1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'deki IŞİD tehdidi: Örgüt yeni yollar mı deniyor?

14 Ağustos 2017

IŞİD şüphelisinin bir polis memurunu bıçaklayarak öldürmesi, örgütün Türkiye'deki eylemlerini gündeme taşıdı. Ortadoğu uzmanı Serhat Erkmen'e göre, IŞİD Türkiye'deki eylem biçimini değiştirmenin yolunu arıyor.

https://p.dw.com/p/2iD1m
Fotoğraf: picture alliance/Zumapress

DW Türkçe: IŞİD, Türkiye'de canlı bomba, intihar saldırısı, roket saldırısı gibi farklı türde eylemler gerçekleştirdi. Son olarak İstanbul'dan bıçaklı saldırı haberi geldi. Bu saldırı sonrası IŞİD'in Türkiye'deki eylem biçiminde bir değişiklikten bahsetmek mümkün mü?

Serhat Erkmen: Evet, IŞİD Türkiye'de eylem biçimi değiştirmenin yolunu arıyor. Ancak bunun bir yalnız kurt eylemi olup olmadığı konusunda şüpheler var. Anladığım kadarıyla polisin bu şahsı gözaltına alması sırasında şahsın yapmış olduğu bir eylem. O anda gelişen bir durum olarak ortaya çıkmış. Son iki hafta içerisinde çok yoğun bir biçimde güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonlarda örgütün eylem hazırlığında olduğu, farklı vilayetlerde bu eylemlerin hazırlık aşamasındayken ya da son anda engellendiğini gördük. Örgüt eylem yapmak için çeşitli yollar deniyor. Fakat güvenlik güçlerinin dikkati ve yoğun operasyonları sayesinde bu eylemleri yapamıyor.

Nahost-Experte Serhat Erkmen
Ortadoğu Uzmanı Serhat ErkmenFotoğraf: privat

DW Türkçe: "Yalnız kurt" olarak adlandırılan örgütten bağımsız olarak kendi başına eyleme geçen örgüt üyeleri 3 yıl içerisinde çok sayıda saldırı düzenlendi. Bu kişiler, Türkiye için nasıl bir tehdit oluşturuyor?

Erkmen: Şu ana kadar Türkiye'de henüz o tür bir eylem yaşanmadı. Türkiye'de bu örgütün gerçekleştirmiş olduğu eylemler, merkezden alınan karara göre, merkezin belirlemiş olduğu yöntemle, hedefi de merkezden gelen talimatla seçilmiş eylemler. Ancak engellenen bir takım eylemlere baktığımızda eylem biçimlerinde farklılaşmaya gittiğini görüyoruz. Bunun iki tane yeni örneğinden bahsedebiliriz. Bir tanesi 17 Temmuz günü Ankara'da yaşanan bir olay. Örgütün görsel materyallerinde anlatıldığı biçimde bir patlayıcı yapımı sırasında örgütün militanı beceremedi ve bir patlama meydana geldi. Bu bir işaretti. Geçen hafta yine Ağrı merkezli bir operasyonda yaklaşık yedi kişi yakalandı. Bunların da eylem yapmak amacıyla merkezle irtibata geçtiği ancak IŞİD'in "Yalnız Kurt El Kitabı" denilen şeyi gönderdiği ve buna bakarak bişiler yapılması talimatı verdiği ortaya çıktı. Bu nedenle örgüt kendisine yeni yollar arıyormuş gibi görünüyor.

DW Türkçe: IŞİD'in Türkiye stratejisi ne üzerine kurulu? Türkiye'deki eylemlerinin hedefinde neler var?

Erkmen: Türkiye, IŞİD için öncelikli hedeflerden birisi olmaya devam ediyor. Çünkü Suriye'nin kuzeyinde o topraklardan söküp atan El Bab'a kadar inerek IŞİD'e büyük bir darbe vuran bir Türkiye var. Türkiye belki de IŞİD'in en yakındaki düşmanlarından birisi haline geldi. Son iki yıl içerisinde Türkiye'de çok sayıda IŞİD operasyonunun yapıldığını görüyoruz. En çok IŞİD'ci gözaltına alan ülke yine Türkiye. Bütün bunlar örgütü Türkiye'ye karşı müthiş bir nefret beslemesine ve bir saldırı mantığı geliştirmesine neden oluyor. Peki ne yapmak istiyor? Toplumun hassas damarlarına dokunmak suretiyle iç karışıklıklar yaratmak istiyor Türkiye'de. Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu'nun adalet yürüyüşüne yapılan saldırı hazırlığında bunu görüyoruz. Bu Türkiye'de hem siyasi anlamda hem de toplumsal anlamda çok ciddi bir tepki üretebilecek bir eylemdi. Mesela IŞİD bu eylemi yapmaya çalıştı ancak son anda engellendi.

