1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye’nin Suriye denklemi

16 Ağustos 2011

Türk hükümetinin girişimleri, Suriye’de akan kanı durdurmak için yeterli olamadı. Peki Ankara şimdi ne yapacak? Uluslararası basında konuşulan askeri güç gösterisi seçenek olabilir mi? Uzmanlar değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/12GpJ
Fotoğraf: dapd

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “sabrımız taşıyor” açıklamaları, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Ne olacağını aylar içinde değil günler içinde göreceğiz” değerlendirmeleri, uluslararası basında birçok farklı yoruma konu oldu.

ABD ve İsrail basınında çıkan “Türkiye’nin askeri güç gösterisinde bulunabileceği” haberleri ve müdahale senaryoları, Ankara’nın sertleşen söylemiyle birlikte merak konusu oldu. Türkiye nereye kadar gidebilir? 1998 yılında olduğu gibi tankları sınıra yığıp Suriye’ye gözdağı verebilir mi?

Türk hükümetinin seçenekleri

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Çağrı Erhan’a göre iki ülkenin bir çatışmanın eşiğine gelmesi ihtimali sıfırın altında.

Türk dış politikası uzmanı Erhan, Türkiye'nin 1998 yılında dahi Suriye’ye saldırmayı düşünmediğini vurguluyor. O dönem PKK lideri Abdullah Öcalan'ı barındıran Suriye’ye karşı “kontrollü bir tırmandırma” politikası izleyen Türkiye, sınıra asker yığarak Suriye’ye ciddi bir gözdağı verdi, rest çekti ve Suriye lideri Hafız Esad, Öcalan konusunda geri adım atmak zorunda kaldı.

Türkiye’nin bugünün koşullarında Suriye'ye bir askeri müdahalesinin söz konusu olamayacağını kaydediyor Prof.Dr. Erhan. Onu bu görüşe iten nedenlerin başında Suriye’den Türkiye’ye yönelik bir tehdidin bulunmaması geliyor. “Türk askerine bir saldırı yok, kamuoyunda haddini bildirelim beklentisi yok. Mavi Marmara’da yaşananlar sonrasındaki Cuma namazı çıkışlarını hatırlayın… Türk vatandaşının gördüğü bir zarar yok. Bugünkü durumu 98 ile karıştırmamak lazım” görüşünü kaydediyor.

Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu dalgalı dönem askeri müdahale olasılığını sıfıra iten bir diğer neden ama başka unsurlar da var. Başbakan Erdoğan’ın PKK’ya karşı yaptığı “Bıçak kemiğe dayandı “açıklamasını hatırlatan Çağrı Erhan, “Türkiye’nin önceliği terörle mücadeledir. ABD bile 2 cephede çatışmıyor” diyor. Üçüncü neden ise Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun “komşularla sıfır sorun “politikası. “Bu politikanın en önemli halkası Suriye’dir. Böyle bir müdahale olası olamaz. Türkiye’nin bunu yapacak ne mecali var, ne kamuoyundan gelen bir talep var, ne de beklenti var” diye konuşuyor. Erhan’a göre Türkiye’nin yapabilecekleri arasında öne çıkan seçeneklerden biri, Ankara’nın muhalifleri Baas ile uzlaştırması.

‘Kara propaganda’ uyarısı

Askeri bir seçeneğin hata olacağı görüşüne sahip bir diğer uzman da Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Ortadoğu Uzmanı Osman Bahadır Dinçer.

Dinçer’e göre bazı yabancı basın organlarında son günlerde yayımlanan haber ve yorumlar, bir anlamda “Türkiye’yi gaza getirmeyi” amaçlıyor. “Türkiye tehlikeli bir noktaya çekilmeye çalışılıyor. Kara bir propaganda var. Mezhepsel çatışmaların içinde bir taraf gibi gösterilmeye uğraşılıyor. Türkiye’nin böyle bir hataya düşmemesi lazım” diyor Dinçer.

USAK uzmanına göre diplomatik çabalar sürdürülmeye devam edilmeli ama önce Türkiye net bir tutum belirlemeli. Dinçer, “Reformların hayata geçirilmeyeceği ortada, Türkiye Baas’a karşı tavrını koymalı, mesafe koymalı. Artık seni muhatap almıyor diyebilmeli” görüşünü kaydediyor.

Türkiye'ye öncü rol

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ortadoğu Uzmanı Ufuk Ulutaş’a göre de Suriye krizinin çözümü için diplomatik yollar henüz tükenmiş değil.

Ulutaş, “Askeri operasyonlar için meşruiyet lazım. Uluslararası güvenliğe bir tehdit yok. müdahale doğru olmaz” diye konuşuyor. ABD’nin petrol üzerinden Suriye’ye baskı yapma çabalarının bulunduğunu hatırlatan Ulutaş, ekonomik yaptırımların bir yol olabileceğini belirtirken, öte yandan Suriye’nin İslam Konferansı Örgütü veya Arap Birliği düzleminde üyeliğinin dondurulabileceğini, uluslararası izolasyonuna sebep olabilecek adımların atılabileceğini kaydediyor. “Uluslararası camia Türkiye’nin düşüncelerine, fikirlerine değer veriyor. Bu konuda öncü rol alınabilir” diyor Ulutaş.

SETA uzmanına göre Suriye askeri operasyonlarını “Teröristleri öldürüyorum, istikrarı sağlamak için bunu yapıyorum” diyerek meşru olarak kabul ediyor. Hal böyle iken de önümüzdeki günlerde de askeri operasyonlarına devam etmesi şaşırtıcı olmayacak.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Sibel Yeşilmen/Ankara

Editör: Ayhan Şimşek