1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'de inanç özgürlüğü

Şebnem Aksoy / İstanbul14 Haziran 2004

Türkiye, AB süreci çerçevesinde ibadet özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması için de harekete geçti. Alanya’ya gelecek turistler için kilise açılmasına olanak tanınacağı açıklanırken, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için de gerekli adımların atılacağı haberi geldi...

https://p.dw.com/p/Aaje
Türkiye'de farklı dinlerden çok sayıda kişi yaşıyor...
Türkiye'de farklı dinlerden çok sayıda kişi yaşıyor...Fotoğraf: AP

Türkiye’de son günlerde din ve ibadet özgürlüğüne ilişkin son gelişmeler yaşanıyor. Bu konudaki tartışmalar Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Alanya’da, Alman turistler için bir kilise açılmasına olanak tanınacağını açıklaması ile başladı. Gül, gerekli yasal düzenlemelerin yapılacağını da taahhüt etti. Hemen arkasından yıllardır tartışılan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için gerekli adımların atılacağı haberi geldi.

Türkiye’de din ve ibadet özgürlüğü konusunda yeni bir dönemin başlangıcı olarak nitelendirilen ilk hukuki adım, 2003 yılı Temmuz ayında, 6. AB Uyum Paketi’yle atılmıştı. İmar Yasası'nda yapılan değişiklikle, 'cami' yerine 'ibadet yeri' ifadesi konularak, cami dışında da ibadet yeri tahsisine olanak sağlandı. Ancak kilise açma önündeki engeller, bu değişiklikle kalkmış olmadı. Uzmanlar, kilise gibi ibadethaneleri açmanın idari izne bağlanmasını bu tür faaliyetlerin hala bir güvenlik sorunu gibi görülmesine bağlıyor.

Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu’nun açıklamalarına göre, ilçede 5 bini Alman, 7 bin yabancının kilise talebi vardı. Yoğun turist alan Alanya’daki yabancı nüfus ağırlığı, bu konuyu hep gündemde tutuyordu. Son olarak Avrupa Birliği Reform İzleme Grubu Başkanı sıfatıyla Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, uyum yasaları çerçevesinde gayrimüslimler için Alanya, Antalya gibi turistik bölgelerde ibadethane açılmasına ilişkin yasal ve idari kolaylıklar sağlanacağını açıkladı.

Türk vatandaşı gayrımüslimler

Ancak bundan sonra sürecin nasıl işleyeceği konusunda bir açıklama gelmedi. Bu konudaki yasal düzenlemeler nasıl yapılacak, henüz bilinmiyor. Ancak Türk Protestan Kiliseleri Birliği Hukuk Danışmanı Avukat Orhan Kemal Cengiz, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün açıklamalarının, Türkiye’deki gayrimüslim vatandaşların sorunlarını çözmediği görüşünde.

Cengiz, ”Gül’ün bahsettiği Antalya, Alanya‘ya gelecek turistler için sağlanacak kolaylıklardır. Gül, dışardan gelecek turistler için kilise açılacağını söylüyor, ama Türkiye’de yaşayan Türk vatandaşı gayrımüslimleri ilgilendiren kolaylıklarla konusunda ne yapılacağına dair söylenen birşey yok.”

Sadece İstanbul’da 20’nin üzerinde kilisenin süren davaları olduğunu, Anadolu’da çok sayıda kilisenin kapatıldığını ifade eden Cengiz, yasal değişiklikler öncesinde bir zihniyet değişikliği gerektiğini vurguluyor. Cengiz, yasal engeller kalksa da ibadet özgürlüğü konusunda zihniyetin değişmesi gerektiğini savunuyor.

"Zorlukla karşılaşmıyoruz"

Antalya ve bölgesindeki Katolik Alman cemaati adına DW’nin sorularını yanıtlayan Rahip Rainer Korten ise daha iyimser. Türkiye’de Hristiyan cemaati olarak inançlarını yerine getirirken zorlukla karşılaşmadıklarını söyleyen Korten, 7 ay önce Türk otoritelerinin resmi izniyle, Katolik bir rahip olarak Alman cemaatine hizmet etmek üzere görevlendirildiğini belirtiyor ve şöymle devam ediyor:

”Bir sonraki adım, cemaatimizin kilise olarak resmen tanınması. Kısa süre içinde onun da gerçekleşeceğini, iznin çıkacağını umuyoruz. Belek’te örneğin, içinde bir cami, bir kilise ve bir sinagog olan bir hoşgörü merkezi kurulması planlanıyor. Biz de kendi kilisemezi açmak istiyoruz ama şu anda maddi kaynak yok. Ancak hukuki düzenlemeler sonrası bunun olanaklı olması çok güzel."