Türkei Polizist in Istanbul
Fotoğraf: Getty Images/AFP/O. Kose

DW Türkçe: IŞİD'in Türkiye'deki varlığından da bahsedelim. Örgüt, Türkiye'de kendisine yaşam alanı bulabiliyor mu? Uyuyan hücreleri bulunuyor mu?

Erkmen: Türkiye'de IŞİD'in varlığı iki ana olgunun içerisinde yeşeriyor. Bunlardan bir tanesi, öteden beri Türkiye toplumunun içerisinde çok küçük bir kesim olsa da bu gibi radikal gruplara yönelik eğilimi olan insanlar var. İkinci kategoride ise yurt dışından gelen ve Türkiye'de sıkışıp kalan büyük bir topluluk var. Bunlar arasında Suriye'de, Irak'tan, Orta Asya'dan ve Rusya'dan gelenler var.  Ya da örgüte katılmak için Suriye'ye giden, daha sonra ülkesine dönmek isteyen ama Türkiye'de sıkışıp kalanlar var. Son dönemde Türkiye'deki IŞİD saldırılarının arkasında yabancıların bulunduğu zaten aşikar. Havaalanı saldırılarını hatırlarsanız, yabancılar yapmıştı. Reina saldırısının faili bir yabancıydı. Dolayısıyla Türkiye içerisinden bu örgüte bir katılım var, doğru. Ancak, farklı nedenlerle ortaya çıkan yabancıların da birikimi ile başka tehdit kategorisi de var. Bunları beraber düşündüğümüz zaman birden çok kaynaktan Türkiye'ye yönelik bir saldırı gerçekleştiğini görüyoruz.

DW Türkçe: Türkiye'nin IŞİD'le mücadele için yürüttüğü politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz? IŞİD gibi bir örgüte karşı nasıl bir politika izlenmesi gerekiyor?

Erkmen: Son dönemde yoğunlaşan bir mücadele var. Özellikle Fırat Kalkanı operasyonu ile birlikte bu mücadele doruğa çıktı. Hem sınırın ötesinde IŞİD'le mücadele etmeye başladı hem sınır kontrolünde çok büyük ilerleme var. Türkiye'nin içerisinde de çok büyük ilerleme var. Türkiye IŞİD'le mücadeleyi öğrenme konusunda belli bir deneyim eksikliğinden muzdaripti. Son bir buçuk yılda bu konuda gerçekten ciddi bir deneyim elde etti. Avrupa'da engellenen eylemden daha fazlası Türkiye'de bir senede engelleniyor. Tam olarak bu tehdidi ortadan kaldırılabildi mi? Hayır. Bunu söylemek imkansız. Bu anlamda bugünden yarına IŞİD tehdidi hemen bitirilebilir mi? Hayır. Dönüşüm geçirir, işte o dönüşüm geçirme evresinde terörle mücadeleden sorumlu olan kurumlar, dönüşümü anlayabilir ve o dönüşüme uygun bir mücadele biçimi geliştirebilirse örgütün eylemleri en aza indirgenebilir.

DW Türkçe: Örgütün dünya üzerindeki saldırılarına bakacak olursak, 3 yılı geride bırakan örgüt şu an hangi noktada?

Erkmen: Artık bu çok tartışılan bir mesele haline gelmeye başladı. Örgüt, eskisi gibi merkezi bir yerden kendi kontrolü dışındaki bölgelerde sürekli eylem yapabilme ya da yaptırabilme kapasitesini devam ettiremiyor. Daha gevşek yapılanmalar üzerinden ya da kendisi ile daha gevşek bir bağı olan ya da doğrudan organik bağı olmayan kişiler üzerinden eylem yaptırma yoluna devam edecek. Her ülke kendi kendine bu örgütle mücadele için yöntemler geliştirmeye çalışıyor. Çok örnekte bu eylemleri gerçekleştiren kişilerin değişik ülkelerde daha önce izlemeye takıldığı, yakalanıp serbest bırakıldığı haberleri çıktı. Bu şunu gösteriyor; eğer bu tehditten muzdarip ülkeler kendi aralarında ciddi ve gerçek işbirliği yapmazlarsa terörle mücadelede istenilen sonuca ulaşılabilmesi kolay değil. Ülkeler arasında gerçek ve samimi bir işbirliğinin olması gerekiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Özge Artunç