası bulunan bildiriye feministler karşı çıktı.

https://p.dw.com/p/2qclp
26. Europäischer Filmpreis Catherine Deneuve Lebenswerk
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Aktris Catherine Deneuve öncülüğünde bir grup kadın, ABD’deki Harvey Weinstein krizi sonrası erkeklere karşı başlatıldığını söyledikleri “nefret kampanyasını” protesto amacıyla Le Monde gazetesinde yankı uyandıran bir makale yayımladı.

Deneuve ile birlikte tanınmış 100 kadın sanatçı ve aydın tarafından kalame alınan bildiride, “Tecavüz bir suçtur, ancak bir kadını ısrarla veya sakarlıkla baştan çıkarmaya çalışmak kabahat olamaz, çapkınlık da maço bir sataşkanlık değildir” ifadelerine yer verildi.

Weinstein krizi sonrası kadınlara yönelik cinsel şiddetin açığa vurulması konusunda “meşru bir bilinçlenme” olduğuna vurgu yapılan makalede, bu bilinçlenmenin “gerekli” olduğu ancak açığa vurulurken “ters etki yapmaya başladığı” ve “Kadınları, Ortaçağ’da cadılar döneminde olduğu gibi, erkeği kadından üstün gören şeytanların etkisi altındaki küçük zavallı şeyler, ebedi kurbanlar statüsüne soktuğu” ileri sürüldü. Erkeklere karşı “cadı avı” başlatıldığı mesajı verildi.

Film yapımcısı Harvey Weinstein'ın adı taciz skandalına karışmıştı
Film yapımcısı Harvey Weinstein'ın adı taciz skandalına karışmıştı Fotoğraf: picture-alliance/AP Images/J. Strauss

Makalede, sosyal medya üzerinden yürütülen ihbarlar yargısız infaza benzetildi. Bu ihbarlar yüzünden “yaptığı sadece birinin dizine dokunmak veya bir öpücük almak olan erkeklerin işlerinden olduğu ve istifaya zorlandığı” belirtildi. Weinstein krizi sonrası feministler tarafından sosyal medya üzerinden başlatılan ihbar kampanyalarının “aslında cinsel özgürlük düşmanları, aşırı dinciler, gericiler ve kadınları daima korunması gereken yaratık gibi görenlerin çıkarlarına hizmet ettiği” görüşü dile getirildi. 

İmzacılar, “Kadınlar olarak güç istismarının açığa vurulmasının ötesine geçerek cinsellik ve erkeklerden nefrete dönüşen bu tür bir feminizm içinde kendimizi görmüyoruz” ifadelerini de kullandı.

Feministlerden sert tepki

Bildiriye Fransa'daki feministlerden sert tepki geldi. Feminist dernekler tarafından bu sabah yapılan açıklamada, makaleyi yayımlayan kadınlar “şiddet ile saygı ve zevk üzerine kurulu baştan çıkarmayı karıştırmakla” suçlandı. Bu kadınların "Medyadaki görünürlüklerini kullanarak cinsel şiddeti bayağılaştırdıkları” görüşü savunuldu.

Açıklamada, “Kadınlar insandır. Aynen diğerleri gibi. Bizim de saygıya hakkımız var. Harakete uğramamak, ıslıklanmamak, saldırılmamak ve tecavüz edilmemek temel hakkımızdır.Yaşamımızı güvenlik içinde sürdürmek temel hakkımızdır. Fransa’da, ABD’de, Senegal’de, Tayland’da veya Brezilya’da bu artık böyle değildir. Hiçbir yerde” ifadelerine de yer verildi.

Fransa’da bir cumhurbaşkanı seçiminde ikinci tura yükselmiş ilk kadın olma özelliğine sahip, eski bakanlardan Segolene Royal, konu hakkında sosyal medya üzerinden, "Ne yazık ki büyük sanatçımız Catherine Deneuve de bu acınası metne dahil olmuş. Kadın onuru hakkında kaygılı erkek ve kadınlar olarak hepimizin düşünceleri, cinsel şiddet kurbanı olup bu konuda korku nedeniyle konuşamayanlarladır” ifadeleriyle tepki gösterdi.  

2016-2017 döneminde Kadın Hakları Bakanlığı görevini yürüten senatör Laurence Rossignol ise makale için “Erkeklerin bakışı ve arzusu olmaksızın sanki yok olunacakmışa benzeyen bu garip iç sıkıntısı zeki kadınları koca saçmalıklar yazmaya sürüklüyor” ifadelerini kullandı.

Kayhan Karaca / Strasbourg

© Deutsche Welle Türkçe